Translate.vc / Portuguese → Turkish / Range
Range translate Turkish
254 parallel translation
Temos aqui um fogão Jade Freestanding Range.
Burada Jade marka ayaklı bir fırınımız var.
É täo novo que range.
Gıcır gıcır.
Como range.
Nasıl çatırdıyor.
Pronto, junta os dentes e range-os.
Oldu. Dişlerini güzelce bastır, böyle sıkıştır.
Olhe ali, o Box H era a divisão do Canyon Feserley até a mais ou menos 400 milhas de Open Range até a alguns anos atrás.
İşte geldik,... Feserley Vadisi'ne kadar,... olan topraklar, yıllardır Box H'e ait idi. Hemen hemen 400 millik bir alandı. Bir de şimdi bir bak.
"Home On The Range"?
"Tepedeki Ev" mi?
Estou tão faminto que cada vez que respiro fundo o meu estômago range como um balão molhado.
Öyle açım ki her derin nefes alışımda... karnım ıslak bir balon gibi ses çıkarıyor.
Ela range os dentes a dormir, por isso o casamento acabou.
Uykusunda dişini gıcırdatıyor, ve evlilik sona erdi.
- O meu palpite é Mogollon.
- Mogollon Range gibi geliyor bana.
A porta da minha cabina range quando se abre.
Kamaramın kapısı açılırken ses yapıyor.
Range pode querer alguma coisa.
Sizin çiftliktekiler bir şeyler çeviriyor olmalı.
Na noite passada, desapareceram três estudantes e agora esta porcaria do Logan?
Dün gece range rover süren 3 öğrencinin kaybolması. Şimdide bu Logan pezevengi.
QUANDO VOLTAS, RANGE RIDER?
NE ZAMAN DÖNECEKSİN YALNIZ KOVBOY?
E assim, o Range Rider derrota o grupo de Black Rock em mais um ousado tiroteio.
Ve Yalnız Kovboy, Black Rock haydutunu bir başka cesur çatışma sonunda yener.
Seja qual for a raça ou religião, o Range Rider defende a verdade e a justiça para todos.
Irk ya da mezhep fark etmez Yalnız Kovboy her zaman doğrunun ve adaletin yanındadır.
É que, quando telefonaste, disseste que íamos apanhar uns ladrões de cavalos. Quem melhor para os derrotar do que o misterioso senhor das planícies, o Range Rider.
Arayıp at hırsızlarının peşine düşeceğimizi söylediğinde düşündüm de onları ovaların gizemli koruyucusu Yalnız Kovboy'dan daha iyi kim yenebilir ki?
O Range Rider mais facilmente enfrenta um grupo de bandidos sem armas do que sem o Thunder ao seu lado.
Yalnız Kovboy o haydutlarla karşı karşıya kaldığında altıpatlarının olmamasını, Şimşek'in yanında olmamasına tercih eder.
Primeiro, tiram-me de Hollywood Boulevard vestido de polícia e agora aparece o Range Rider.
Önce beni Hollywood Bulvarı'ndan polis kılığında alıyorsun şimdi de Yalnız Kovboy çıktı.
Conheces o Range Rider?
Yalnız Kovboy'u biliyor musun?
O índio americano puro que vive nas planícies do Arizona onde o Range Rider faz justiça?
Yalnız Kovboy'un adalet dağıttığı Arizona topraklarında yaşayan safkan bir Amerikan yerlisi mi?
Mais uma vez, o misterioso Range Rider parte para mais uma emocionante aventura com o seu fiel corcel Thunder, que... Que ficará para trás só desta vez.
Bir kez daha gizemli Yalnız Kovboy, heyecanlı bir maceraya atılırken sadık atı Şimşek bu kez onunla gelmeyecekti.
Parece-me uma missão para o Range Rider.
Bu Yalnız Kovboy'a göre bir işe benziyor.
- Sou o misterioso cavaleiro das planícies, o Range Rider, e estes são os meus fiéis companheiros.
Ben bu toprakların gizemli kovboyu Yalnız Kovboy'um bunlar da sadık dostlarım.
É tal e qual o Range Rider!
Gerçek Yalnız Kovboy gibi.
O chão range.
Basamaklar çürük.
Já range há anos.
Bunu yıllardır yaptığına eminim.
A porta range, senhor.
Kapı gıcırtısı efendim.
Claro, pode ser esta tábua que range.
Tabii o ses bu tahtadan geliyor olabilir.
Range.
Gıcırdıyor.
– Range mais quando há duas pessoas.
- Daha çok iki kişiyken gıcırdıyor.
Tenho um Range Rover portanto sinto-me mais seguro quando está visível.
Range Rover kullanıyordum... görünür bir yere koyunca güvende hissediyorum.
O meu Range Rover!
Benim atış saham!
Não, não foi a sua limusina, foi o meu range novo.
Hayır, hayır sizin limo değil. benim yeni cipim.
POWERS RANGE :
BlackMirror İyi Seyirler...
- E do Range Rover? - Temos de ir.
Range Rover, Land Cruiser?
- É um espelho velho, que range.
Sadece eski, gevşek bir ayna.
Ia no Range Rover de Sandra.
Sandra'nın arabasını kullanıyordu.
Tens uma manta no Range Rover da tua măe?
Annenin arabasında battaniye var mı?
A minha măe matava-me se suspeitasse que trouxe o Range Rover.
Arabasını aldığımı öğrenirse annem beni öldürür.
Também havia sangue dela no Range Rover dos van Ryan.
Aynı kan Van Ryan'ın arabasından da çıktı.
O Barry range os dentes quando dorme.
Barry uyurken dişlerini gıcırdatır.
Olhem, estão a rebocar um Range Rover.
Bakın, Range Rover'ı çekiyorlar.
Ok, uh, porque a cama range, porque as paredes são finas... porque o Red tem os ouvidos de um lobo.
Çünkü yatak gıcırdıyor. Çünkü duvarlar ince. Çünkü Red bir kurdun kulaklarına sahip.
Por exemplo acompanhei os dois agentes que nos comunicaram a matrícula do seu Range Rover.
Örneğin, o gün senin Range Rover'ının plakasını alan iki polis memuruyla görüştüm.
Range toda a noite por muito tempo.
Tüm gece boyunca öter.
Uma espécie de "homo ao alcance".
Ah, şu "Homo on the range" pornosundaki gibi.
Senão vais tremer cada vez que ouvires um Range Rover!
Her Range Rover duyuşunda ürkeceksin.
- É o Range Rider, Bus.
Ovaların kahramanı gibi etrafta dolaşan bir grup maskeli yahoo mu? Yalnız Kovboy, Bus.
O meu Range!
Avlu!
Vejam, estão a rebocar um Range Rover.
Bakın, Range Rover'ı çekiyorlar.
Dois agentes de giro anotaram a matrícula do seu Range Rover, que se encontrava estacionado perto do local do crime.
Range Rover'ın plakasını almışlar.