English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Razao

Razao translate Turkish

394 parallel translation
Tens razao.
Ben sana güvendim.
- Tens razao, Owen, nao consigo.
- Hakliydin Owen. Yapamadim.
- Tem toda a razao.
- Kesinlikle haklısınız.
Da-me uma boa razao para passarmos as duas ultimas horas na Florida a olhar para as irmas do Haynes sardento, o rapaz com cara de cao.
Bana iyi bir neden göster... neden Florida'daki son iki saatimizi benekli surat, köpek suratlı Heynes'in kız kardeşleri ile geçirelim ki?
Bom, nao e boa, mas e uma razao.
İyi olmasa bile bir neden.
Da-me uma boa razao.
Bana iyi bir neden göster?
- Nao e boa, mas e uma razao.
- İyi olmasa da, bu bir bir neden.
Ele tem razao, isso já aconteceu.
Hakli efendim. Daha önce de oldu bu.
Talvez tenha razao, senhor.
Olabilir efendim.
O almirante tem razao.
Amiral haklıymış.
Quer me explicar a razao para essa fanfarra?
Winifred, bana bu manasızlığın ne anlama geldiğini açıklar mısın?
Entender a emoçao Dos balanços do livro-razao
Kitap okurken o heyecanı hissetmeliler
Mary Poppins tinha razao.
Mary Poppins haklıydı.
Pessoas quase perfeitas nunca misturam o sentimento com a razao.
Kusursuz insanlar duygularını işlerine karıştırmaz.
O Stuffy tem razäo.
Stuffy hakli.
- Tem toda a razäo.
- Kesinlikle haklisin.
Ele tem razäo.
Bence hakli.
Gil, tinhas razäo.
Gil, sen hakliydin.
Eles têm razäo.
Aslinda haklilar.
Näo há razäo para falar com ele.
Konusmaniza da gerek yok zaten.
Sim, tem razäo.
Dogru, haklisin.
Tinha razäo.
Hakliydin.
O Joe tem razäo.
Joe hakli.
Detesto estar aqui a testar a vossa paciência, mas ou tenho razäo ou estou louco!
Burada böyle dikilmekten, sabrinizi zorlamaktan nefret ediyorum. Ama ben ya hakliyim, ya da delinin tekiyim!
Tem razäo.
Hakli.
E pensou assim pela única razäo que qualquer homem luta.
O da onlar için savasti. Herkes gibi onun da bir tek nedeni vardi.
O facto de ela näo falar näo é razäo para se ficar chateado.
Onun konuşmaması kızacak bir şey değil.
La detestar perdê-la por uma razäo qualquer.
Onu hiçbir nedenle kaybetmek istemem.
Deve ter uma razäo para a comprar.
Herhalde bunun için bir sebebin vardı.
Por mais que a tenha recusado de Mr. Cortland näo vejo razäo para a aceitar de si.
Bay Cortland verdiğinde de reddettiğime göre senden bunu almak için bir neden görmüyorum.
Näo é essa a razäo.
Asıl neden bu değil.
- Tens razäo.
- Evet, değil.
- Qual é a razäo?
- Asıl neden ne peki?
Näo é razäo para me ofender.
Beni kötülemen için sebep yok.
Ela tem razäo.
Çok haklı.
Näo há razäo para alarme, querida.
Paniğe gerek yok canım.
Acho que tens razäo.
Herhalde öyledir.
Näo há razäo para brincar.
Bu şaka edilecek bir şey değil.
Näo, só foi embora por alguma razäo.
Hayır. Bir nedenle gitti.
Razäo pela qual é indispensável que um de nós entre no laboratório Krell e faca o aumento do cérebro.
Bu da birimizin o laboratuara gidip zekâsını yükseltmesini çok öncelikli kılıyor.
Mas eu sabia sempre a razäo.
Ne zaman ve neden olduğunu bilirdim.
Nisso tem razäo.
Bu konuda haklı.
Por alguma razäo especial, Mabry?
Mabry. Belli bir nedeni var mı?
"Tudo acontece pela melhor razäo." Este é o meu novo lema.
"Her işte bir hayır vardır." Yeni sloganım bu.
Desculpa, tens razäo.
Özür dilerim. Haklısın Mabry.
Se é o rabo da Miss Vaughn, continua sem uma razäo para estar no palco. "
"Bayan Vaughn'un poposu söz konusuysa, sahneye çıkması için hiçbir neden yoktur."
Tens razäo.
Çok haklısın.
Acho que o Alfred tinha razäo.
Sanırım Alfred haklıymış.
Já esteve numa situaçäo em que tem razäo, e todos os outros estäo errados, mas näo consegue fazê-Ios ver isso?
Sen haklıyken herkesin haksız olduğu bir durumda kaldın mı hiç? Üstelik bu gerçeği görmelerini sağlayamıyorsun!
Ter razäo pode ser muito solitário.
Haklılık koyu bir yalnızlığı getirebilir.
Mas näo tem razäo para isso.
Buna ihtiyacı yok ki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]