Translate.vc / Portuguese → Turkish / Rio
Rio translate Turkish
10,275 parallel translation
Não queria deixá-la cair ao rio, mas é que aquele peixe era... - Era escorregadio.
Niyetim, oltayı nehire atmak değildi sadece tuttuğum balık, çok kıvrımlıydı.
Durst desmembrou o corpo, pô-lo em sacos do lixo e atirou-o ao rio.
Durst cesedi parçaladı... çöp poşetlerine doldurdu ve nehre attı.
No início, o que eu senti bem lá no fundo é que foi um homicídio, porque ele teve de se livrar das provas cortando o corpo e atirando-o ao rio ou o que foi.
Başlangıçta içgüdüsel olarak hissettiğim... bunun bir cinayet olduğuydu, çünkü onu doğrayıp... parçalarını körfeze atarak kanıtları yok etmek istemişti.
Segui o rasto de sangue que, por sinal, parecia o rio Mississippi... até que secou.
Kan izini takip ettim. Bu arada Mississippi gibi akmıştı, ta ki kuru yere gelene kadar.
Sim. 22 mortos no delta do rio.
- Evet, nehir deltasının yanında 22 ölü.
Acontece após um aumento repentino do nível da água, ou o desvio de um rio.
Su seviyesindeki ani yükselişle ya da nehrin yatağının değişmesiyle meydana gelir.
Ela disse : "Chris Lasalle não é nada além de um sorriso e um rio de promessas vazias."
"Chris Lasalle bir gülümseme ve boş sözler yuvasından başka bir şey değil." dedi.
Façam as malas. Vamos para o Rio.
- Eşyalarınızı toplayın, Rio'ya gidiyoruz.
- O que é que temos no Rio?
Rio'da ne var?
- Milhares deles a voar em grupo por todo o Rio, em plena luz do dia.
Binlercesi Rio'da gökyüzünde uçuyor. Gündüz vaktinde.
Os restantes vamos para o Rio.
Biz de Rio'ya gidiyoruz.
Quando chegarmos ao Rio, ela irá informar-nos sobre a situação.
Rio'ya vardığımızda durum konusunda bizi bilgilendirecek.
Senhoras e senhores, iniciamos a nossa descida para o Rio de Janeiro.
Bayanlar ve baylar Rio De Janeiro'ya doğru alçalmaya başlıyoruz.
Sabe que estaria a arriscar a saúde de todas as criaturas vivas no Rio.
Rio'da yaşayan her bir şeyi tehlikeye attığınızın farkında mısınız?
Venha ao Rio, a jóia da América do Sul.
"Rio'ya hoş geldiniz." "Güney Amerika'nın incisi."
O Rio tem vários pontos turísticos famosos, mas esta vizinhança não é um neles.
Rio'nun turistik bir sürü yeri vardır ama burası onlardan biri değil.
- Como é que vão as coisas no Rio?
- Rio'da işler nasıl gidiyor?
Se não o fizermos, o Governo lançará veneno do céu, e como tu mesmo disseste, esse veneno afectará tudo aquilo que vive no Rio.
Eğer yapmazsak, hükümet havadan zehir yağdıracak ve senin de söylediğin gibi o zehir Rio'daki her canlıyı etkileyecek.
Alguém atirou o corpo na nascente do rio.
Biri cesedi nehrin çok yukarısına atmış.
Lamento, mas encontramos o corpo da sua mãe no rio Potomac esta manhã.
Üzgünüm ama bu sabah Potomac nehrinden annenin cesedini çıkardık.
A corrente do rio suavizou a superfície do crânio e ocultou a extensão total da fractura depressiva.
Nehirdeki akıntı kafatasının yüzeyini düzleştirip darbe izini kapatmış.
Isto aqui é perto do rio.
Burası nehrin kıyısı.
Costuma trabalhar a leste de Alameda, perto do rio?
Genelde Alameda'nın doğusunda, nehrin orada çalışıyorsun değil mi?
Então, Lizette, alguma vez trabalhou a leste de Alameda, perto do rio?
Lizette, Alameda'nın doğusunda, nehrin kıyısında çalıştın mı?
Fomos para perto do rio e... fomos para o banco de trás.
Nehrin oraya gittik ve arka koltuğa geçtik.
Vamos seguir o rio até ao mar.
Nehiri takip ederek denize ulaşabiliriz.
O glorioso General cai no rio, para nunca mais andar nos carris.
Bu şanlı General aşağıdaki ırmağa düşüyor. Bir daha rayda gezemeyecek.
E depois espalha as partes do corpo no Rio Potomac.
Sonra cesetleri parçalayıp parçaları Potomac'a atıyor.
Precisas de chegar à Avenida no 9 da Sheikh Zayed no rio Fariko.
Fariko Nehri üzerindeki 9. Caddedeki Şeyh Zayed'in... numarasını almalısın.
Eu estava junto ao rio, a pescar.
Nehrin orada durmuş balık tutuyordum.
E convide o espírito dela a atravessar o rio até Anoyo, na outra dimensão.
Ve ruhuna öbür dünyadaki Anoyo'ya * giden nehri geçmesini söyleyin.
Se aqueles submarino está à nossa espera na foz do rio, vamos à volta... Atacá-lo-emos pelo lado.
Denizaltı bizi nehrin ağzında bekliyorsa biz de arkadan dolaşıp saldırırız.
Assumindo que os civis acabam com o bloqueio e seguem rio acima, nos viraremos em Pass a Loutre, e seguiremos para Nordeste através de Main Pass.
Sivillerin ablukayı kaldırıp kuzeye ilerleyeceğini varsayarsak... Pass a Lourte'den dönüş yapıp ana kanal üzerinden kuzeydoğuya gideceğiz.
E outros 142000 do outro lado do rio.
Bir otuz beş de nehrin diğer tarafında.
Estávamos a navegar por um rio no Cambodja Ocidental a contar roubar algumas safiras do capataz de uma mina.
Batı Kamboçya'nın su birikintilerinde geziyorduk bir başmadenciden safir çalmayı umuyorduk.
Depois da chuva, é um rio.
Yağmurdan sonra nehir gibi olurlar.
Não regresse ao Rio.
Rio'ya dönme.
Sim. Esqueci-me quanto tempo demora atravessar o rio.
Evet, nehiri geçmek ne kadar zamanımı alır, unutmuşum.
Acho que ele não se importa se eu conduzir este projecto directamente para o Rio Grande.
Projeyi yönetsem de uçurumdan aşağı da uçursam umurunda olduğunu sanmıyorum.
Wheatley, prepara-te para atacar o edifício do rio.
Wheatley, nehirden başlamaya hazır olun.
Obrigado por teres desistido de me afogar naquele rio.
Beni o nehirde boğmaktan caydığın için teşekkürler.
O meu pai tomava banho num rio e agora conduz um carro que fala.
Babam eskiden nehirde yıkanırmış şimdi kendisiyle konuşabilen bir araba kullanıyor.
A empresa do meu marido é a principal poluidora do Rio Hudson.
Kocamın şirketi Hudson Nehri'ni en çok kirleten şirket.
Encurralaram-no ao longo do rio.
- Nehrin orada kıstırdılar.
Muito bem... No ano passado, seis pessoas foram mortas numa pequena aldeia próxima do Rio Zambeze.
Pekala, geçen yıl Zambezi Nehri'nin yakınlarındaki küçük bir köyde altı kişi öldürülmüş.
Esmaguei-lhe o crânio e rolei o seu corpo para o rio, por ti.
Kafasını dağıttım ve cesedini nehre attım. Senin için.
Atirei a chave ao rio há uns tempos.
Bir süre önce anahtarını göle attım.
O derramamento vai mergulhar com as várias doenças existentes no rio.
Irmağın serpilen suları hastalık kaynar.
Até o Petra sabe pouco da sua vida antes de chegar ao rio.
Petra'nın bile nehre gelmeden önceki hayatı hakkında çok az bilgisi var.
Eu não vou para o Rio.
Ben Rio'ya gitmeyeceğim. - Jackson...
- O quê? - Como o oscilador que construíste no Rio.
- Rio'da yaptığın osilatör gibi.