English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ritchie

Ritchie translate Turkish

843 parallel translation
Ele é que o quis fazer, eu só o ajudei.
Ritchie bu işe kendi girmek istedi. Ona yardım ettim, ama o istedi.
Quem culpou o Ritchie?
Ritchie'ye bu suçu kim yükledi?
Quem lhes disse onde se escondia?
Ritchie'nin saklandığı yeri polislere kim söyledi?
Não sabia que o Ritchie resolveria a coisa a tiro, não sabia que eles o matariam.
Ritchie'nin denemeye çalıştığını ve önüne gelen her şeye ateş ettiğini bilmiyordum. Onu öldürmek istediklerini bilmiyordum.
Não foram eles que o mataram, foste tu.
Ritchie'yi onlar öldürmedi, bebeğim. Sen öldürdün.
O Ritchie Varrel era tudo para o Dan, até foi preso para o salvar.
Ritchie Varrel, Dan'ın her şeyiydi. Dan onu korumak için hapse girdi.
- Agora que ele morreu...
Ve şimdi Ritchie'nin ölümü...
Tim... Porque achas que convenci o Ritchie a fazer aquele assalto?
Tim, soygun işine girmesi için neden Ritchie ile konuştum sanıyorsun?
Como achas que se sentiu o Ritchie quando a Polícia o cercou?
Ritchie'nin polis kurşunuyla vurulduğunu nasıl düşünürsün?
Quando disseste à Polícia onde se escondia o Ritchie, pensaste na mulher e no filho dele?
Ritchie saklanırken sen polislere ötüyordun. Bu sırada karısını hiç düşündün mü? Çocuklarını hiç düşündün mü?
O Ritchie morreu e tu queres matar a pessoa responsável, que sou eu.
Ritchie öldürüldü ve sen bunun sorumlusunu öldürmek istiyorsun. Benim! Her neyse sen icabına bakarsın.
Talvez te tenhas sentido mal com a morte do Ritchie.
Belki Ritchie'ye olanlarla ilgili kendini kötü hissettin.
"Vão ver quando o Danny sair da prisão. Ele vai vingar o Ritchie!"
"Dan hapishaneden çıktıktan sonra, Ritchie'nin intikamını alacak."
Devias ter ido ao funeral do Ritchie.
Ritchie'nin cenazesinde bulunamadın.
A mulher do Ritchie estava destroçada.
Ritchie'nin karısı mahvolmuştu.
Eu estive lá, assim como todos os amigos do Ritchie.
Ben oradaydım. Ritchie'nin arkadaşları da oradaydı.
Eu gostava do Ritchie.
Ben Ritchie'nin arkadaşıydım.
Tens tudo de bom pela frente. Tal como o Ritchie...
Her şeyi Ritchie gibi yaşadığın için.
O Ritchie Bell e dois rapazes assaltaram o banco em Salina.
Ritchie Bell ve iki adamı Salina'da banka soymuş.
O Ritchie Bell já não assalta mais bancos.
Ritchie Bell artık banka falan soyamaz.
Acho que sim. Tens que me ensinar, Ritchie.
Galiba öyle Bana öğretmen gerekecek, Ritchie.
Ritchie, toma conta disto.
Ritchie, sen dükkana göz kulak ol.
Vamos tentar ligar de novo a Johnsonville, Ritchie.
Johnsonville'i tekrar arayalım Ritchie.
- Alguma sorte, Ritchie?
- Şansımız var mı Ritchie?
- Toma o telefone, Ritchie.
- Telefonu al Ritchie.
Boa. Mantem-te à escuta no telefone, Ritchie.
Güzel. kulağını telefondan ayırma, Ritchie.
Por favor, Ritchie, uma coisa de cada vez.
Lütfen, Ritchie, sırayla gidiyoruz.
Tenho autorização do Capitão Ritchie para trabalhar ao seu lado, senhor.
Yanıbaşınızda çalışmam için Başkomiser Ritchie'nin izniyle, efendim.
O Capitão Ritchie disse que estava quase a tornar-se uma lenda no departamento.
Ah, Başkomiser Ritchie senin şubede hızla bir efsane haline geldiğini söylüyor.
- O Capitão Ritchie disse isso?
Oh, Başkomiser Ritchie öyle mi dedi? Oh, evet, tam öyle dedi.
- O Capitão Ritchie disse isso?
Başkomiser Ritchie, öyle mi dedi?
Espero que não se importe que o Capitão Ritchie me tenha posto a trabalhar consigo.
Em... Umarım, Başkomiser Ritchie'nin beni böyle sizin yanınıza vermesinden rahatsız olmamışsınızdır.
Está tudo bem. O Capitão Ritchie é um óptimo administrador e estou certo de que queria que eu contactasse com técnicas modernas.
Başkomiser Ritchie çok iyi bir yöneticidir, ve eminim, saadece bazı modern teknikleri görmemi istedi.
Entreguei o meu relatório ao Capitão Ritchie e ele foi bem claro.
Şey, ben, ah... Efendim, ben raporumu telefonla Başkomiser Ritchie'ye ilettim. Oldukça iltifat etti.
Afastou Cunningham, que queria se retirar, e nomeou Ritchie.
Çekilmek isteyen Cunningham'ı görevden alarak yerine Ritchie'yi getirdi.
Ritchie planejou uma ofensiva no final de Maio com os novos tanques Grant, vindos da América, mas Rommel, como sempre, chegou primeiro.
Ritchie, Amerika'dan alınan Grant tanklarıyla, mayıs sonunda bir saldırı planladı. Ancak Rommel, her zamanki gibi, onlardan önce davrandı.
Os tanques de Ritchie provaram ser uma desilusão.
Yeni tanklar Ritchie'yi hayal kırıklığına uğratmıştı.
Auchinleck preparou-se para a derradeira batalha no Egito, pois, após a queda de Tobruk, afastara Ritchie e tomara o comando do 8º Exército.
Auchinleck, Mısır'da gerçekleşecek son savaşa hazırlandı. Tobruk'un kaybedilmesi üzerine Ritchie'yi görevden almış ve 8. Ordu'nun komutasını kendisi üstlenmişti.
Bobby Ritchie me falou de você.
- Bobby Ritchie senden bahsetmişti.
Sou Bobby Ritchie. O representante de John Norman Howard.
Bobby Ritchie, John Norman Howard'ın menajeri.
- Ritchie?
- Ritchie?
Vais dar-me na boa... ou isso vai ser um problema?
Şimdi bunu kolay yoldan mı halletmek istersin yoksa belanı mı arıyorsun? - Ritchie şuna gitmesini söyle.
- Ritchie!
- Ritchie!
- Ritchie, essa doença existe?
- Ritchie bu gerçek bir hastalık mı?
- Temos alguma hipótese?
Ritchie de zeki bir pilot.
Ritchie, seu velho abutre.
Ritchie.
Ritchie!
Ritchie.
Não resista, menino.
Ölüyorsun, Ritchie.
Ritchie tinha aprendido pouco com os erros passados.
Ritchie önceki hatalardan ders çıkarmıştı.
- Afasta-te, Ritchie!
- Ritchie geri çekil!
- O Ritchie é um piloto muito hábil.
Bence şansınız var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]