Translate.vc / Portuguese → Turkish / Romântico
Romântico translate Turkish
3,573 parallel translation
Sabe, só trabalho, e agora, ele finalmente voltou, e... planeamos este jantar romântico.
Çalıştık ve şimdi en sonunda o döndü ve romantik bir akşam yemeği planladık.
E tu? Eras um romântico incurável.
Sen de eskiden adam olmaz bir romantiktin.
Acreditamos que a Natalie tinha um envolvimento romântico.
Natalie'nin biriyle romantik bir ilişkide olabileceğini düşünmek için nedenimiz var.
Alguém atraente, divertido, sentimental, 25 a 35 anos, em forma, cabelo bonito e romântico.
Çekici, zarif, merhametli, 25-35 arasında fit, saçları bakımlı, romantik bir kalbi olan birisi.
Seria tão romântico.
Acayip romantik olurdu.
- Vá lá? Que dia romântico!
Ne kadar romantik bir gün.
Pensei que ia ser romântico. Quem és tu e o que fizeste com o Ted Vanderway?
Romantik olur sanmıştım.
Por falar em romântico, nunca te imaginei de braço dado com um republicano.
Sen kimsin ve Ted Vanderway'e ne yaptın? Romantik demişken bir Cumhuriyetçinin kollarında göreceğim en son kız sen olurdun herhalde.
A partir desse dia fatídico, tinha Aurora secretamente batizado o animal com um nome romântico :
O uğursuz günden sonra Aurora hayvana gizlice romantik bir isim verdi...
Perfeitamente romântico.
Romantizm mükemmeldi.
E ele fez parecer muito romântico.
Ve bu ona çok romantik geldi.
Tudo bem, soldado você se tornou um romântico completo e está se tornando moderno
Çok iyi asker, Beni eksiksiz bir romantik yaptın, kendin moderne döndün.
Tem de parecer romântico.
Romantik olmamız lazım.
Isso faz de ti um romântico.
Bu seni romantik yapıyor.
Tão romântico que dá vontade de vomitar.
Çok romantik. Kusabilirim bak.
Sim... Romântico.
Romantik hem.
Sheldon, este lugar é tão romântico.
Sheldon, burası çok romantikmiş.
Ena! Não é romântico?
Oy ya, çok romantik değil mi?
Algumas pessoas diriam que foi romântico.
Bazıları romantik olduğunu düşünebilir.
Sei que parece estranho, mas era como um cruzeiro romântico.
Biraz tuhaf geliyor, biliyorum ama aslında oldukça romantik bir durumdu.
Era uma espécie de um romântico.
Romantik sayılırdı.
O romântico incurável convence-se, que Deus a colocou na Terra para estar com ele.
Umutsuz romantik ise Tanrı'nın onu dünyada tek bir insan için yarattığına inanmıştır.
Mas desde então, todos os anos ele escapulia-se e tínhamos um fim-de-semana romântico juntos.
Fakat o zamandan beri, yılda bir kez.. .. kaçıp buraya gelir ve romantik bir haftasonu geçiririz.
- O que foi, Lana? ! O que é mais romântico que uma festa de dildos / homicídio?
Dildo-partisi / cinayet ikilisinden daha romantik ne olabilir ki?
Ela não vai dizer que não a um fim-de-semana romântico.
Romantik bir hafta sonuna asla hayır demez.
Sim, talvez jantar, amanhã à noite, num local calmo, romântico...
Sessiz, romantik bir yerde.
Que romântico.
Ne kadar romantik.
- Han, que romântico!
Han, bu çok romantik.
- Romântico e errado.
Evet, romantik ve yanlış.
Prometi à Lyndsey que a levava a um jantar romântico, hoje.
Lyndsey'e, onu bu akşam güzel, şık ve romantik bir yemeğe çıkartacağıma söz vermiştim
Wally, o que estás a fazer é tão romântico.
Wally, bu yaptığın gerçekten çok romantik.
- É lindo, romântico e eu sei que noite de mulheres é diferente de encontro, mas passei as últimas semanas no laboratório e cheiro a formaldeído, por isso... Tenho de estar num sítio lindo.
Hanımlar gecesinin flört gecesinden farklı olduğunu biliyorum ama iki haftadır laboratuarda formaldehit kokusuyla yaşıyorum ve güzel bir yere gitmeye ihtiyacım var.
Vai mais alguma mulher ou seremos só duas mães lésbicas e uma viúva no restaurante mais romântico de Seattle?
Tamam, başka bir hanım gelecek mi yoksa sadece iki lezbiyen anneyle bir dul bir olup Seattle'ın en romantik restoranına mı gideceğiz?
Ela fez a reserva num restaurante romântico.
Romantik bir restoranda yer ayırtmış.
Quando é que me tornei tão romântico e sentimental?
Ne zaman böyle vıcık vıcık bir romantik oldum?
E também é romântico!
Romantik de!
Que romântico.
Çok romantik.
"Litoral do Luar". Parece-me romântico.
"Mehtap Işığı" çok romantikmiş.
É muito romântico.
Romantik aslında.
Que romântico.
Ne romatik.
Um momento romântico no parque da rua... que afinal não foi assim tão romântico.
Wisteria parkında romantik bir an... sonunda çok romantik değildi.
A meio daquele grande e romântico pedido, apareceu a Polícia a perguntar por um corpo que tinham encontrado no local de construção.
Büyük romantik teklifin ortasında, polisler bir ceset hakkında soru sormak için geldiler. İnşaat alanında bulmuşlar.
Oh, parece-me romântico...
Kulağa romantik geliyor.
No dia depois do jantar romântico no Nobu, a segurança retirou a Naomi do escritório do Nigel.
Nobu'daki romantik yemekten bir gün sonra güvenlik Naomi'yi Nigel'ın ofisinden çıkarmış.
E o jantar romântico com o Nigel fez parte do plano para arranjar o número da mala.
Nigel ile çıktığı o romantik yemek kargo paketinin numarasını almak için yaptığı bir planmış.
Podemos deixar o nosso cruzeiro romântico para outra altura...
Romantik tekne gezisini başka bir zaman...
Que romântico!
Ne kadar da romantik.
Nem acredito no que vou dizer, mas foi bué romântico.
Dostum, bunu söylediğime inanamıyorum ama bu oldukça romantik.
É tão... romântico.
Çok romantik...
Bastante romântico para uma caça ao tesouro.
Bir parkur oyunu için fazla romantik.
Vai ser romântico.
Çok romantik olacak.