Translate.vc / Portuguese → Turkish / Rosy
Rosy translate Turkish
111 parallel translation
Acabei de ver a sua Rosy a vadiar pela praia outra vez.
Senin Rosy'yi gördüm demin.
Não há que ter medo, Rosy.
Korkacak bir şey yok, Rosy.
Boa-noite, Rosy.
İyi geceler, Rosy.
- Aonde vais, Rosy?
- Nereye gidiyorsun, Rosy?
Porque a Rosy Ryan assim o quer?
Rosie Ryan istiyor diye mi?
Tens roupas quentes, Rosy?
Sıcak tutacak eski kıyafetlerin var mı, Rosy?
Rosy.
Rosy.
Olha para mim, Rosy.
Gözlerime bak, Rosy.
Mas porquê a Rosy?
- İyi ama, neden Rosy?
A culpa não é toda tua, Rosy.
Bunların hiçbiri senin suçun değil, Rosy.
Charles? Acho que pensas que vocês deveriam separar-se.
Galiba Rosy'den ayrılman gerektiği düşüncesi var kafanda.
Nunca me esquecerei da morte de Rosy Rosenthal.
Rosy Rosenthal'ı vurdukları günü asla unutmam.
Rosy tinha comido e bebido muito.
Rosy yemeğini yemiş, epey de içmişti.
Rosy levantou-se, mas eu o fiz sentar outra vez.
"Tamam," dedi Rosy, tam ayağa kalkarken, ben geri çektim.
O "Ring around the rosy"?
Yağ satarım bal satarım?
- A Rosy também, não é?
- Rosy de minnettar, değil mi?
- Rosy!
- Hey Rosy!
Rosy!
Rosy!
Rosy, anda embora.
Rosy, hadi.
- A Rosy está lá dentro.
- Rosy içerde.
- Boa noite, Rosy.
- İyi geceler Rosy.
- Como dizes? - Quero ajudar a Rosy.
- Hey bak, Rosy'nin daha iyi olmasına yardım etmek istiyorum.
A Rosy não aguenta muito mais.
Rosy çok fazla dayanamaz.
- Rosy, querida.
Rosy canım oh!
Avó Rosy!
Büyük anne Rosy!
Avó Rosy, venha!
Büyük anne Rosy hadi!
Malha, cabo de guerra e "ring-around-rosy".
Yarın yeni baştan başlaması için sabırsızlanıyorum! Seksek, halat çekme ve mendil kapmaca.
- Estás pedrada, Rosy?
Sen uçuyor musun, Rosy?
Ei, mãe eu vi a Rosy com esse tipo, e acho que ele é um traficante.
Hey, anne... Rosy'i biriyle beraber görüyorum, ve şey...... sanırım çocuk bir uyuşturucu satıcısı.
Rosy já é crescida.
Rosy koca kız oldu.
Cala-te, Rosy.
Kapa çeneni, Rosy.
- Rosy, ei.
Rosy, hey.
Isso é sobre o traficante da Rosy?
Bu Rosy'nin torbacıyla ilgili olan şey mi?
Rosy estava a contar-me sobre o homem do lixo.
Rosy bana şu çöpçüden bahsetti.
- Cala-te, Rosy.
- Kapa çeneni, Rosy.
Sim, a Rosy está a discutir com a tua mãe e com o Dumars.
Evet, Rosy annen ve Dumars'la tartışıyor.
Como a Rosy?
Rosy gibi mi?
Rosy!
Rosy...
Rosy encontrou penas.
Rosy tüyler buldu.
# # Crescem as rosas
# # Those rosy roses
Attack!
# # Those rosy ro...
Era esse terrível Barão Bomburst!
# # Those rosy roses
Ora, o casamento é um sacramento ordenado por Deus. Isso significa, Rosy, que, depois de concretizado, nem nós, nem o Charles, podemos fazer nada...
Bak şimdi, evlilik Tanrı'nın buyurduğu kutsal bir kurumdur.
Boa-noite, Rosy.
- İyi geceler, Rosy.
- Vá lá, Rosy, esforça-te.
- Yapma Rosy, zorlama beni.
Rosy, não alimentes os teus sonhos.
Rosy... Arzularını besleme.
- Olá.
Rosy...
Rosy, houve alguma coisa?
- Bir şey mi oldu?
Sobre a Rosy?
- Rosy'yi mi?
- Rosy.
- Rosy.
Rosy...
Rosy...