English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Salmon

Salmon translate Turkish

59 parallel translation
Bar King Salmon. Fica na rua 4 com a Walter, fala com o Charlie.
Dördüncü Caddeyle Water'ın köşesindeki King Salmon Bar.
Falamos do Sr. Davenheim, da Davenheim e Salmon?
Davenheim ve Salmon'daki Bay Davenheim'dan mı bahsediyoruz?
Espero que não tenham dinheiro no banco Davenheim e Salmon?
Hastings ve Bayan Lemon, anladığım kadarıyla Davenheim ve Salmon bankasında paranız yok?
- Como está o salmão?
Salmon ne alemde? İyi.
- Purê do salmon.
- Elbette.
Mm, este foi o melhor Salmon Marseille que já comi.
Bu yediğim en lezzetli Marsiyla somonuydu.
Devias experimentar o meu Salmon "Noite Maravilhosa".
O zaman somonlu akşamımı denemelisin.
Em vez de salmon ele disse bass.
Salmon yerine Bass dedi.
Ó idiota! Para já é "Salman" e não "Salmon".
Bak aptal, öncelikle "salmon" değil, "salman".
Vamos fazer uma coisa tipo Salmon Rushdie.
Salman Rushdie tipi bir şey yapalım.
Trina Salmon, ok?
Süt dağıtıcısı, Trina Salmon.
Cuidei de Julia Roberts Salman Rushdie...
Listemde Julia Roberts, Salmon Rushdie, Posh Spice bulunuyor.
Não te preocupes. O Salman tratou disso. Certo Salmon?
Merak etme, Salman üzerinde çalışıyor.
" E Naassom gerou Salmom.
Naasson ise Salmon'un babasıydı.
E Salmom gerou Raabe e Boaz. "
Salmon, Rachab'dan doğan Booz'un ;
- Salmon quem?
- Salmon.
O vice-presidente da associação é o Salmoon Sakajahari.
Konsey disiplin kurulu başkanı : Salmon Sakajahari.
- Salmon, Queens.
- Salmon, Queens'den.
Anthony Salmon de winchester em pós-graduação em Literatura francesa medieval.
Winchester'dan Anthony Salmon. Ortaçağ Fransız Edebiyatı üzerine doktora araştırması yapıyorum.
Salmon, Queens.
Queens'ten, Salmon.
- Salmon, Queens.
- Queens'ten, Salmon.
É por isso que o chamamos de Salmon-Mason.
Yok hayır! Bu yüzden ona "Mason-Bacon" diyoruz!
- Salmon ( = salmão )?
- Salmon? - Salman.
Uma carrinha no rio Cal Salmon, virada ao contrário, presa numa pedra, a uns 30 metros de um rápido de classe 5.
Cal Salmon nehrinde ufak bir minibüsteydim. Ters yatmış ve kaya parçasına saplanmıştı. Yüksek debi ve akıntılı nehrin yaklaşık 30 metre yukarısındaydım.
O meu apelido é Salmon [salmão], como o peixe.
Soyadım Somon, balık adı gibi.
És linda, Susie Salmon.
Çok güzelsin, Susie Somon.
És a miúda dos Salmon, não é? - Sim.
Somonlar'ın kızıydın, değil mi?
Não a encontrámos, Sra. Salmon.
Onu bulamadık, Bayan Somon.
És a miúda dos Salmon, não és?
Somonlar'ın kızıydın sen, değil mi?
"Susie Salmon, a rapariga desaparecida, e a irmã Lindsey Salmon ( à direita )"
Kayıp Kız Susie Somon ve Kardeşi Lindsey Somon ( Sağdaki )
Olá, Sr. Salmon.
Bay Somon, merhaba.
Sr. Salmon?
Bay Somon?
Acho que está na hora de ir para casa, Sr. Salmon.
Artık evinize gitseniz iyi olacak, Bay Somon.
Susie Salmon, 14 anos.
Susie Salmon, 14.
Miúda dos Salmon
Somonlar'ın Kızı
MILHEIRAL - CASA DOS SALMON
Buğday Tarlası Somonlar'ın Evi
Jack Salmon escreveu...
Takma isimli biri yazdı onu...
Sou a Zoe Salmon e estou no local de gravações do novo videoclip da música "Criança africana" da estrela de rock internacional Aldous Snow.
Ben Zoe Salmon ve uluslararası rock yıldızı Aldous Snow'un yeni müzik klibi Afrikalı Çocuk'un setindeyim.
Encontramo-nos na fonte da Salmon Street... e caminhamos pela ponte.
Salmon Caddesi'ndeki havuzun önünde buluştuk ve öylece yürüdük.
É Billecart-Salmon.
- Bu, Billecart-Salmon.
Salmão selvagem da Nova Escócia.
Nova scotia salmon.
A Salmon Billecart de 1960.
1960'tan bir Billecart Salmon.
Há o Frank Salmon, que vem às quintas com os parceiros de softball, e há o Frank Migneault, reformado do Controle de Tráfego Aéreo, a jogar bilhar.
Frank Salmon var. Softball arkadaşlarıyla perşembe günleri gelir. Frank Migneault var.
- Salmon, dá-me uma caneta.
- Salmon, kalem ver.
Parece que precisamos de algumas daquelas "quiches" de salmão que tu gostas.
Sanırım bunların bazılarını senin sevdiğin salmon quiches'i yapmak için kullanabiliriz.
Ele está nesta fotografia que tirei do DJ Salmon Run.
DJ Salmon Run'ın fotoğrafını çektim. Burada var.
Cá entre nós, estão a rondar o Colin Salmon e a Kerry Washington e parece que teremos o 50 Cent no papel de senador malvado que faz vista grossa.
- Aramızda kalsın Colin Salmon ve Kerry Washington isimlerine daha yakınlar. Bir de olayları görmezden gelen kötü senatör için 50 Cent'i seçeceğiz gibi görünüyor.
Colin Salmon.
- Colin Salmon.
- Salmonella.
- Salmon kim?
- Não.
Ona Salmon striptizciyi ver ve Bass Basher de.
Chamo-me Jack Salmon e moro ao virar da esquina...
Ben Jack Somon, köşe başındaki evde oturuyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]