Translate.vc / Portuguese → Turkish / Santi
Santi translate Turkish
241 parallel translation
Sugeriria outro pintor... como Raphael de Santi de Urbino que parece estar...
Başka bir ressam tutmanızı öneririm. Mesela Urbinolu Raphael de Santi...
Então, Santi, já não se lembra dos velhos amigos, é?
Santi, eski arkadaşlarımızı unutuyor muyuz yoksa?
Estou a avisá-lo, Santi.
Seni uyarıyorum, Santi.
É o seguinte, Santi.
Bu böyledir, Santi.
Vou falar com o Santi de novo antes de o libertar.
Salmadan önce Santi'yle bir daha konuşacağım.
Se não apanharmos o Vogel dentro de um ou dois dias, o Santi irá receber notícias dele.
Bir iki gün içinde Vogel'i yakalayamazsak Santi ondan haber alacak.
Fale com os Narcóticos sobre o caso do filho de Santi.
- Gelin. Santi'yle ilgili işi narkotiğe sor.
E vou consigo ver o comprador da mercadoria.
Santi'nin satıcısına da sizinle beraber gideceğim.
- O Santi explicou-lhe tudo?
Santi size anlattı mı durumu?
O Santi estará por perto para garantir que receberá.
Santi bana kefil olacaktır.
- O Santi estava lá? - Não.
Santi orada mı?
O Santi virá comigo.
Benimle gelecek.
- John Santi.
- John Santi.
- O Sr. Santi escreve para a revista Time.
- Bay Santi, Time dergisinden.
O Santi vai ficar bom.
Santi iyileşecek.
- Na cama do Santi.
- Orası Santi'nin yatağı.
No dia em que a bomba caiu, um miúdo desapareceu.
Bombanın düştüğü gün bir çocuk kayboldu. Santi.
O Santi dormia na sua cama, a 12.
Santi senin yatağında uyurdu, on iki numarada.
Os professores acham que com a bomba Santi fugiu da escola assustado, alguns pastores encontraram-no e ele ainda está vivo.
Öğretmenler bombanın düştüğü gün Santi'nin korkup kaçtığını düşünüyorlar. Belki çobanlar bulmuştur ve hayattadır diyorlar.
Santi...
Santi...
Bomba... se tu estás viva Diz-me onde está o Santi.
Bomba... Eğer canlıysan bana Santi'nin yerini göster.
Santi... fala comigo.
Santi... Konuş benimle.
É Santi.
Santi'ydi.
Santi.
Santi.
"Aquele que geme" é o Santi.
"İç çeken" o.
O que tu disseste sobre Santi é verdade.
Santi hakkında söylediklerin doğruydu.
Eu vi Santi!
Santi'yi gördüm!
Santi está morto.
Santi öldü.
Não te preocupes, Santi.
Telaşlanma Santi. Bana güven.
Santi, a culpa é minha.
Santi, bu benim hatam.
Santi...
Santi.
Santi, por favor, vamos embora.
Santi, lütfen eve gidelim.
Vai, Santi.
Git Santi.
Vai, Santi.
Sadece git Santi.
Temos que falar com o Santi urgentemente.
Hemen Santi'yle konuşmalıyız.
Trouxe-lhe a cerveja sem espuma.
Mighty Maltlı krem şanti getirdim.
- Chantilly?
Krem şanti?
Se acontecer alguma coisa, vai buscar os miúdos e tranca-te no quarto.
Krem şanti? Boşver.
Albert, por que não me pedes chianti?
Albert, bana Şanti söyle.
Amanhã, há a torta de damasco e chantilly.
Yarın kayısılı tart ve krem şanti var.
Guarda-me o creme de chantilly.
" Bana biraz krem şanti ayır.
- Queres com chantilly?
- Krem şanti ister misin?
Nunca a viste com o biquini de chantilly?
Onu, krem şanti bikinisiyle görmedin mi?
Sabes que mais? Chantilly!
Ne var biliyor musun, krem şanti!
A lasanha, a tarte, até algo tão simples como papas de trigo, que não se pensaria ser diferente de um sítio para outro.
Lazanyası, tartı. Hatta krem şanti gibi basit şeyleri bile. Her şey bir yerden bir yere neden farklı oluyor bilmiyorum.
- Santi?
Santi?
Também ponho natas com açúcar nos meus waffles.
Ben de waffle'ıma krem şanti koyuyorum.
Sou o cabeça de Chantilly.
Krem şanti kafa oldum!
Todos temam o Cabeça de Chantilly.
Bütün krem şanti kafalar korksun!
Pai, é "sobre a mesa". E os agricultores estão aflitos.
Baba, oradaki kuraklık şanti markasından ziyade, acı ifade ediyor.
Vá lá, vamos pôr um cremezinho nesses melões!
Hadi, şu memeler için biraz krem şanti alayım