Translate.vc / Portuguese → Turkish / Saír
Saír translate Turkish
474 parallel translation
Depois de eu saír, telefona à polícia.
Ben gidince polisi ara.
Cairo, como você deve ter presumido, contactou-me... depois de saír da esquadra da polícia na noite ou na manhã passada.
Tahmin edeceginiz gibi Cairo... dün karakoldan çikar çikmaz beni aradi.
Você incendiou o barco antes de saír?
Ayrilmadan önce gemiyi atese mi verdiniz?
Acabam de saír para o Hotel Alexadria.
Alexandria Oteli'ne gidiyorlar.
Vão saír da cidade.
Sehirden ayriliyorlar.
Vamos, eles vão saír.
Haydi, gidiyorlar.
- Não, a sério, não posso saír esta tarde.
- Hayır, gerçekten, bugün çıkamam.
Queres dizer... vestir roupas velhas e saír com uma pá?
Yani eski elbiseleri giyip, omuzunda kürekle dışarı mı çıkayım?
Estavam aqui duas cadeiras esta manhã antes de eu saír.
Bu sabah ben çıkmadan önce burada iki sandalye vardı.
- Bem, se queres ir, a que temos de saír?
- Ne zaman başlayacağız?
Convidei-a para saír e indiquei-lhe um lugar para jantar.
O'nu ayarladım ve akşam yemeği için bir yer söyledim.
- Estava lá na Sexta antes de saír?
- Polisler gelmeden demek. - Cuma akşamı sen buradan ayrılmadan önce de var mıydı?
Ah, devo aconselhá-la a não saír de casa nem usar o telefone. Mas...
Bir de, sizden evden ayrılmamanızı ve telefonu kullanmamanızı istemek zorundayım.
- Não, mas não pode saír da cidade... e seria estupidez sua tentá-lo.
- Hayır, ama şehirden ayrılmamalısın zaten ayrılmaya çalışman da aptalca olurdu.
Meteu-se numa embrulhada de que não vai ser fácil saír. A menos que seja sincera comigo.
Bana gerçeği söylemediğin sürece içinden çıkmanın kolay olmayacağı çok sıkışık bir durumun içindesin.
Não deveria saír do sol?
Güneşin altında durmaman gerekmiyor mu?
Depois saír de lá, antes que os'Japs'saibam que lá estamos.
Sonra da Japonlar bizi fark etmeden oradan çıkmak.
Vamos saír em filas duplas.
Hemen gidiyoruz.
Vamos saír daqui.
Biz buradan gidiyoruz.
Nós vamos saír.
Biz gidiyoruz.
É melhor saír daqui, antes que vocês, pessoal, me partem o coração.
Siz kalbimi kırmadan, buradan gitsem iyi olacak.
Diz, Gabby... pensas realmente que vamos saír disto?
Söylesene Gabby... gerçekten buradan kurtulacağımızı düşünüyor musun?
Não te importas de saír assim, pois não?
Dışarıya çıkmaktan çekinme olur mu?
Se queremos saír desta... temos que saber o que fazer, e dizer a cada... momento.
Bu gerçekle yaşamaya karar verdiysen ne yapacağını bilmelisin.
Quando ia a saír, ela teve algum tipo de ataque.
Tam ben çıkıyordum ki bir kriz geçirdi.
Não vou saír e entrar na cama toda a noite e acordar-te.
Ben bir daha uğramayacağım ve sen yatağın kenarında uyanık kal.
Estamos perto. Já vejo o fumo a saír da chaminé.
Geldik galiba, bacalarından tüten dumanı görebiliyorum.
Coronel, se mandar saír o Regimento, Cochise vai pensar que o enganámos.
Albay eğer tüm alayı gönderirseniz, Cochise onu kandırdığımı düşünür.
Eu sei que a morte tem dez mil portas para os homens puderem saír... e move-se de forma tão estranha que se abrem para os dois lados.
"Biliyorum, insanoğlunun çıkış yapması için Azrail'in on binlerce farklı kapısı olduğunu Açılır kapanırlar acayip geometrik menteşelerle, Açabilirsiniz onları her iki yöne de"
Podemos saír da cidade.
Kasabayı terk ederiz.
- Como se está a saír, Freddy?
- Nasıl, becerebiliyor mu?
- Ela vai deixá-lo saír esta noite?
- Bu gece dışarı çıkmana izin verir mi?
Não, mas depois dela saír do meu consultório, sentou-se durante muito tempo, a falar com um homem num'Coupé'
Hayır, ama kız ofisimden ayrıldıktan sonra spor bir arabanın içinde bir adamla konuşmaya daldı.
E se vocês julgam este rapaz culpado do desejo mas não culpado da acção... então deverá saír deste tribunal tão livre como vocês ou eu.
Onu, istekli olmaktan dolayı suçlu ama eylemden dolayı suçsuz bulursanız o zaman bu mahkeme odasından bizim gibi serbestçe çıkması gerekir.
Mamã, vou saír daqui.
Anne buradan ayrılıyorum.
- Vou saír, disse eu.
Dışarı çıkacağımı söyledim.
Iremos saír. Faremos desta noite uma festa. Vestimo-nos bem e vamos para o "Pré Catalan" no Bois.
Dışarı çıkarız, bu gece biraz eğleniriz, yemek için giyiniriz,
Vim aqui ontem à noite depois de você saír.
Dün gece sen gittikten sonra buraya geldi.
Ao último que pesquei, parecia que lhe ia saír Jonas pela boca.
Son yakaladığımın midesinden çocuk çıkacak sandım.
Tenho que saír daqui.
Buradan gitmeliyim.
Podes saír da janela? deixa o ar passar.
Camın önünden çekilin de içeri biraz hava girsin.
Matou um homem que não queria saír.
Gitmek istemeyen bir adamı öldürdü.
Telefona-me assim que esta gente saír daqui.
Bütün bu insanlar gittiğinde bana haber ver.
Não tenho absolutamente nada a dizer, portanto, importa-se de saír por favor?
Size söyleyecek başka bir şey yok, lütfen gider misiniz?
Vi-a entrar e saír deste prédio dezenas de vezes, dia e noite.
Kızı defalarca gece ve gündüz bu apartmana girerken gördüm.
Apetece-te saír para jantar?
yemeğe çıkmak ister misin?
Penso que Gladys deveria saír por uns tempos para fora.
Sanırım Gladys bir süre dinlenmeli.
Tenho a permissão do Tenente para saír, senhor?
Gitmek için izninizi alabilir miyim, teğmenim?
Menina Thursday, Lamento, mas seria melhor saír.
Michael O'Rourke.
Estou aqui para te levar para casa. Não estou preparada para saír, Pai.
Gitmeye hazır değilim baba.
Vou saír.
Lütfen zahmet etmeyin, dışarı çıkıyorum.