English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Scofield

Scofield translate Turkish

664 parallel translation
Vamos já para a casa dos Scofields.
Seni doğruca Scofield'in evine götüreceğiz.
Eu sou o detective Scofield.
Ben Dedektif Scofield. Nasılsınız?
O seu nome é Scofield.
Adı Scofield.
Scofield.
Scofield.
Tem certeza sobre isto, Sr. Scofield?
Bundan emin misiniz Bay Scofield?
Sei que é um engenheiro estrutural, Scofield.
Yapı mühendisi olduğunu biliyorum, Scofield.
Bem, Scofield não tem antecedentes e tem um trabalho a tempo inteiro como engenheiro.
Pekala. Scofield, iyi bir işi olan bir mühendisti.
A propósito, sou Michael. Scofield.
Bu arada, ismim Michael.
És homem morto, Scofield!
Sen artık ölüsün Scofield!
Julguei-o mal, Scofield.
Seni tamamen yanlış değerlendirmişim, Scofield.
Michael Scofield pôs em marcha... um plano elaborado e perigoso... para salvar o seu irmão do corredor da morte.
Michael Scofield kardeşini kurtarmak için ayrıntılı ve tehlikeli planını uygulamaya koydu.
O C-Note não ia ficar por ali a fazer o jogo da exoneração com o Michael e o Lincoln.
Dün gece 8'de. - Scofield'la Burrows kardeşti.
Arranjar isso e produzir isso num episódio é uma tarefa tremenda.
Seni vururum, Scofield!
Dou-te um tiro, Scofield!
buradan çıkmalarını sağlayan o kapıyı açarak yardım etmiş olabilir.
É uma temporada nova, nesse sentido, para muitas das personagens, porque já não estão limitadas, psicológica e literalmente.
Scofield dizayn etti dövmeleri, sen değil? Her şeyi o getirdi, tüm elemanları. Yani, baksanıza Sistine Şapeli...
Por dinheiro, assaltará uma loja. Por ajuda, confiará em alguém que não deveria.
Scofield'ın kaçmak için kullandığı kapıyı açtınız,
E, quando o fizer, deixará para trás as migalhas que nos levarão até ele.
- Scofield'la bir cinsel ilişkiniz var mıydı? - Hayır. Ama ona karşı bazı hisleriniz vardı.
Como vêem o Mahone como mau da fita?
Scofield'ın kredi kartı işlemleri. Burada Will County'de hapse girmeden önce çok para harcamış.
O que o Michael Scofield fez pelo irmão é incrível.
Özür dilerim bayan, bir suç bildirmek için mi aradınız? Evet.
Sei que os argumentistas trabalharam muito para que assim fosse, mas já está tão entranhado que transparece naturalmente.
Schweitzer Scofield'ın kaçmak için çıkardığı tuvaletleri yapan firmaydı. - Allen ise vida tipiydi. - Hepsi burada, değil mi?
Isso desperta o tal desejo de querermos mais.
Tüm planlar, Scofield'ın vücudundaydı. O hapishaneden nasıl kaçacakları, ardından nasıl kaybolacakları...
Uma das coisas que gostaria de dizer é "obrigado" aos fãs.
Hepsi vücudunda. Sizi temin edebilirim, Scofield'ın kafasındaki her şeyi bilmemiz an meselesi.
Acho necessário que veja o interior de uma cela prisional, Sr. Scofield.
Bir hapishane hücresine yollanmanızı gerekli görüyorum, Bay Scofield.
Scofield!
Scofield!
És um homem morto, Scofield!
Sen ölü bir adamsın, Scofield!
Michael Scofield.
Michael Scofield.
Estava enganado sobre ti, Scofield.
Senin hakkında yanılmışım, Scofield.
Então, é a Sra. Scofield?
Demek Bayan Scofield sizsiniz?
Toma um chuveiro, Scofield.
Duş almayı unutma, Scofield.
Um dia duro, Scofield?
Zor bir gün, Scofield.
- Michael Scofield, David Apolskis.
- Michael Scofield, David Apolskis.
Uma cópia do registo de casamento do Scofield.
Scofield'in evlilik belgesinin kopyası.
Mexe-te, Scofield.
Hadi, Scofield.
Sra. Scofield.
Bayan Scofield.
Só preciso de saber o que o Michael Scofield te pediu em troca do cartão verde de emigração.
Sadece, Michael Scofield'in, yeşil kart karşılığında, senden ne istediğini merak ediyorum.
Responde às perguntas sobre o Scofield ou chamo um polícia de Chicago, e talvez ele comece a fazer algumas perguntas acerca de ti.
Şimdi Scofield hakkındaki sorularımı cevapla, yoksa Chicago polisindeki arkadaşımı ararım. Belki, o da senin hakkında sorular sormaya başlar.
E, Scofield, só uma chamada de atenção. Não o olhes nos olhos.
Scofield, ufak bir uyarı, onunla göz teması kurma.
Três metros, Scofield.
Üç metre, Scofield.
Scofield, tens um novo companheiro de cela.
Sana yeni bir oda arkadaşı getirdim.
Se der preferência ao Scofield, vai enfraquecer a sua credibilidade.
Scofield için ayrım yaparsan, güvenilirliğin sallanır.
Reconsidere a situação do Scofield.
Scofield durumuna bir daha bak.
Scofield, estás numa área interdita.
Scofield. Yasaklanmış bölgedesin.
O pai do Scofield já não estava quando ele nasceu.
Scofield doğduğunda, babası ortalarda yokmuş.
O Scofield não tinha antecedentes criminais e trabalhava como engenheiro.
Scofield'in hiç sabıkası yoktu ve mühendislik yapıyordu.
- Boa tarde, Sr. Scofield.
- Tünaydın, Bay Scofield.
O Michael Scofield é transferido amanhã.
Michael Scofield yarın başka bir hapishaneye gidiyor.
- Falemos da transferência de Scofield.
- Konu Scofield'in transfer emri.
Li o seu registro.
Scofield.
Ele acabou por o apanhar, e a viagem foi demasiado para ele.
Demek burası Scofield'ın yaşadığı yer.
Às vezes... dá-se um relâmpago, e tivemos muita sorte com o Reggie. Ele é fantástico.
Scofield's kağıt işleri.
Acho que as pessoas adoram Prison Break porque o tema principal da série é a temática grega de um irmão se sacrificar pelo outro.
Müdür diyor ki, Scofield'ın Ünite 164'te bir kirası varmış. Hala aktif. 8 ve 3. caddelerde adamlarımız var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]