Translate.vc / Portuguese → Turkish / Scooter
Scooter translate Turkish
453 parallel translation
Aquele rapaz deve ter uma scooter.
Adam motor mu takmış nedir.
- E a lambreta? - Está lá fora.
- Scooter nerede?
Então, compraste a lambreta?
Scooter'ı aldın mı?
Comprou uma lambreta.
Scooter aldın.
Sim, eu comprei a lambreta.
- Evet. - İstediğim scooter'ı aldım.
Eu levo-te de lambreta.
Ben seni scooter ile bırakırım.
Ir para a igreja numa scooter para se casarem!
Motosikletle kiliseye evlenmeye gitmek ha!
Tenho de ir buscar a minha Scooter.
Zaten benim de motosikletimi almam lazım.
Golpeou-me uma Scooter.
Motosiklet çarptı.
Caiu de uma scooter e quebrou uma clavícula.
Bir scooter'dan düşüp köprücük kemiğini kırmıştı.
E estou a falar duma scooter que se empurra com os pés.
Şu itilen scooter'lardan söz ediyorum.
- Scooter, queres bater em alguém?
- Scooter, birine vurmak ister misin?
Miúdos da tua turma. O Billy, o Biff, o Scooter.
Billy, Biff, Scooter...
Eu sou o Scooter, o manager da banda.
Adım Scooter. Gurubun tur menajeriyim.
- Cuidado, Scooter.
- Dikkatli ol, Scooter.
Vá lá, Scooter.
Haydi, Mark.
Mais tarde, Scooter.
Görüşürüz, Mark.
Ei, Scooter!
Hey, Scooter!
A vida é ótima aqui em Ohio. Lembranças, Scooter.
Yani Ohio'da hayat harika.
Esta é do Fozzi.
Sevgiler, Scooter. Bu da Fozzie'den.
Esse é o Gonzo. o Fozzie. o Rauf e o Scooter.
Bu Gonzo, bu Fozzie, bunlar da Rowlf'la Scooter.
OK, Scooter.
Tamam, Scooter.
És o Scooter!
- Sen Scooter'sın!
- Scooter!
- Scooter!
Vamos ver o que temos aqui, Scooter.
Bakalım neler varmış, dostum.
- Onde está o Scooter?
Şu velet nerede? Kim?
Conheces o Scooter?
Scooter'la tanışmış mıydın?
Prazer em conhecê-lo, Scooter.
Memnun oldum.
- Tens medo dele, Scooter?
- Ondan korkuyor musun?
O Scooter não quer fazê-lo.
Scooter'a söz geçiremiyorum.
Scooter, ele ainda vai fazer-te seres despedido se não te acautelas.
Scooter, dikkat etmezsen işini elinden alabilir.
Raios me partam! O Scooter disse-me que não tinha conserto.
Scooter tamir edilemeyeceğini söylemişti.
Mas claro, o Scooter diz uma coisa enquanto que é outra.
Tabii Scooter'ın son derece beceriksiz oluşu da ayrı konu.
- Claro.
Scooter!
Scooter, leva o Jerry a falar com o Karl.
Jerry'i, Karl'la konuşması için içeri götürüver.
Estás a ver, Scooter.
İşte, gördün mü, Scooter?
Scooter, vamos ao Frosty Cream e buscar qualquer coisa para almoçar. Eu vou.
Scooter, hadi seninle Frosty Cream'den öğle yemeğine bir şeyler alalım.
- Nunca vais. - Raios, Scooter.
- Zaten hiç gittiğini görmedim ki.
Aluguei uma Scooter que está estacionada lá fora.
Dışarıda park edilmiş mobileti kiralamışım.
Uma scooter pessoal, Jerry.
Şahsi, kişisel Rascal'ım, Jerry.
Connosco, esta noite, está o grande fã do basequet, Tony Nocciolino, que interpreta o papel de Scooter, na série de televisão E depois?
Bu akşam büyük beysketbol taraftarı Tony Nocciolino, komedi dizisi "Ne fark eder?" deki latino haydut Scooter'ı oynayan, hani
O Scooter foi atropelado e morto no mês passado.
Scooter geçen ay araba altında kaldı ve öldü.
O nosso Scooter era incapaz de fazer uma coisa dessas.
Bizim küçük kıpırdağımız böyle birşey yapmaz.
Quando o meu namorado Scooter, trouxe o jornal, reconheci-a de imediato.
Erkek arkadaşım Scooter gazeteyi getirir getirmez onu tanıdım.
Muito obrigado. Scooter...
Çok teşekkürler.
- Mas que...
- Bu bir scooter.
É uma scooter. - Que faz aqui?
- Ne oluyor burada?
- Scooter, arranje as moedas. - Sim. senhor.
- Scooter, çeyreklikleri çıkar.
Scooter, quanto dinheiro sobrou?
Scooter, ne kadar paramız kaldı?
É do Scooter.
Scooter'dan!
Ai, Scooter.
Hey, Scooter.