Sheila translate Turkish

Sheila, o que vais fazer?

Sheila. Ne yap biliyor musun?

- Sheila, vais ficar bem?

Sheila, sen iyi misin?

Olá Mike, é a Sheila.

Merhaba Mike, ben Sheila.

Sim, mas não é a Sheila que está com ele.

Evet ama yanındaki Sheila değil.

Sou a Trina.

Mike'la Sheila'nın arkadaşıyım.

A Sheila convidou a Trina quando soube que havia um quarto extra.

Sheila fazladan oda olduğunu öğrenince Trina'yı davet etti. Sakıncası yok ya?

Importam-se? Qualquer amiga da Sheila é amiga nossa, certo?

Sheila'nın arkadaşı bizim de arkadaşımızdır, değil mi?

Onde está a Sheila?

Bu arada Sheila nerede? Mike.

Mike, onde está a Sheila?

Sheila nerede?

Angie... Mike, estás a falar a sério?

Mike, cidden Sheila'nın buraya arabayla tek başına gelmesine izin mi verdin?

Deixaste a Sheila conduzir até aqui em cima sozinha? Fazes ideia do quão longa é esta viagem?

Yolun ne kadar olduğunun farkında mısın?

- A Sheila é uma menina grande.

Sheila kocaman kız.

Sheila, liga-nos quando ouvires esta mensagem, queremos saber se estás bem.

Sheila, bu mesajı aldığında bizi ara. İyi olduğunu bilmek istiyoruz.

- Pois é. Se é assim tão amiga, porque veio com o Mike e não veio de carro com a Sheila?

Bu kadar iyi arkadaşsa neden Mike'la geldi de Sheila'nın arabasıyla gelmedi?

Sabes que estás errado, por obrigares a Sheila a conduzir até aqui sozinha.

- Söyle ona. - Niye? Sheila'yı tek başına yola göndermekle.

- Já agora, sou o Troy.

Bu arada, ben Troy. Sheila.

Prazer em conhecê-la Sheila, bem-vinda a Pemberton.

Pemberton'a hoş geldin.

Aquele estafermo fê-la conduzir até aqui sozinha, Terry.

O pislik, Sheila'nın tek başına yola çıkmasına izin vermiş Terry. Sakin ol bebeğim.

- Eu sabia. Vou contar à Sheila assim que ela chegue.

Sheila gelir gelmez söyleyeceğim.

- Esperar para quê? Nem sabemos qual o estado de espírito com que ela vai chegar.

Sheila'nın nasıl bir ruh halinde olacağını bilmiyoruz.

É lindo, Sheila.

İşte bu harika Sheila. Bayıldım.

- Sou eu, sei que sou eu.

- Sheila... Sheila, böyle kendini suçlama.

- Sheila, não te culpes.

- Sorun bende.

Sheila, tenho de te dizer uma coisa.

- Sana bir şey söyleyeceğim.

- Espera. Sheila, olha o que encontrei do teu tamanho.

Sheila, bak sana göre bir şey buldum.

- Porque tens de ser tão má para ela?

Sheila, ondan hoşlanmıyorum.

- Deixa-o falar, Sheila.

- Hayır hayır. Hayır, bırak konuşsun.

- Ela está só um pouco bêbeda.

Bırak konuşsun Sheila.

A razão por que ela não pode sair com este homem ou outro qualquer é porque ela está a dormir com o teu homem, Sheila.

Bu işten çok sıkıldım. Cidden sıkıldım. Trina'nın bu erkekle ya da başka bir erkekle gidememesinin nedeni seninkiyle yatıyor olması, Sheila.

Não. Sim, Sheila.

Yok canım.

Foi o que a Sheila que me contou.

Hmm? Bunu Sheila'dan duymuştum.

Sheila, deixou a chave na porta.

Sheila, anahtarı kapıda bırakmışsın.

Sheila, isso não é verdade.

Sheila, ciddi olamazsın.

Quando chegarmos ao nível do mar avisamos.

Hoşça kal. Sheila'dan haber alan olursa söylesin, tamam mı?

A Sheila está na linha dois.

Sheila ikinci hatta.

A Sheila está na linha dois.

Kızlar, Sheila ikinci hattaymış.

Sheila, querida, precisas de dinheiro?

Sheila, hayatım, paraya ihtiyacın var mı?

Estou muito orgulhosa de ti, Sheila.

Seninle gurur duyuyorum Sheila.

- Sheila, sinto muito.

- Sheila, çok üzgünüm.

Sheila, tem dedicado muito tempo a este sítio.

Sheila, bu dükkânı açmak için çok fazla çaba sarf ettin.

Estavam a atrasar os voos, era uma loucura.

Evet, Mike ve Sheila yakalanmış olmalı.

Acho que o Mike e a Sheila se atrasaram, já deviam ter chegado.

Bizden önce geleceklerdi.

Amiga do Mike e da Sheila.

Suç bende.

- Sheila.

Memnun oldum Sheila.

Pobre Sheila.

Zavallı Sheila.

Mike, já ligaste à Sheila para saber se ela está bem?

Mike, nasıl olduğunu sormak için Sheila'yı aradın mı?

Olá, divas!

Naber millet! - Sheila.

- Não gosto dela, Sheila.

Onu tanımıyorsun bile.

Sheila, é a altura perfeita para um novo começo.

Dinle, Sheila.

Sheila, estás bem?

Sheila? İyi misin?

O que disse?

Sheila? Ne dedin?