English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Sid

Sid translate Turkish

2,396 parallel translation
Sid. As balas entraram, mas eles não estavam preocupados em viver muito de qualquer maneira. Consumo exagerado de drogas?
- Kurşunlar işlerini bitirmiş ama nasıl olsa onların da fazla uzun yaşamak gibi bir niyeti yokmuş.
Estou a processar os fragmentos de plástico que o Sid retirou à volta do ferimento. E... o salpico azul da alta velocidade que descobrimos na camisa da vítima deram em óleo mineral, tingido.
Sid'in, yaranın içinde bulduğu plastik parçalarını birleştirmeye çalışıyorum, ve kurbanın gömleğinde bulduğumuz yüksek hızda sıçramış mavi renkli sıvının mineral yağı olduğu ortaya çıktı.
Mas Sid, tu disseste que a bala não foi tão profunda para apanhar a artéria.
Ama Sid, kurşunun o atardamara kadar ilerlemediğini söylemiştin.
O Sid põe aquele antigo ferimento de tiro... o que, em última análise o matou... como tendo ocorrido há uns dois anos atrás.
Sid, ölümüne yol açan kurşun yarasının tarihini bir, iki yıl öncesi olarak belirlemişti.
Os fragmentos de plástico que o Sid tirou da ferida... Fiz o alinhamento, a partir da caneta que o homicida usou para fazer a arma.
Sid'in yaranın içinde bulduğu kırık plastik parçaları bir araya getirdim ve katilin silah yaptığı kalemin parçaları ortaya çıktı.
Já vi casos de pacemakers falharem, Sid... mas não chegaram a explodir. Tens a certeza que foi isso que aconteceu?
Kalp pillerinin bozulduğunu duymuştum, Sid ama patladıklarını ilk kez görüyorum.
Sid, não é possível ele ter entrado num micro-ondas gigante, na Rua 34.
Yaklaşık 300 derecelik sıcaklık verebilecek bir modelden. Haydi, Sid. 34'ncü Cadde'de, dev bir mikrodalganın içinde gittiğini söyleyecek hâlin yok ya.
A direcção dos fragmentos... unidos com grandes marcas de óxido de cobalto e lítio... parecem confirmar a teoria do Sid sobre a explosão... Mas, mesmo assim, consegui o número de série e contactei o fabricante.
- Parçacıkların yönleri, yüksek miktarda lityum kobalt oksitle bir arada incelendiğinde Sid'in patlama teorisi doğru gibi görünüyor.
E o GSR que eu recolhi à volta do ferimento é compatível com as marcas de GSR que o Hawkes encontrou, na cara da vítima desta manhã. No Mac Taylor vítima Nº 2. Mas, Sid, a nossa vítima desta manhã não levou um tiro.
Yara çevresinden aldığım barut kalıntısı, Hawkes'ın, bu sabah bulunan kurbanın yüzündeki yaradan aldığı barut kalıntısıyla eşleşiyor.
Agora, o Sid sugeriu que a arma possa ter encravado, mas não temos nenhuma prova disso.
Sid, silahın tutukluk yapmış olabileceğini söylemişti. Ama bunu kanıtlayan bir şey bulamadık.
A bala extraída da nossa primeira vítima, MacArthur Taylor, regressou como boa.
Sid'in ilk kurban MacArthur Taylor'dan çıkardığı kurşun başka bir olaydakiyle eşleşti.
Ei, Syd. Sou eu, o Alex do andar de cima.
- Selam, Sid, benim Alex, üst komşun.
Sid contractou músculos, mas está cada vez mais complicado.
Sid, kiralık koruma, ama bu onu daha karmaşık hale getiriyor.
O Sid já não trabalha para o Paizinho.
Sid daha fazla Daddy için çalışmaz.
Sid.
Sid.
O transeunte replicou,'Sid.'
Geçici biri tekrarladı,'Sid.'
Hei, Sid.
Selam, Sid.
Sid, fazes alguma ideia porque é que o meu escritório cheira a casa de convivio?
Sid, Ofisimin neden erkek koğuşu gibi koktuğu hakkında bir fikrin var mı?
Hei, Sid,
Selam, Sid,
Magoas-te alguém, Sid?
Birini incittin mi, Sid?
Vá lá Sid, que é isto?
Hadi ama, Sid, nedir bu?
Não me venhas com desculpas de merda Sid.
Bana üzgünüm deme, Sid.
Sid, Sid, Sid, psicopata de madrugada, filosofo matinal.
Sid, Sid, Sid, geceleri psikopat, sabahları filozof.
O que estás para aí a dizer Sid?
Sen neyden bahsediyorsun, Sid?
Sid, arruma a tua tralha, estás despedido.
Sid, eşyalarını topla, kovuldun.
Se o Sid vai, eu vou.
Sid giderse ben de giderim.
O Sid não têm mais ninguém.
Sid kimi kimsesi yok.
Então, o Sid pode ficar contigo, isso não é problema meu.
Sid seninle kalabilir, o benim problemim değil.
Leva o Sid lá, mas só mais uma hipótese.
Sid'i oraya götür, sadece bir şans daha.
Sid, é a Michelle.
Sid, ben Michelle.
Sid, estás a galantear.
Sid, sesin gidiyor.
Sid, sou eu.
Sid, benim.
Sid!
Sid!
Tu mataste a Lucille, Sid.
Lucille'i sen öldürdün, Sid.
Tu mataste, tu mataste a LuciIIe, Sid.
Lucille'i sen öldürdün, Sid.
Ouve uma altura em que confiavas Sid.
Bana güvendiğin zamanlar vardı, Sid.
Sid?
Sid?
- Sidney? Sid?
Sid.
- Ben, tens um email do escritório do Sid.
Sid'in ofisinden e-posta gönderdiler...
O Sid quer a situação Bruce / barba resolvida, antes de almoço.
Sid, Bruce / sakal meselesinin öğlen yemeğinden önce halledilmesini istiyor.
Telefonaram outra vez do escritório do Sid.
Sid'in ofisinden tekrar aradılar.
Podes telefonar para o escritório do Sid, a dizer-lhe que estou a tentar resolver a situação da barba?
Sid'in ofisini arayıp sakal meselesini çözmeye çalıştığımı söyler misin?
Betty, diz ao Sid que eu tentei falar com o Bruce três vezes.
Betty, Sid'e söyle Bruce'yi üç kere aradım.
O Sid pediu-me para vir cá para vos apoiar, pessoal, mas ele está inflexível, se o status quo é quo, isto acaba.
Sid, sizi desteklemem için gönderdi. Ama son derece kararlı. Eğer vaziyet nanaysa bu bebeğe yazık olacak.
Senhoras e senhores, na final deste ano do campeonato, irão encontrar a lenda da Nova Zelândia Rugby
Bu yıl ki finalde oynanacak topu, Yeni Zelanda'nın yaşayan rugby efsanesi, Bay Sid Going getiriyor.
Bom jogo.
- Teşekkürler. Seni görmek güzel. Sid, nasılsın?
Tenta, Sid.
Sid'e bakalım.
Ei, é a Syd.
Selam, ben Sid.
Vejo o Sid.
Görüyorum Sid.
Como estás, Sid,
Çok iyi.
Acredita em mim.
Güven, Sid.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]