Translate.vc / Portuguese → Turkish / Sissy
Sissy translate Turkish
179 parallel translation
Fizeste uma bela boneca para a Sissy.
Sissy için yaptığın oyuncak bebek çok güzeldi.
- Mariquinhas. O que dizes?
Sissy.
E na nossa terra chamávamos maricas ao Jean Monteau.
Sissy diye çağırdığımız Jean Monteau'ya benziyor.
Fresca!
Sissy!
Sissy, voltarei dentro de cinco minutos.
Sissy, beş dakikaya döneceğim.
Esta é a Sissy, a minha namorada.
Bu, Sissy, sevgilim.
" Deem um beijo a Heather e a Sissy por mim, e nao se preocupem, estou bem.
" Heather'i ve Sissy'yi benim yerime öpün. Merak etmeyin, ben iyiyim.
Quando se foram embora... levaram a Sissy e a Heather com eles.
Giderlerken... Sissy ve Heather'i da götürdüler.
A Sissy está a olhar por ela e a Kate a olhar pelas duas.
Sissy ona göz kulak oluyor, Kate de her ikisine.
E a Heather e a Sissy?
Heather ve Sissy ne âlemde?
A Heather e a Sissy estao ali.
Heather ve Sissy orada.
- Não me apetece jogar mais, Sissy.
- Artık oynamak istemiyorum, Sissy.
- Anda lá, Sissy.
- Haydi, Sissy.
E esta é a Sissy.
Bu da Sissy.
A Sissy e o Cort andam no gozo.
Sissy ve Cort şaka yapıyor.
Porque não procuramos a Sissy e o Cort agora?
Önce gidip, Sissy ve Cort'u arayalım mı?
Tenho a certeza que a Sissy e o Cort já estão nas cabanas, agora dorme e não te preocupes.
Eminim Sissy ve Cort çoktan kulübelerine dönmüştür, yatağına dön ve merak etme.
# Parabéns, querida Sissy... #
Mutlu yıllar sevgili Sissy!
A surpresa de Sissy Hankshaw é que ela não se tornou um desastre neurótico.
Sissy Hankshaw'ın büyüdüğünde... nevrotik bir bela olmaması bir sürprizdi.
Se você fosse uma menina de um subúrbio mediano em Richmond, Virginia, como Sissy era, e o seu próprio pai lhe fazia piadas sobre você ser "toda polegar" ou você endureceria... ou quebraria de vez.
Sissy gibi Richmond Virginia'nın varoşlarında küçük bir kızsanız... ve eğer babanız ara sıra sizinle "koca parmak" diye alay ediyorsa... bu sizi ya güçlü kılar ya da mahveder.
Os deuses não escolheram Sissy Hankshaw por seus polegares em questão, mas pelo uso que ela faria deles.
Tanrılar bu parmaklar için... Sissy Hankshaw'ı öylesine seçmemişlerdi. Bununla çok şey yapabilirdi.
" Sissy, preciosa, como vai, minha coisinha extraordinária?
Sissy. Sevgili çiçeğim. Nasılsın bir tanem?
Para minha querida Sissy.
Benim biricik Sissy'me.
aliás, Sissy, ele é cem por cento índio.
Bu arada Sissy kendisi safkan bir Kızılderili.
Não tenha medo Sissy.
Bizden korkmana gerek yok, Sissy.
Hmm... a sua é mais larga, Marie, mas Ms. Hankshaw...
Seninki daha büyük Marie. Hankshaw'ınki, Sissy'nin ki, daha şekilli.
Aqui, Sissy, deixe-me comparar.
ışte Sissy karşılaştıralım.
Sissy cruzou o continente 400 vezes passou por cada pessoa duas vezes... mas ela jamais havia testemunhado nada como o que havia se passado no apartamento de Julian.
Sissy 400 kez kıtayı dolandı ve herkese 2 kere rastladı. Ama Julian'ın dairesinde tanık olduğu şeye hiç rastlamadı.
Sissy...
Sissy.
Sissy, você pode desistir dos caminhos nessas rodovias esquecidas.
Sissy, unutulmuş otoyollarda pantolon giymeye bir son verebilirsin artık.
Então a Condessa despachou Sissy para o oeste para o seu primeiro trabalho com modelo em anos, mas não sem antes adverti-la para manter distância das vaqueiras desagradáveis e dignas de pena que já haviam trabalhado na então'fazenda'.
Böylece Kontes, Sissy'yi yıllar sonra... ilk modellik görevi için Batı'ya gönderdi. Tabii önce çiftlikte çalışan kaba saba... ve kibirli dişi kovboylardan uzak durması için de uyardı.
Um dia... Se Sissy Hankshaw aparecer por aqui Vou ensiná-la a hipnotizar uma galinha.
Bir gün eğer Sissy Hankshaw buraya gelecek olursa... ona tavukların nasıl hipnotize edileceğini öğreteceğim.
será que você é Sissy Hankshaw?
Senin Sissy Hankshaw olma ihtimalin var mı?
É bastante presunto salgado, Sissy.
Bu çok fazla bir rakam Sissy.
Nossa convidada especial Senhorita Sissy H... uh, Senhorita Sissy Hankshaw está entre nós
Özel konuğumuz Bayan Sissy. Sissy Hankshaw bizimle kalacak.
Sim, sei muito bem sobre Sissy Hankshaw, ok.
Sissy Hankshaw'ı iyi tanıyorum, tamam mı?
Vamos, Sissy.
Tamam.
Dividida entre sua lealdade por sua bem-feitora, a Condessa, e por sua crescente afeição por Jellybean e as vaqueiras, uma confusa Sissy pegou a estrada sem qualquer Pontiac em vista.
Velinimeti Kontes'e duyduğu sadakatle Jellybean ve dişi kovboylara karşı gelişen duyguları arasında bocalayan Sissy yollara düştü ama ufukta bir Pontiac yoktu.
Sissy... a terra é viva.
Sissy. Bu dünya canlı.
Sissy, não banque a boba comigo!
Beni aptal yerine koyma.
" Sissy, estou me lembrando de suas mãos suaves sobre minha cicatriz.
Ellerini yarama koyduğun anı hatırlıyorum.
Grande era o sofrimento com que aqueles polegares a levavam para a pessoa capaz de desarmá-la... ou, digamos assim, de deixá-la "desprovida".
Kederli Sissy, parmaklarını tanıdığı birine gitmek için kullandı. Onu silahsızlandıracak biri. Başka bir deyişle parmaksızlaştıracak biri.
Eles foram drogados?
Sarhoşlar mı? Kes şunu Sissy.
Espera aí, Sissy. O que você quer dizer com "drogados"?
Ne demek "sarhoş"?
A inflexivelmente fabulosa Sissy Wanamaker, da Harper's Bazaar...
Harper's Bazaar'dan muhteşem Sissy Wanamaker.
- Olá, Sissy. - Olá, Kitty.
Selam Sissy.
Sissy...
Sissy!
Agora, imagine esses pássaros em pleno ato de acasalamento na TV... bem aqui, na tela de sua casa... o mais elaborado ritual de sexo da Criação, mas limpo e puro o suficiente para servir até ao Papa... e com a presença de Sissy Hankshaw... em trajes brancos e capuz vermelho,
Bu kuşları televizyonda seks dansı yaparken izlediğini düşün. Evlerdeki televizyon ekranlarında. Evrenin en karmaşık seks töreni.
mangas esvoaçantes com detalhes em preto.
Tabii ön planda beyaz kostümü, ve siyah tüylerle bezeli kırmızı peleriniyle... benim sevgili Sissy Hankshaw'ım duruyor olacak.
Não quero saber o que Bonanza Jellybean fala para vocês Vamos lá, Sissy.
Gel Sissy.
Sissy!
Sissy!