Translate.vc / Portuguese → Turkish / Skateboard
Skateboard translate Turkish
28 parallel translation
E no skateboard :
Ve kaykayın üzerinde :
És o campeão do skateboard, não és?
Sen kaykay şampiyonusun.
Primeiro pensei que eras um patético bolo velho a andar de skateboard.
Önce kaykay yapan kartaloz bir çukulata sandım seni.
Sabes que mais? Arranja uma ideia de cada lugar de skateboarding e lojas de guitarras..
Olay yeriyle ilgisi olabilecek skateboard yerleri ve gitar dükkanlarını araştırın hemen.
Skateboard... Acidente de camião... que estava a arder.
Kaykay kamyon kazası ve itfaiye vanası.
Eu cai a fazer skateboard num camião em chamas.
İtfaiye vanası olan bir kamyona kaykayla çarptım.
Até que a mulher dele o largou por um puto numa skateboard.
Ve karısı onu bir kaç çocukla terk ettiğinden beri böyle.
- Skateboard.
Paten
O que fazem estrelas do basquetebol com um skateboard?
Profesyonel basketçinin kaykayın üstünde ne işi var?
Ele esteve na América do Sul, a fazer trabalho de missionário com a mãe, e este verão completou uma tournée mundial com a Associação Cristã de Skateboard.
Güney Amerika'da annesiyle misyonerlik görevindeydi, ve bu yaz Hıristiyan kaykay topluluğuyla dünya turunu yeni tamamladı.
Z-boyz na capa da revista Skateboard.
Z Takımı Kay kay Dergisi'nde
Vivo a fazer "skateboard" aqui.
Burada kaykay yaparak hayatımı kazanıyorum ben.
A fazer skateboard aos 35?
35 yaşında hâlâ kaykay yapıyorsun?
O teu skateboard, não o tens.
- Kaykayın, burada değil.
É um filme sobre skateboard.
Kaykayla alakalı bir filmi olacak.
pelo meio, o combóio que esteve envolvido neste acidente que estás a ver. Antes de passar por ali, passou..... pela parte este do parque de skateboard.
Baktığınız yer yaklaşık olarak... onun çalıştığı bölgede...
Alex, ¿ onde está o teu skateboard?
Kaykayın nerede peki?
¿ Ainda praticas skateboard?
- Hâlâ kayıyor musun?
- É sempre a Allegra, nunca os rapazes. - Bem, é ela quem pratica montanhismo, skateboard e snowboard.
- Dağa tırmanan, kaykaya binen, kayak yapan oydu.
Bem, desculpa. Mas talvez possas fazer skateboard com o Orson.
Şey, üzgünüm ama belki Orson'la kaykaya binebilirsin.
Jovem de Fairview Vence o Título de Skateboard do Estado
Fairview'lu Genç Kaykay Şampiyonu
A minha mãe deu-me o seu endereço de email... para lhe poder agradecer pessoalmente o meu skateboard.
E-posta adresini annemden aldım... çünkü kaykay için bizzat teşekkür etmek istedim.
Sugeri ir do cabo de slide ao trampolim e ao skateboard.
- Ben de, kaykayla halattan inip, tramboline atladığın yeri bulmuştum.
A marca de duas das camisolas que tinha é a Solid Surf, e a mochila tem cintas de skateboard, por isso talvez o miúdo gostasse disso.
Şimdi, tişörtlerin ikisinin markası Solid Surf sırt çantasında da kaykay kayışları var çocuğun bu şeylere ilgili olabilir yani.
Caiu do skateboard e fracturou o crânio.
Kaykayından düşüp kafatasını çatlatmış.
A irmã disse que o ferimento se deveu a um acidente de skateboard.
Kız kardeşi, yaralanmanın sebebinin kaykay kazası olduğunu söyledi.
Nerds, vocês têm um skateboard, uns Heelys ou isso?
Hey gençler. Kaykayınız, tekerlekli ayakkabınız falan var mı?
Acho que minha série para jovens sobre vampiros, Skateboard Dracula, é boa.
Sanırım gençlere yönelik vampir romanlarım Kaykaylı Drakula iyi satıyor.