Translate.vc / Portuguese → Turkish / Skates
Skates translate Turkish
122 parallel translation
Que dizes a um par de Skates?
Ya da bir çift paten?
"United Skates of America" em Queens, ya?
United Skates of America Queens'de, öyle mi?
Estamos só a levar os skates.
Kaykay taşıyoruz.
Mercadoria de todos os tamanhos e tipos... Desde skates a aparelhagens stereo... têm desaparecido das prateleiras das lojas... e armazéns a uma velocidade alarmante.
Her tip ve büyüklükteki satılan eşyalar kaykaylardan stereo sistemlere kadar hepsi mağazalardan bir anda kayboluveriyor ve birçok depoda alarmlar sürekli çalmaya başladı.
Skates.
Kaykaylar mı?
Os dos skates ainda vá, apesar das roupas sem jeito, mas os dos patins só me dão vontade de lhes passar por cima com o carro.
Aptalca giyinmelerine rağmen kayakçıları umursamam,.. ama patencileri gördüğümde onları ezesim geliyor.
Como os "skates".
Kaykaylar gibi.
Achava que era para os skates.
Ben onların kaykaycılar için olduğunu sanıyordum!
Você e os seus amigos drogados, andando nos skates.
Sen ve vızır vızır paten kayan bıçkın arkadaşlarından.
É por isso que passo a vida a tropeçar em skates.
Paten sırasının bana gelmemesine şaşmamalı.
Quero dizer, costumávamos ter uns bons movimentos, sabes, como quando "fazíamo-lo"... por isso seria como... só que com luzes e skates.
O işi yaparken birkaç iyi hareketimiz vardı geçmişte. Işıklar ve patenler hariç tıpkı o iş gibi olur.
Não podemos levar os skates connosco?
Kaykayları da yanımıza alamaz mıyız?
Vocês conduziam skates.
Tosbağalarla yarışıyordun.
Gostas de skates?
Kaykay yapmayı mı seviyorsun?
"Skates proibidos".
Okulda kaykay yasak.
Não vêem que os skates até davam jeito?
Okulda kaykayın ne kadar faydalı olduğunu neden anlamıyorlar? Mesela kafeteryada.
Bom Skates.
"Hot Skates".
Porque estás a descer de rufião inofensivo para bruto raptor de skates.
Çünkü kabadayılıktan gözü dönmüş kaykay hırsızlığına düşüyorsun.
Ela foi à loja do Thornton hoje de manhã E desatou a cuspir em cima dos skates novos.
Bu sabah Thornton'un dükkanına gitmiş ve bütün kaykaylara tükürmeye başlamış.
Eu só estou aqui a fazer negócio... e eles entram aqui com os skates... só para arranjar problemas.
Ben burada sadece işimi yapıyorum sonra onlar kaykaylarıyla geldiler ve sorun çıkarttılar.
Nós somos os Super Duper Skates.
Biz Süper Patenleriz.
Eu nunca ouvi falar dos Super Duper Skates.
Bu Süperleri hiç duymamıştım.
Não posso acreditar que eles nunca ouviram falar dos Super Duper Skates. Isso é ultrajante.
Süper Patenleri duymamış olmalarına inanamıyorum.
Tinha dinheiro para comprar montes de explosivos em skates, e não tinha para comprar um todo-terreno.
Roketli patenleri almak için yeterli parası vardı... Road Runner'ı yalnız bıraktı.
- Quatro palavras : preciso de skates novos.
- İki kelime : yeni paten istiyorum.
Vou ganhar para isso, para vos dar roupas novas, comprar skates novos ao Jake, comprar o carro que queríamos.
Ayrıca borçlarınızdan kurtulacaksınız, Jake yeni kaykay alacak, ve istediğimiz o arabayı alacağız.
Atrás do parque de skates. "
Kayak parkının arkasında. "
Em 2º, representando Zephyr Skates, Jay Adams.
İkinci sırada Zephyr Kay kay Takımından gelecek vaat eden...
Peguem nos skates, vamos.
Kay kaylarınızı alın çocuklar.
Meu, eu sou o maior fabricante de skates do país.
Ben ülkenin en büyük kay kay üreticisiyim.
Tens ideia da quantidade de skates que ele está a vender por tua causa?
Senin sayende ne kadar kay kay satıyor biliyor musun?
- E fez uma venda de garagem os meus skates, os meus carros, merdas boas.
Siktiğim garaj satışı. Kaykayım, arabalarım vs. Kahretsin adamım.
Então, és cabeleireira numa loja de skates.
Demek kaykay dükkânında kuaförsün.
Shay, a Shane tem uma loja de skates.
Shay Shane'in kaykay dükkânı var.
As meninas dos skates também nadam contra a corrente.
Kaykaycı kızların da farklı bir duruşu olur.
Ou conheces outras meninas dos skates?
Başka kaykaycı kız tanıyor musun?
As meninas dos skates são diferentes.
Kaykaycı kızlar farklıdır.
As meninas dos skates são boas, Nadja.
Kaykaycı kızlar iyidir, Nadja.
O Marco contratou-me para o trabalho das meninas dos skates, que tu não quiseste.
Marco senin istemediğin kaykaycı kız resimleri için beni kiraladı.
Sean,'skates'não.
Sean, kaykay yok.
Primeiro, nada de skates na loja.
İlk olarak, mağazada paten yasak.
São Heelies, não são skates.
Bunlar kayakkabı, paten değil.
as suas roupas espezinhadas e os seus "skates" desaparecidos.
Temiz çamaşırları çiğnenmişti. Kaykayları kaybolmuştu.
Miúdos de skates.
Kaykaycılar.
- Eu passo pelo parque dos skates.
- Ben kaykay parkına bakacağım.
Eu e a Jenny podemos ir ao parque dos skates, certo?
Jenny'le kaykay parkına bakalım olur mu?
Fazemos skates personalizados.
Benim dükkâna getirmelisin.
Credo, skates.
Kaykaylar.
Estou centrado no que estou a fazer e vou produzir centenas de skates por mês.
Ben kendi işime bakarım.
Ele dirige a Alva Skates e vende os seus produtos no mundo todo.
ALVA SKATES'in sahibi ve ürünlerini tüm dünyaya satıyor.
Tem uma loja de skates?
Kaykay yapıyoruz.