Translate.vc / Portuguese → Turkish / Skinner
Skinner translate Turkish
1,131 parallel translation
- Vou tratar de tudo com o Skinner.
- Skinner'la görüşüp işleri yoluna koyacağım.
Sem o relatório como prova, o Skinner não autoriza uma investigação.
Kanıt olabilecek o rapor olmaksızın, Skinner bir soruşturmayı onaylamayacaktır.
- Ele disse que ficaria mais perigoso. - O Skinner?
Hiç bu kadar tehlikeli olmadığını söyledi.
O homem que nos deu o relatório.
Skinner mı? Bize raporu sızdıran o adam.
Skinner.
Skinner.
- Foi o Director Assistente Skinner que pediu.
- Müdür Yardımcısı Skinner sizi istedi.
O Skinner pediu que fosse eu?
Skinner beni mi istedi? !
Embrulhem-no e enviem-no para o FBI, ao cuidado do Director Assistente Skinner.
Bir torbaya koyun ve Müdür Yardımcısı Skinner adına FBI'ya gönderin.
Desculpe, mas o Sr. Skinner não está disponível.
Bay Skinner müsait değil.
Sr. Skinner, lamento muito interromper, mas o agente Mulder exige falar consigo.
Bay Skinner, böldüğüm için özür dilerim, ama Ajan Mulder sizi görmekte ısrar ediyor.
Ouvi dizer que hoje fizeste frente ao Assistente Director Skinner.
Bugün Müdür Yardımcısı Skinner ile aranızda çok hoş bir sohbet geçmiş.
O Skinner só está a esfregar o meu nariz neste.
Skinner burnumu sürtmeye çalışıyor.
Não queria ter de dizer ao Skinner... que o suspeito do assassínio é um verme sanguinário gigante.
Çünkü Skinner'a, katil zanlısının kan emen bir kurt olduğunu söylemek istemem.
Mas, afinal, terei de dizer ao Skinner que o seu suspeito é um verme sanguessuga gigante.
Ama Skinner'a, katil zanlısının, kan emen dev bir kurt olduğunu söylemem gerekecek.
E, Mulder... quando vires o Skinner para entregar o teu relatório... eu sei que a decisão é tua, mas espero que saibas... que considero isso mais do que uma perda profissional se decidires partir.
Ve, Mulder,... raporunu vermek için Skinner'la görüştüğünde biliyorum son karar senin ama,... eğer ayrılmaya karar verirsen, ben bunu işinin ehli birinin kaybı olarak görürüm.
Falaste com o Skinner ontem?
Dün Skinner'la konuştun mu?
- Isso veio do Skinner?
- Skinner böyle mi dedi? !
Fui convocada para uma reunião pelo director adjunto Skinner.
Müdür Yardımcısı Skinner tarafından bir toplantıya çağrıldım. Ne istiyormuş?
Pagamos 10 mil dólares ao teu director para puxar as calças e ficar com elas pelos joelhos o resto do ano lectivo
Müdür Skinner'a pantolonunu indirmesi ve bütün bir sene öyle durması için 10,000 dolar ödesek?
Que tal se usarmos os 10 mil para torná-lo cirurgicamente numa criatura tipo lagosta?
Bu 10,000 doları Skinner'ı bir çeşit ıstakozumsu bir yaratığa çevirmek için estetik ameliyatına harcasak?
Crianças fala o Director Skinner.
Çocuklar, müdürünüz Skinner konuşuyor.
- Skinner!
- Skinner!
Estou farto, farto desta escola, Skinner!
Yeter artık. Yeter, bıktım bu okuldan, Skinner.
Pensei que saltasse de alegria no dia em que o Skinner saísse... mas só tenho uma sensação estranha e quente na nuca.
Skinner'in ayrılacağı gün sevinçten havalara uçacağımı düşünürdüm ama şimdi sadece kafamın arka tarafında tuhaf bir his var.
Devido à saída repentina do Skinner... tive de nomear um novo director.
Beyler ve bayanlar, Bay Skinner'in ani ayrılışı dolayısıyla yeni bir müdür atamak zorunda kaldım.
Bart, olha, é o director Skinner... e acho que está louco.
Baksana Bart. Bu Müdür Skinner. Ve sanırım kafayı yemiş.
Director Skinner, lamento muito que tenha sido despedido por causa do cão, que tenha sido mordido e que ele se tenha roçado na sua perna.
Müdür Skinner, köpeğim kovulmanıza sebep olduğu ve sizi ısırdığı için ve sonra bacağınızı da ısırdığı için özür dilerim.
Temos as cuecas do Skinner!
Hey! Skinner'in iç çamaşırını aldık!
- Precisamos do Skinner aqui.
- Skinner'a tekrar ihtiyacımız var.
Aprendi a ler graças a si, director Skinner.
Okumayı sizin sayenizde öğrendim, Müdür Skinner.
Director Skinner, fiquei enjoada no seu gabinete.
Müdür Skinner, ofisiniz bende alerji yapıyor.
Atenciosamente, Sargento Seymour Skinner ".
Sevgiler, Çavuş Seymour Skinner.
Nunca pensei que o director Skinner pudesse piorar. - Mas aqui está a prova.
Müdür Skinner'ın eski kafalılığını hiç kaybetmeyeceğini sanırdım ama işte kanıt.
Acho que precisas do Skinner. Todos precisam de um inimigo.
Sanırım Skinner'a ihtiyacın var, Bart. Herkesin güçlü bir rakibe ihtiyacı vardır.
Depediu o Skinner por menos.
Skinner'ı bundan daha azı için kovmuştun.
Sim, mas o Skinner chateava-me.
Evet, doğru. Ama Skinner beni çok kızdırmıştı.
Fala o Director Skinner o vosso director, com uma mensagem do conselho directivo.
Ben Müdür Skinner müdürünüz, müdürün ofisinden size bir mesaj getirdim.
Já percebi. Se testemunhares, o Skinner saberá que faltaste à escola.
Oh, anlıyorum. eğer tanıklık yaparsan, Skinner okuldan kaçtığını öğrenecek.
Director Skinner, preciso de uns sapatos.
Müdür Skinner, biraz sabuu'ya ihtiyacım var.
Mrs. Skinner, porque está aqui?
Bayan Skinner, siz neden buradasınız?
Quem sabe como os Skinners podiam ter resolvido este problema?
Skinner'ların problemlerini nasıl çözebileceğini kim söyleyecek?
Porque será que quando ouvi a palavra "escola" e a palavra "destruição", pensei imediatamente na palavra "Skinner"?
Neden "okul" ve "patlama" sözcüklerini duyduğumda aklıma hemen "Skinner" sözcüğü geliyor?
Director Skinner, fala o seu secretário.
Müdür Skinner, sekreteriniz konuşuyor.
O director Skinner esqueceu-se da mãe.
Müdür Skinner annesini burada bırakmış.
O director Seymour Skinner, educador dedicado.
Eğitime kendini adamış Müdür Seymour Skinner.
- O Skinner anda à tua procura.
- Mulder, Skinner seni arıyor.
Porque é que agrediste o Skinner?
Skinner'a neden saldırdın?
Vou ser chamada ao gabinete do Skinner hoje.
Bu öğleden sonra Skinner'ın ofisinde olacağım.
Não apareci para a reunião com o Skinner anteontem. Não sei quais vão ser as consequências.
Dünden önceki gün Skinner'la olan görüşmeye gitmedim ve tepkilerinin ne olacağını bilmiyorum.
O Skinner foi aos arames.
Öldürülmüş, Skinner da küplere bindi.
Ponho isso no meu relatório para o Skinner?
Bunu da Skinner'a vereceğim rapora ekleyeyim mi?