Translate.vc / Portuguese → Turkish / Skinny
Skinny translate Turkish
221 parallel translation
- Olá Skinny!
- Selam sıska.
Ah, sim, Skinny, como estava a dizer à Duquesa no outro dia- -
Ah, evet, Skinny, tam düşese sadece dün olduğunu söylerken- -
Skinny, mais devagar no tambor.
Skinny, davullar daha yumuşak olsun.
Vamos, skinny.
Haydi sıska şey.
Estes são o Bob, o Luke, o Skinny e o Milton.
Pee-wee, bunlar Bob, Luke, Sıska ve Milton.
Skinny Marie. Essa era de outro mundo.
Sıska Marie'yi tanırım.
Deu para a Skinny Marie ou para a Rachel?
Sıska Marie ya da Rachel'a oldu mu?
Tínhamos um miúdo, de nome Skinny.
Skinny adında bir çocuk vardı.
Não importa, esse miúdo, o Skinny...
Neyse, Skinny'ye dönelim.
Esse miúdo era capaz de ficar no meio da rua, com as balas a voar à volta dele.
Kurşunlar havada uçuşurken, Skinny sokağın ortasında dururdu.
O Skinny.
Skinny.
O Skinny estava com a gente e com a arma.
Skinny de silahıyla beraber yanımızdaydı.
Ainda estamos a falar do velho Skinny.
Herif hâlâ eski Skinny.
Se ele desmobilizar o Brennan, eu nunca ouvi falar do Skinny.
Eğer bunu yaparsa Skinny'nin varlığını bile unuturum.
Busca o Skinny! Rápidamente!
Git Skinny'yi çağır!
Skinny!
Skinny!
Skinny, a pistola!
Skinny, tabancayı kap gel!
- Já conheces o Skinny.
- Skinny'yi bilirsin.
No outono, trazes cinco potros ao Skinny.
Sonbaharda Skinny'ye beş beygir getir ver.
Estão prevenidos, se na primavera o Skinny não tiver os potros,
Bana bakın, bahara kadar beygirler gelmezse...
O Skinny vai receber uns potros... e é tudo?
Üç beş beygirle mesele kapandı ha?
especialidades ao Skinny?
Skinny'ye özel şeyler mi yaptın ne?
Hoje, para quem faz dieta, comida do chefe Skinny Ninny.
Bugün rejim yapanlara Asçi Siska Ninny'den tarifler var.
A Seguir, o Chefe Skinny Ninny
Sirada Asçi Siska Ninny.
Foi por isso que te contratei para meu assistente, Skinny Boy.
Seni yardımcım olarak seçmemin asıl sebebi de buydu. Sıska oğlum.
COMO VISTO NA REVISTA Parece que temos o primeiro caso, Skinny Boy.
Görünüşe bakılırsa ilk davamızı aldık, sıska oğlum.
Skinny, Crabby, vemo-nos logo.
Sıska, Aksi, sonra görüşürüz.
Vendes brinquedos, Skinny?
Oyuncak işi mi Skinny?
É o Skinny quem apresentou-me aos Russos.
Bana o Rusları Skinny getirdi.
- Skinny?
- Skinny mi?
É que Skinny tinha-me dito.
Skinny de böyle söyledi.
Farias melhor fugir, Skinny.
Kaçsan iyi olur Skinny.
Vou falar com o Skinny.
Ben Skinny'yle konuşurum.
E ao Skinny também.
Skinny'yi de.
Como fizeste-o com o Skinny.
Tıpkı Skinny'e yaptığı gibi.
Naquela noite que fomos até ao reservatório e nadamos nus.
Skinny-dipping'e gitmek için yer ayırttığımız gece
- Outra vez? - Blithe, Skinny, adivinhem?
- Blithe, Skinny, bilin bakalım ne oldu?
Muito bem, quem for na patrulha... Skinny. Nada que chocalhe, que brilhe, sem capacetes.
Devriyeye giden adamlar gürültü çıkaracak, parlayacak bir şey yok.
Skinny Monkey.
Skinny Monkey.
Dá o negócio ao Skinny Pete.
İşi Sıska Pete'e ver.
Skinny?
Çok mu zayıf?
- Conheces o Skinny Black?
- Skinny Black'i tanıyor musun?
Skinny Black. Sim, esse...
Skinny Black.
Eu conheço o Skinny há que tempos.
Skinny'nin kim olduğunu biliyorum. Skinny'yi eskiden beri tanırım ben.
Eu conheço o Skinny desde quando ele andava a impingir as suas gravações pirata lá em baixo no parque, na traseira do seu Catllass.
Skinny'nin, Cutlass'ıyla arabalı sinemaya girip... kendi kaydettiği kasetleri el altından sattığını bilirim ben.
É melhor vires cá com material do bom.
Skinny böyle mi yaşıyor dostum? Biraz kaliteli ot bulup buraya gelsen iyi olur.
É o Skinny Black, estão a ver... Hei!
Benim, Skinny Black. bilirsiniz...
Skinny cresceu e...
Skinny büyüdü ve...
O Skinny explodiu com o tipo.
Ve Skinny adamı vurdu.
Sim, eu sei quem é o Skinny, meu.
Evet, şu...
O Skinny assim, por aí, meu?
- Atmıyorum.