Translate.vc / Portuguese → Turkish / Sok
Sok translate Turkish
6,891 parallel translation
Estica, alisa e põe por baixo, está bem?
Katla, kaldır ve içine sok. Tamam mı?
Tens de perceber que eu não obedeço a ninguém...
Benim kimseye boyun eğmeyeceğimi aklına sok...
Aponte para cima e depois... o mais forte que conseguir no coração.
Kolunu dik tutup bıçağı kalbe olabildiğince sert bir şekilde sok.
Não tenho quatro anos. Coloque-me outra vez na máquina.
Benim 4 yılım yok, beni makineye geri sok.
Então assume o controle delas.
Kontrole sok öyleyse.
Justine, liga-me ao Adam Stapleton e diz-lhe que é importante, por favor. Fora do chinês, no cimo de Rawson Lane?
Parayı öde, kızı sağ salim geri al, o adamı bul sonra da parayı ağzına ağzına sok!
Ajuda o Jimmy.
Jimmy'nin işlerini yoluna sok.
- Sasha. Enfia mesmo na têmpora dele.
- Sasha sakagindan sok bunu.
O nosso exército está a desertar, Sr. Sapo, coloque-os de novo em formação!
Ordumuz firar ediyor. Bay Toad onları tekrar sıraya sok!
Portanto, vê se percebes isso, ouviste?
O kuş beynine bunu sok, anlıyor musun?
Quando ela olhou para si, fez-lhe aquele sorriso de "vá-se lixar".
Bakınca "çevir de götüne sok" gülüşünden yaptı.
Portanto, pega no teu remo. Vemo-nos hoje à noite.
O zaman sen de küreğini suya sok.
O Monsenhor Norris é a pessoa a quem irias puxar esses cordelinhos.
Monsenyör Norris devreye sokacağım kişiydi. - Şok oldum.
Estocadas rápidas : dentro e fora, dentro e fora.
Seri davran, sok ve çıkart, sok ve çıkart.
Muito obrigado.
Sok tesekkür ederim.
Desmonta tudo.
Her şeyi sök.
- É o choque.
- Bu şok.
Vou entrar em choque.
Şok geçiriyorum.
É o choque.
Şok bu!
Ficamos chocados pelo facto de ter acontecido.
Sanıyorum hepimiz olaydan dolayı şok olmuştuk.
- Está a entrar em choque temporário.
- Geçici şok geçiriyor.
Estou chocado por descobrir a extensão de depravação e imoralidade em Salem.
Salem'daki günahkârlık ve ahlaksızlığın boyutlarını keşfedince şok oldum.
A análise das ondas de choque, estudos de Raio-X, projecto de adulteração, não há lá nada disso.
Şok dalgası analizi, X ışını çalışmaları, sıkıştırıcı tasarımı, hepsi gitmiş.
Os rapazes do Akley. Eles estudaram ondas de choque.
Akley'in adamları, kendi şok dalgası çalışmalarını yayınladılar.
Preciso dos estudos sobre as ondas de choque do Akley.
Akley'in şok dalgası çalışmaları gerek.
Vá buscar o estudo sobre as ondas de choque.
- O zaman bana şok dalgası çalışmalarını getir.
Caramba. Precisamos daquele estudo sobre as ondas de choque.
Şok dalgası çalışmalarına ihtiyacımız var.
- Preciso do estudo das ondas de choque do Akley.
Bana Akley'in şok dalgası çalışmaları gerek.
O médico tentou ressuscitá-lo com um desfibrilador, foi quando liguei para o 112.
Doktor onu hemen şok cihazı ile hayata döndürmeye çalışmış ve o esnada ben 911'i aradım.
Põe-te a andar.
Yerine sok şunu.
Eu e a minha família estamos em choque e desesperados por detalhes.
Ailem ve ben şok geçiriyoruz. Ayrıntıları bilmek istiyoruz.
O desfibrilador no pacemaker da sua mulher tem um defeito, e dá-lhe choques.
Eşinizin kalbindeki kalp pili arızalı, sürekli şok veriyor.
Algemas de choque, fiz estas de propósito para ti.
Şok kelepçeleri, onları sadece senin için yaptım.
O seu comportamento violento recentemente foi descrito como chocante, homicida e imperdoável. Como é que se explica?
Son günlerdeki aşırı şiddet dolu davranışlarınız şok edici öldürmeye meyilli ve affedilemez olarak görülüyor.
Foi um grande choque.
Şok vericiydi.
É algo de muito chocante.
Şok edici.
Estou tão chocado quanto vocês.
İnanın bana, ben de sizin kadar şok oldum.
Quando tocares na Cúpula pela primeira vez, vai dar-te um pequeno choque.
Kubbeye ilk dokunduğunda sana ufak bir şok verir.
Talvez esteja em estado de choque ou talvez o cérebro dele esteja tão danificado pelas drogas que já não consegue comportar-se como um ser humano.
Belki şok halindedir... belki de beyni uyuşturucudan o kadar... körelmiştir ki normal bir insan gibi duygularını paylaşamayacak hale gelmiştir.
Ficou boquiaberta.
Şok oldu.
É chocante aquilo em que se tornam.
Ollie, Gelecekleri hal gerçekten şok edici.
Põe a língua de fora.
Dilini içeri sok.
Mas a terapia de choque ajuda.
Ama şok terapisi yardımcı olur o konuda.
Enquanto as ondas de choque continuam na região e no mundo, esta Administração decidiu que não pode deixar este ato chocante passar em branco.
Şok dalgaları bölgede ve dünyada devam etmekteyken yönetimimiz bu korkunç eylemin cevapsız kalmasına izin vermemeye karar verdi.
Fica assim tão chocado com isso?
- Evet. Şok edici mi oldu?
Foi um grande choque para ela, ao princípio, mas... ela está, cautelosamente optimista.
Önce büyük bir şok yaşadı. Ama şu anda tedbirli de olsa iyimser.
- Acho que ele está em choque cardiogénico.
- Kardiyojenik şok geçiriyor sanırım.
Acho que estava em choque.
Sanırım şok olmuştum.
A notícia sobre o Dr. Jennings foi um grande choque.
Dr. Jennings'in ölüm haberi bizi şok etti.
Já viste?
Septik şok.
Eles podem mandar alguém aqui com uma intimação e um taser.
Eğer zamanımı israf etmek istiyorlarsa buraya şok tabancası ve mahkeme kağıdıyla birini gönderebilirler.