Translate.vc / Portuguese → Turkish / Souvenir
Souvenir translate Turkish
54 parallel translation
Lembrança de Brighton, souvenir de Tunbridge WeIIs...
Bilirsiniz, "Brighton Hediyelikleri," "Tunbridge Wells Hatıraları."
Souvenir de guerra, senhor?
Savaş yadigarı mı, efendim?
Isto, senhor, estava me perguntando se seria um souvenir de guerra.
Bunu diyorum, efendim. Savaş hatırası mı diye merak ettim.
Souvenir de guerra?
Savaş hatırası mı?
As pessoas o arrancam como souvenir.
Şans getirdiğine inanan ziyaretçiler hatıra olsun diye koparıyor.
O "pessoal de serviço" é fornecido pela SS. como um souvenir da sua hospitalidade. dissidentes de todos os tipos. todos aqueles que os nazis chamam de "escória" da raça humana.
Servisi SS subayları yapıyor. Valizlerimizi etiketlemek yerine, misafirperverliklerinin bir anısı olarak tenimize numara damgalıyorlar. Dachau'nun konukları ;
Tenha um souvenir.
Alın size bir hatıra.
Queres o teu souvenir, não é?
Küçük hatıranı istiyorsun, değil mi?
Um souvenir.
Bir hatıra.
A bruxa deve ter vendido no mercado como souvenir.
O kocakarı onu pazarda hediyelik eşya diye satmış.
- Um souvenir.
- Bir hatıra
- Deve estar pegando algum souvenir.
- Herhalde beleş heyecan arıyordu.
Ganhei uma lembrança! ( Souvenir )
Kendime bir hatıralık buldum!
Em todos os casos... pode ser um bom souvenir.
Herhalde, bu onu güzel bir hatıra yapar.
Mas antes de ir, eu vou dar-lhe o meu próprio souvenir.
Fakat gitmeden önce size küçük bir hediyem olacak!
Não preciso deste souvenir, para me lembrar de você.
Seni hatırlamak için onlara ihtiyacım yok.
Ele fica sempre com um souvenir.
Her zaman bir hatıra alır.
Ele leva sempre um souvenir?
Her zaman bir hatıra alır.
- Um souvenir.
Bir hatıra.
Tive de pagar pelo souvenir e pela verdadeira :
Bunun için para bile ödedim.
- Um pequeno souvenir.
- Minik bir hatıra.
Um garrafa de Sourvinure Sourou.
Souvenir du Syhra`dan bir şişe.
Perfeito. Vou querer uma garrafa de Sourvinure Sourou.
Harika, bir şişe Souvenir Du Syhra istiyorum.
Partilhar o "souvenir". Ajuda o dominante a manter o submisso motivado, leal e excitado.
Bu, baskın kişiliğin uysal olanı sadık tutmak, harekete geçirmek ve motive etmek için...
Deixem-me comprá-lo à laia de souvenir!
Onu hediye olarak alıp götürsem ne olurdu ki!
A pessoa evapora-se uns dias, acorda sem se lembrar de nada, com uma dor de cabeça brutal e um souvenir.
Birkaç gün boyunca hayata gözlerini kaparsın, uyandığında hafıza kaybı, korkunç bir baş ağrısı çekersin ve bir de hatıran olur.
Bem, encontrei um souvenir. - É uma unha.
Bize hatıra bırakmışlar.
Tipo um "souvenir" de um feriado!
Hatıra gibi!
Antes de matar, usa o isqueiro para queimar digitais, então usa as luvas para o estrangulamento e o cortador de unhas para pegar um membro de souvenir.
Öldürmeden önce çakmakla parmak izlerini yakıp yok ediyor. Sonra da eldivenleri takıp insanları boğarak öldürüyor. Sonra da tırnak makasıyla da cesetleri parçalara ayırıyor.
Como fazia tanta questão de não se separar dele... pensei que gostaria de guardá-lo como souvenir.
Bunu korurken o kadar dikkatliydin ki hatıra kalsın istedim.
Nenhum souvenir?
Geride bir şey de bırakmamış.
Um souvenir.
Hatıra.
Souvenir.
Hatıra.
Não arranjei um souvenir da missão!
Görev için hatıra almadım.
Eu trato de arranjar o souvenir!
Hatıra işini biz hallettik.
Numa palavra souvenir.
Tek kelime : hatıra.
Foi um excelente souvenir.
Çok güzel bir anıydı
E um grande souvenir, por falar nisso.
Ve de iyi bir hatıra...
Fique com o sai. Esta é o souvenir correto da missão.
Güvenilmez ve bencil biri olduğunu kanıtladın!
É o'souvenir'do Empire State Building nas costas dele.
Empire State Binası'nın maketi saplanmış.
Digo que ganhei este souvenir.
Bence bu maketi hak ettim.
Provavelmente é só um souvenir.
Hediyelik eşya olmalı.
Voltou, e não esperes nenhum souvenir, porque não trouxe mais nada a não ser mau feitio.
Ah, evet! Ve hediyelik eşya filan bekleme, çünkü kendisiyle getirdiği tek şey tavırları.
Podes ficar com o sabre de luz que roubaste, e deixar que se torne outro souvenir empoeirado.
Çaldığın ışın kılıcı sende kalabilir ve tozlu hediyelik eşyalarından biri olur.
Catalogamos como jóia ou souvenir? Souvenir.
Bunu gümüş kategorisine mi yoksa hatıra bölümüne mi koyalım?
Era um simples souvenir, mas nesse caso, salvou-me a vida.
Basit bir yadigar, ama hayatımı kurtardı.
- Recordação.
- Souvenir.
Souvenir.
- Hatıra.
Isto... isto é um souvenir.
O bir hatıra
Dá um ótimo souvenir.
Güzel bir hatıra oluyor.