English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Sprinkles

Sprinkles translate Turkish

52 parallel translation
Granulado, granulado!
Sprinkles, sprinkles!
Granulado, granulado...
Sprinkles, sprinkles....
Sr. Sprinkles, meninos e meninas!
Bay Sprinkles gelmiş sevgili çocuklar.
Chama-se Sprinkles.
- Evet. Onun adı Sprinkles.
- Sprinkles?
- Sprinkles mı?
Sprinkles?
Sprinkles?
Onde está ele, Sprinkles?
O nerede, Sprinkles? Hadi.
- Anda, Santa's Little Helper!
- Hadi, Noel Baba'nın Küçük Yardımcısı! - Hadi, Sprinkles!
- Vem cá, Sprinkles!
Buraya Sprinkles!
- Anda cá, anda, Sprinkles.!
Hadi. Üzgünüm.
Anda cá, Sprinkles.
Hadi, Sprinkles.
Não posso. A Sprinkles está doente.
Sprinkles çok hasta.
Ninguém pergunta pela Sprinkles.
Başka kimse Sprinkles'i sormaz.
Podes, por favor, ir até minha casa dar os remédios à Sprinkles?
Bana bir iyilik yapar mısın? Benim eve gidip Sprinkles'a ilaçlarını verir misin? Tabii.
Morreu.
Sprinkles.
Sprinkles?
Sprinkles mı?
"Prinkles".
Sprinkles!
A Sprinkles nunca fez mal a ninguém.
Sprinkles bir kere bile kimseyi incitmedi.
Esta é o Sprinkles.
İşte bu Sprinkles.
Quando cheguei a casa, o corpo da Sprinkles estava no congelador, onde o Dwight disse que a deixou.
Eve gittiğimde, Sprinkles, Dwight'ın söylediği gibi derin dondurucunun içinde duruyordu.
O veterinário está agora a remover todos os órgãos da Sprinkles, e a mandá-los para o laboratório.
Veteriner şu an Sprinkles'ın organlarını inceleme için labaratuara götürüyor.
Este é o Sprinkles.
Sprinkles'la tanışmadınız. Bu, Sprinkles.
- e o Sr. Sprinkles e eu...
-... ve Bay Sprinkles'la ben...
- Trouxe sprinkles.
- Çöreklerim var.
- Sei lá. Estávamos juntos, ele matou a minha gata Sprinkles, depois terminámos...
Yani, biz birlikteydik sonra o Sprinkles'ı öldürdü.
Já não como sprinkles.
Artık yemiyorum bunları.
Pensei que te tinhas deixado de sprinkles.
Artık çöreklerle işin bitti sanıyordum.
E perguntas pelo Sprinkles, certo.
- Tamam. - Ve Sprinkles'ı iste.
Pergunto pelo Sprinkles?
- Sprinkles mı? - Bu bir insan mı?
- O Sprinkles quer...
Sprinkles...
O Sprinkles não pode pagar mais do que cinco mil.
Sprinkles 5 binden fazla veremez.
- Toma cuidado com esta mulher. - Ela vai matar-nos!
Sprinkles, şu kadına bir şey yapmalısın.
O Sprinkle, viu.
Sprinkles gördü.
Afinal, Sprinkles é um nome muita estúpido, entendes-me?
Sprinkles da çok aptalca bir isim, demek istediğimi anladın mı?
Eu e o Sprinkles, a beber.
Sprinkles'la içiyorum.
É como se os "sprinkles" e os "crumbs" se juntassem... Fizessem amor.... E tivessem estes pequenos e amorosos queques.
Sanki yağmur damlaları ve çikolata parçacıkları sevişmiş ve bu küçük, tatlı, öpülesi bebek kekleri yapmış gibi.
Sprinkles de volta. Mr.
- Bay Pofuduk dönmüş.
Sprinkles...
- Bay Pofuduk mu?
E não exagerem nos sprinkles!
Süslemeyi abartmayın!
Sprinkles!
Şeker!
- Aqui está o recibo do Sprinkles.
Sprinkles'ın fişi.
- Sprinkles?
Sprinkles?
Queijo e sprinkles!
Peynir ve süs şekeri!
Acho que prefere Sprinkles a Crumbs, para saberes.
Renkli şekerlileri tercih eder, - Cupcakeler.
Ou subornei o Hugh para ir, com um cartão prenda da Sprinkles, sabes?
Hugh'a benim yerime dinlemesi için rüşvet vermiş de olabilirim. Hani şu dağıtılan hediye kartlarıyla.
Sprinkles!
Sprinkles! Sprinkles... Merhaba.
- Queres mais sprinkles?
- Daha fazla parçacık ister misin?
Com chantili e... e sprinkles às cores.
Çırpılmış krema ve... Bu sahte gökkuşağı renkli serpilir
Olá!
- Merhaba bay Sprinkles.
- Sprinkles, eu preciso mais de ti.
- Hadi.
Sprinkles.
Şekerli çörek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]