Squash translate Turkish

- Queres jogar squash?

- Biraz duvar tenisi oynayalım mı?

Sim, jogámos squash juntos.

Evet, birlikte duvar tenisi oynadık.

Só há uma coisa pior do que jogar squash juntos que é jogar sozinho.

Birlikte duvar tenisi oynamaktan kötü tek şey vardır o da, yalnız oynamak.

Sra. Kelley, não pago aos meus advogados para jogarem squash!

Bayan Kelly, avukatlarıma squash oyunu için para vermiyorum!

Ténis, golfe, squash...

Tenis, golf, squash oynayabilirsin.

Sentiste prazer depois do squash? Com quem?

- Squash'tan beri kimseyle seviştin mi?

Jogaremos squash outro dia.

Squash'i başka zaman oynarız.

Às vezes, jogo um pouco de squash.

Arada sırada squash oynuyorum o kadar.

- Jogas squash muito bem.

- Bu aralar squashı fazla kaçırmış olmalısın.

Costumávamos jogar squash.

Eskiden beraber squash oynardık.

Clube de Râguebi, Sociedade de Golfe, Ténis, Clube de Squash, Flora e Fauna, Filatelia.

Futbol kulübü, golf kulübü, tenis, squash kulübü, flora ve fauna, filateli.

- Mas o Squash achou que eIe era mulher.

- Ama Squash onun kadın olduğunu sandı.

- Tem mesmo muita piada.

- Çok komik. İyi akşamlar Squash.

Squash.

Squash.

olha, sei o que estás a pensar.

Hey Squash. Ne düşündüğünü biliyorum.

- Squash.

- Squash.

Preciso de um parceiro para o squash.

Squash için dördüncü bir kişiye, ihtiyaç var Louis.

Squash.

Duvar tenisi.

Veja se me desmarca esse jogo de squash com o Graves às 5 horas.

Graves'le saat 5'teki squash maçını iptal etmeye çalış.

Ele adora mulheres, jogar squash e diamantes.

Kadınları seviyor, squash oynuyor ve elmasları seviyor.

Diamantes, mulheres, squash.

Elmaslar, kadınlar, squash.

Ele vive para o squash.

Squash için yaşıyor.

- Vou lá estar num torneio.

- Orada turnuvada olacağım. - Squash mı?

- Squash? É a obsessão dele.

Takıntısı bu.

Eu jogo squash e tu jogas Encontrar a Chave.

Ben squash oynayacağım sen gidip anahtarı bulacaksın.

Podia ir para o squash.

Tesadüfen de olsa, güzel ezme.

Se eu fizesse agora um jogo de squash, Terry, terminava morto.

Şimdi bir squas oyunum olsaydı, Terry, sonunda ölü bir adam olurdum.

O que dizes? Digo que tenho uma reunião cedo, ou um jogo de squash.

Erken işim olduğunu, sabah spor yapacağımı.

- Tu não jogas squash.

- Sen spor yapmazsın.

Jogamos squash?

Squash'a ne dersin?

Se um tal Jeffrey Dahmer antes tivessse escolhido uma raquete de squash.

Jeflrey Dahmer "squash" raketi kullansaydı iyi olurdu.

Este squash é mesmo bom.

- Bu squash gerçekten güzel.

Passemos então para assuntos mais sérios. Você joga squash?

Onu bunu boş verinde, Raketbol oynuyor musun?

É por isso que jogo squash.

İşte bu yüzden raketbol oynuyorum.

Não posso dançar, Não posso jogar squash.

Dans edemiyorum. Tenis oynayamıyorum.

Salem, não jogo squash, mas que tal dançar?

Salem, tenis oynamam ama dansa ne dersin?

O meu jogo é o squash.

Benim sporum oda tenisi.

Bem, eu joguei squash. Neste caso tentei...

"Sguash oynadım," "şu davayı denedim." Bunlar iyimser konuşma örnekleri.

Estava no meio de um jogo de squash e não senti o pager a vibrar.

Tenis maçımın yarısındaydım ve çağrı cihazımın titremesini hissetmedim.

"O brutal assalto ao Banco teve um desfecho inesperado, quando um funcionário de 31 anos deu com a sua raquete de squash na cabeça do assaltante."

Bugün tehlikeli bir soygun 31 yaşındaki bankacı Arvid Blixen'in silahlı soyguncunun kafasına tenis raketiyle vurması sonucu engellenmiş oldu.

Não... não... eu queria... Eu queria jogar squash hoje à noite...

- Hayır, bu gece oynayacaktım ama artık evde kalacağım sanırım.

Jogamos "Squish the Squash" e acho que ninguém me consegue apanhar.

Balkabağı ezmek oynuyoruz, ve kimse beni yakalayamadı.

Olá, Paul. Jogas squash?

Dinle Paul, squash...

Ginásio, mais squash que passadeiras.

Spor salonu. Doğu Yakasında. Çok kalabalıktır.

- Squash? - Pois.

Tenis mi oynarsın?

Certifica-te que aprendes esgrima e squash.

Kesinlikle eskrim ve squash öğren.

I'm going to have the squash,

Kabak yiyeceğim.

Fazes squash?

Acaba sen...

Jogo squash!

Squash oynuyorum!

Porque vês, para mim, o sexo é um desporto, como o squash.

Çünkü bana sorarsan sex bir spordur racquetball gibi.

Que tal outro jogo de squash?

Raketbol rövanşına ne dersin?