English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Stackhouse

Stackhouse translate Turkish

350 parallel translation
Com o Robin ou Stackhouse?
- Bunu yapamam. - Robbins mi Stackhouse mu?
O Stackhouse precisa de 10 minutos. É sobre as armas de assalto.
Stackhouse 10 dakika istedi.Saldırı silahı ile ilgili konuşmak istiyor.
Quer falar sobre os direitos de pasto. Confie em mim.
Stackhouse sadece bu işten sıyrılmak istiyor güven bana.
StACKHOUSE / BURNEtt fotos DE reconhecimento
STACKHOUSE / BURNETT FOTO KESİF
- O Burnett e o Stackhouse.
- Burnett ve Stackhouse.
Stackhouse!
Stackhouse!
Stackhouse.
Stackhouse.
Senhor, eu não devia ter deixado o Stackhouse.
Stackhouse'u yalnız bırakmamalıydım.
Foi por isto que mataram o Stackhouse!
Stackhouse'u bu yüzden öldürdüler!
Aqui Stackhouse.
Ben Stackhouse, söyleyin Efendim.
Fui guia da equipa de reconhecimento do Sargento Stackhouse, firmando relações comerciais entre o vosso povo e os nossos parceiros.
Evet, Çavuş Stackhouse'un keşif ekibine rehberlik ediyorum sizin insanlarınızla bizim ticaret ortaklarımızla ilişkiler kurmanıza yardım ediyorum.
Estamos aqui os quatro, mas o Markham e o Stackhouse estão no limiar do limbo.
Dördümüz hâlâ buradayız ama Markham ve Stackhouse olay ufkunun içindeler.
O Markham e o Stackhouse estão na secção da proa.
Markham ve Stackhouse ön taraftalar.
E não vamos já desistir do Markham e do Stackhouse, também.
Markham ve Stackhouse'dan da henüz vazgeçmeyelim.
O Markham e o Stackhouse estão perdidos se não o faço.
Yardım edemezsem Markham ve Stackhouse öldüler.
O Stackhouse relatou um ambiente acolhedor, e pelo que a sua equipa diz, parece não habitado.
Stackhouse çayırlar olduğunu rapor etti ve ekibinin söylediğine göre, yaşayan kimse yok orada.
Isso deve ser suficiente para potenciais Alpha Sites para o Stackhouse e a sua equipa começarem.
Stackhouse ve ekibinin araştırmaya başlaması için yetecek kadar potansiyel alfa alanı mevcut.
O Stackhouse encontrou um Alpha Site com condições, assim se surgir necessidade, poderemos evacuar. Oh, isso é bom.
Stackhouse uygun bir alfa alanı buldu, ihtiyacımız olursa boşaltma yapabileceğiz.
Earls Stainkaos, ele é meu amigo e precisa de uma secretária, e eu disse-lhe o quão boa és.
Earl Stackhouse, kendisi dostumdur. Ön büroda birine ihtiyacı var. Ne kadar harika olduğunu anlattım.
Stackhouse apontou um cesto triplo Quando o período estava a acabar, conduzindo Dallas a uma vitória de 109 - 108.
Stackhouse süre dolarken attığı üç sayılıkla, Dallas'ı San Antonio deplasmanında
Eu sou a Sookie Stackhouse e sou empregada de mesa.
Ben Sookie Stackhouse ve bir garsonum.
Boa noite, menina Stackhouse.
İyi akşamlar, Bayan Stackhouse.
A família Stackhouse não passa de lixo.
Stackhouse ailesi büyük değil ama ayaktakımı.
Porque não telefonas ao Jason Stackhouse?
Neden Jason Stackhouse'u aramıyorsun ki zaten?
Deve estar contente por terem deixado o Jason vir para casa Miss Stackhouse.
Jason'ı saldıkları için mutlu olmalısınız Bayan Stackhouse.
Conheceu os Stackhouses, Mr. Compton?
Stackhouse'ları tanır mıydınız, Bay Compton?
Lembro-me do Jonas Stackhouse.
Jonas Stackhouse'u hatırlıyorum.
Estou desejoso de falar perante o seu clube, Mrs. Stackhouse.
Grubunuzla konuşmaya sabırsızlanıyorum, Bayan Stackhouse.
Eu estive em Stackhous, a noite passada. Ele apareceu para visitar a Sookie.
Geçen gece Stackhouse'lardaydım Sookie'yi görmeye geldi.
Como é que a senhora Stackhouse se sentiu por ter um vampiro em sua casa, interessado na sua neta?
Bayan Stackhouse torunuyla ilgi duyan bir vampiri evinde ağırlamaktan dolayı nasıl gözüküyordu?
Tu não és meu dono, Jason Stackhouse.
Bana sahip değilsin, Jason Stackhouse.
- Eu vi-te a noite passada, Jason Stackhouse.
- Seni dün gece gördüm.
O Jason e a Sookie Stackhouse.
Jason ve Sookie Stackhouse.
Pelo que vi, o Stackhouse não tem caninos longos.
Söyleyebileceğim kadarıyla, Stackhouse'un sivridişleri yok.
Nunca dormes sozinho, Stackhouse, e tu sabes bem...
Sen asla yalnız yatmazsın, Stackhouse. Bunu sen de biliyorsun.
- O Jason Stackhouse?
- Jason Stackhouse?
Sookie Stackhouse. Espero que esse teu irmão tenha o que merece e que pague pelo que fez.
Sookie Stackhouse, umarım kardeşin yaptıklaklarının karşılığında hakettiği cezayı alır.
- Sookie Stackhouse.
- Sookie Stackhouse.
Gostei de a conhecer, Menina Stackhouse.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Sua desavergonhada, Adele Stackhouse.
Kendinden utan, Adele Stackhouse.
A Tara não anda com o Stackhouse.
Tara, Stackhouse'u becermiyor.
Obrigado, Mrs. Stackhouse.
Teşekkürler, Bayan Stackhouse.
Vai-te lixar, Stackhouse.
Sikeyim seni, Stackhouse.
Os miúdos Stackhouse não mereciam isto.
Stackhouse'lar bunu haketmişti...
Eu disse-te que nunca devíamos ter libertado o Jason Stackhouse.
Sana Jason Stackhouse'u asla salmayalım demiştim.
Então, tem o hábito de visitar a menina Stackhouse, a meio da noite?
Normalde gecenin bir yarısı Bayan Stackhouse'u ziyaret eder misiniz?
- Muita gente não ficaria entusiasmada com um vampiro a bater-lhe à porta, mas a Adele Stackhouse recebia-o de braços abertos, não é verdade?
- Hayır. Çoğu kişi bir vampirin komşusu olmaya çok istekli olmaz ama Adele Stackhouse size kollarını açmıştı, değil mi?
Então a Maudette Pickens, a Dawn Green e a Adele Stackhouse eram todas muito amáveis para a vossa gente.
- Maudette Pickens, Dawn Green, Adele Stackhouse bütün hepsi senin milletine karşı çok cana yakındı.
A Adele Stackhouse? E um vampiro?
Adele Stackhouse ve bir vampir mi?
O Stackhouse.
Stackhouse.
O Stackhouse relatou que lhe perdeu o rasto durante duas das expedições.
Stackhouse senin bu gezilerde birkaç kez ortadan kaybolduğunu söyledi...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]