English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Starkey

Starkey translate Turkish

52 parallel translation
Eu sou o Starkey, da esquadra da polícia.
Ben Starkey, polis karakolundan.
- Olá, Sr. Starkey.
- Merhaba Bay Starkey.
Podia-me passar ao Sr. Starkey, por favor?
Bay Starkey'i bağlar mısınız lütfen?
É capaz de dizer ao Sr. Starkey para ficar aí quando voltar?
Ama Bay Starkey'e döndüğünde orada kalmasını söyler misiniz?
Sr. Starkey, estou farto disto.
Bay Starkey, bundan sıkıldım.
Sr. Starkey, fala o Morris, da lancha.
Bay Starkey, ben Morris.
- Fala o Starkey.
- Ben Starkey.
Bom, adeus, Sr. Starkey.
O zaman hoşça kalın Bay Starkey.
Quer barulho, Sr. Starkey...
Sıçrama istiyorsun demek, Bay Starkey.
"A gerência do Le Sircle tem o prazer de convidar Mr Richard Starkey..."
"Le Cirque Club yönetimi... "... sizi misafir etmekten zevk duyacak... "...
- Sim, general Starkey?
- Evet, General Starkey?
General Starkey, a estratégia do Kesselring é fazer-nos avançar.
General Starkey Kesselring'in stratejisi bizi ileriye çekmek üzerine kurulu.
É o Sr. Starkey.
Bay Starkey.
Starkey.
Starkey.
O Sr. Starkey foi muito prestável.
Bay Starkey çok yardımcı oldu.
O Sr. Starkey diz que os cubanos são de Miami.
Bay Starkey Kübalıların Miami'den olduklarını söyledi.
Aproxime-se, Dr. Starkey.
Lütfen ileri çıkın avukat Starkey.
Starkey, é o defensor dos cinco réus?
- Bay Starkey, beşini de temsil edecek misiniz?
Os Campeonatos Estaduais... com a participação do mágico Sr. Nathan Starkey... e da Mna.
Eyalet Şampiyonaları sunar. Büyüleyici Bay Nathan Starkey ve Bayan Tina Sparkle!
Foi hoje anunciado que o seu parceiro dos últimos dez anos... Nathan Starkey se vai retirar devido a compromissos... do seu negócio de jardins ingleses.
"10 yıllık partneri Nathan Starkey, bahçe düzenleme işine zaman ayırmak üzere emekli oluyor."
Fran, eu Sr. Nathan Starkey!
Fran, ben Bay Nathan Starkey!
Sr. Nathan Starkey e Mna.
Bay Nathan Starkey..... ve Bayan Tina Sparkle!
Osguardassao criminosos.
Starkey, gardiyanlar gardiyan değil. - Dolandırıcılar.
Chama-se Richard Starkey.
Başkanın adı Richard Starkey.
Está no Leste com o presidente Starkey.
Şu an doğuda Başkan Starkey'le.
O presidente Starkey vai-me chamar um dia, e terei que me ir embora.
Başkanın beni yanına çağırması gün meselesi.
Salve, presidente Starkey.
Selâm Başkan Starkey!
Eu sou o Aaron Starkey do Departamento de Serviços Sociais.
Ben Sosyal Servisler Birimi'nden Aaron Starkey.
Chamo-me Aaron Starkey.
Adım Aaron Starkey.
Sr. Starkey, por acaso sabe se aquela cruz pertencia à Paula?
Bay Starkey, Paula'ya ait olan bir haç var mıydı?
Aquele tipo dos Serviços Sociais, o Starkey, está a ajudar-me a esquadrinhar a área.
Sosyal servisteki adam, Starkey bölgeyi aramak için bana yardım ediyor.
Starkey Corners, Maine.
Maine'de Starkey Corners.
Então, tu queres barulho, Sr. Starkey.
Sıçrama istiyorsun demek, Bay Starkey.
Starkey...
Hey, Starkey.
- Raymond Starkey.
- Raymond Starkey.
- Foi Starkey quem fez isto?
- Bunu Starkey mi yapmış?
- Tom, Starkey é o tipo que está ali.
- Tom, yerdeki adam Starkey.
Nada, não havia marcas de queimadura em Speck, Fulcher ou Starkey.
Yok. Speck, Fulcher ya da Starkey'de yanık izleri yoktu.
Ouve-me há Speck,, um comerciante ambulante duma pequena cidade no Novo México, Fulcher, um professor de Boulder e depois Starkey.
Beni dinle. Speck, New Mexico'nun küçük bir kasabasında seyyar satıcılık yapıyor. Fulcher, Boulder'lı bir öğretmen, ve sonra Starkey.
A ultima vitima, Raymond Starkey, que desapareceu após a sua libertação à seis meses atrás, já sabemos tudo sobre ele.
Son kurban, beraatinden 6 ay önce ortadan kaybolan Raymond Starkey. Hakkında herşeyi biliyoruz.
O Sr. Starkey vai distribuir questionários.
Bay Starkey size testleri dağıtacak.
A dois passos da porta e o Starkey marca uma reunião.
Kapıdan iki adım atmıştım ki Starkey toplantıya çağırdı.
Assim que o Starkey acabar com a filha do Chefe, ela dir-nos-á o que quer que precisemos de saber.
Starken şefin kızı ile işini bitirdiğinde bilmek istediklerimizi söyleyecektir. Hayır konuşmayacaktır. Şimdi değil.
O mais provável é morrermos todos. A tua coragem sempre me impressionou, Starkey.
Cesaretinden her zaman etkilenmişimdir Starkey.
Podias enfrentar-me, se tivesses coragem.
Senle mi başlasam Starkey? Eğer cesaretin varsa beni alt edebilirsin.
Não me interessa como os escolhes, Starkey, mas mais e daremos nas vistas.
Onları nasıl seçeceğin umurumda değil Starkey. Daha fazlası çok dikkat çeker.
És tu.
Bay Richard Starkey. " Bu sensin.
O que fazes aqui, Starkey?
Orada ne yapıyorsun Starky?
- Espera, Starkey!
Bekle Starkey!
Anda comigo, Starkey.
Bana katıl Starkey.
Pensava que éramos só nós os dois, Starkey.
Sadece sen ve ben olacağımızı sanıyordum Starkey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]