English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Steak

Steak translate Turkish

45 parallel translation
Um aplauso para Odel Otis e os seus Kansas City Steaks, que tocam para vosso prazer no casino Moonlake.
Odel Otis ve Kansas City Steak için büyük bir alkış, Moonlake Casino'da dans keyfi yaşamanız için çaldılar.
Steak for the son Bife para o filho
# Evlat için de biftek #
Queres tomar um café no Big Steak?
Big State'te kahve içmeye gitmek ister misin?
O "Steak Pit"!
Et Çukuru. Baba, ciddi ol.
Essa ideia ainda é melhor que a do "Steak Pit"!
Bu, Et Çukuru'ndan daha iyi bir fikir.
Para que fosse um espanto e tu vais falar ao Gabe do "Steak Pit"!
Ama sen Et Çukuru'ndaki Gabe'i aramak istedin.
You eat like a lousy king. Even your dog gets a big steak.
Sikime kadar deyyo, sikini et olarak koymak lazım.
Karen, até no Steak Brew me cuspiram pelo telefone.
Karen, Steak ve Brew bile telefonda bana bozuk çaldı.
E hoje, na sala de estudo, eu peidei-me mesmo alto de propósito para fazer os gajos rirem-se, e posso jurar a Deus que foi tão mau que a Susie Johnson ralphed up her Salisbury steak.
Bir de... etüt salonunda bizimkileri güldürmek için öyle bir osurdum ki... Tanrı şahidim olsun Susie Johnson bifteğinin üstüne kustu.
Chuck Steak ( Chuck Bife )!
Chuck Steak.
Um stelak au polivre e uma salade vert?
Bana steak au poivre ve salade vert.
Quero uma rosca, um gelado e um cheese steak.
Ben çubuk kraker, buzlu dondurma ve peynirli çubuk istiyorum...
Pronto, "Saldini's Bistro, Sally's Cake and Steak", "Restaurante do Salvadore Filho, Rua 136." Boa.
Tamam, "Saldini's Bistro, Sally's Pasta ve Biftek" " Salvadore Oğulları Lokantası, 136.
Conheci um tipo que, quando ia comer Philly cheese steak, o presidente da câmara de Philly tinha de chamar a Guarda Nacional.
Ben bir adamla tanıştım, herif Philly peynirli bifteği yiyeceği zaman Philly valisi Askeri birliklere haber vermek zorunda kalıyordu.
Cheese Steak tem um problema.
Sandviçte problem var, kaltak.
Eu e a tua mãe fizemo-lo na casa de banho da Rustler Steak House quando eu tinha 17.
Annenle bir Rustler Et Lokantası'nın tuvaletinde yaptık. 17 yaşımdaydım.
E naquela noite, na casa de banho feminina da Rustler Steak House, ele escolheu-me a mim.
Ve o gece Rustler Et Lokantası'nın kadınlar tuvaletinde, beni seçti.
É um "steak au poivre"?
Karabiberli biftek mi o?
Sabes, a última vez que pedimos "steak au poivre", seis pessoas morreram.
En son karabiberli biftek yediğimizde altı kişi ölmüştü.
Porque não estávamos a comer "Steak au poivre" se já soubesses porque é que foi morto.
Çünkü inansaydın şu anda karabiberli biftek yiyor olmazdım.
"Kobe Girl Steak"?
"Kobe kız bifteği."
E... Fiquei tão desesperado, que aceitei um trabalho na Casa de Bifes do Jack como Assistente de Gerente, o que foi depois comprado pela empresa que manda no Shenaniganz.
O kadar umutsuzdum ki Jack's Steak House'da asistan müdür olarak bir iş buldum.
"Cheese Steak".
Peynirli biftek.
- Ei, esta é a minha namorada Steak ( bife ).
Bu benim arkadaşım Steak ( biftek ) Naber?
Steak, Quer uma asa de frango?
Tavuk kanadı?
A churrasqueira do Sal. Do Frankie e do Manny.
- Sal's Steak House'u Frankie'nin Yeri'ni, Manny'nin Yeri'ni özlüyorum.
Red Awning Steak House.
Kırmızı Tente Biftekçisi.
Apetece-me um "New York Steak", servido por uma mulher com metade da minha idade.
Yarı yaşımda bir kadının servis ettiği New York bifteği yemek istiyorum.
Porque não vais ver a Sanagustin Steak House?
Sen Sanagustin Biftek Evine bakarsın.
- Ouve, quero um filete.
- Steak istiyorum.
- Um filete.
- Steak mi.
Bom, ando de olho numa ruiva, dona de uma steak-house à saída de Paramus.
Neyse, benim gözüm Paramus'un hemen dışında lokantası olan şu kızıl saçlıda.
Rouba-me um cartão da Steak USA.
Benim için Steak USA'dan sadık müşteri kartlarından çal.
Posso comer um hambúrger, um cheesesteak, e argolas de cebola à parte?
- Bir hamburger almak ı olabilir, bir philly cheese steak, Ve soğan halkaları bir yan?
14h42. Whiskey's Steak House.
Peki. 2 : 42 p.m. Whiskey's Steak House.
- Whiskey's Steak House.
- Whiskey's Steak House!
Wy, vão com o Boyd ao Steak'n Shake e tragam o jantar.
Wy, siz oğlanlar Boyd ile beraber restorana gidip akşam yemeği alıyorsunuz.
É importante lembrar que os negociadores de arte, ou por ignorância, ou inocência ou simplesmente ganância ficaram ricos, com quadros feitos por Elmyr.
Sanat simsarları hakkında bilinen bir gerçek olan - Bunu alır mısınız, ve bir de steak au poivre lütfen? Çok teşekkürler.
Sugeres o "Steak Pit" para a recepção.
Düğün daveti için Et Çukuru'nu önerdin.
- O Steak Cooker's.
- Biftek Fırın'ı.
- Tudo bem?
Steak?
Verne, você ainda conduz o Chevy?
Kısa bir süreliğine Ruth's Chris Steak House, Ruth's Classic teklifini sunuyor. Verne, hâlâ Chevrolet mi kullanıyorsun?
O cheque-prenda é para o Peter's Steak House.
Bu bir rüşvet değil, bir hatırlatma.
O lugar que salvámos juntos.
Bak, bu hediye çeki Peter's Steak House'ın hediye çeki hani şu seninle beraber kurtardığımız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]