Translate.vc / Portuguese → Turkish / Steiner
Steiner translate Turkish
251 parallel translation
Steiner disse que tens duas paixões.
Steiner iki büyük tutkun olduğunu söyledi.
Conhece o Stainer há muito tempo?
Steiner'ı uzun zamandır mı tanıyorsun?
Brigadeiro, há um jovem que afirma ser amigo do Sr. Stainer.
Şef, Bay Steiner'in arkadaşıymış.
O senhor é um amigo da família Steiner?
Bay Steiner'ın aile dostu muydunuz?
Era amigo de Steiner.
Sadece arkadaşıydım.
Era amigo do Steiner mas não nos encontrávamos com frequência.
Steiner arkadaşımdı ama pek görüşmezdik.
São 12h15, tenho de ir ao encontro da senhora na paragem do autocarro.
Bakın doktor saat 12.15, Bayan Steiner'i karşılamalıyım.
Está a falar do Steiner?
Korkan kim, Steiner mı?
Quando chegares a Zurique, o Sr. Steiner irá buscar-te ao aeroporto. Levar-te-á ao banco e abrirá uma conta para ti.
Zürih'e vardığında Bay Steiner seni karşılayıp bankada bir hesap açacak.
Steiner, assim que a nave partir, inicie a verificação manual nos contentores de radiação.
Steiner. Gemi kalkar kalkmaz, o radyasyon mühürünü kontrol et.
Obrigado.
İyi Steiner.
É um aumento na actividade cerebral. Steiner, tire daí o Nordstrom.
Beyin aktivitesinde artış var.
Ele parece estar com problemas.
Steiner, Nordstrom'ü çıkar oradan.
Temos de sair daqui!
- Çık oradan. Steiner!
Fala o QG do regimento para o sargento Steiner.
İkinci Alay Karargahından Onbaşı Steiner'a.
Estás a ouvir-me?
Cevap ver, Steiner.
Steiner, ouves-me?
Steiner, beni duyuyor musun?
Não é o primeiro. Steiner.
Daha önce görmediğimiz bir şey değil Steiner.
O Steiner vem a caminho.
Steiner dönüyor efendim.
O Steiner voltou.
- Steiner döndü.
Quem é esse Steiner?
Steiner kim?
Steiner é um mito, mas homens como ele são a nossa última esperança,
Steiner bir efsanedir. Onun gibi adamlar bizim son umudumuz.
Se só temos o Stransky e o Steiner, que Deus nos ajude.
Eğer Steiner sen sonuncusuysan Tanrı yardımcımız olsun.
- Pelo cabo Steiner.
- Onbaşı Steiner, efendim.
O que é que ele tem de especial?
Onbaşı Steiner'ı böylesine özel kılan nedir?
Durante o ataque de Novorossisk, Steiner, salvou a vida ao coronel Brandt.
Novorssysk taarruzunun ilk günlerinde Onbaşı Steiner Albay Brandt'in hayatını kurtardı.
Cabo Steiner.
Onbaşı Steiner!
Cabo Steiner?
Onbaşı Steiner?
O desaparecido... procuraram-no?
Kayıp adamdan ne haber? Onu aradınız mı Steiner?
Tenha cuidado.
Dikkatli olmalısın, Steiner.
O pelotão Steiner está em segurança. Bombardeamentos ligeiros de obus.
Hizmet takımı da güvende değil.
- Nicles.
Akşam yemeği, Steiner!
Sargento Steiner, capitão.
Çavuş Steiner, emriniz üzere geldim, efendim.
Seja bem vindo, Steiner.
- Hoşgeldiniz, Çavuş Steiner.
Steiner.
- Steiner.
Se o sargento Steiner mantiver a declaração, serei obrigado a pôr um processo disciplinar ao capitão e a si.
Eğer Çavuş Steiner son ifadesinin arkasında durursa Yüzbaşı ve seni disiplin mahkemesine sevketmek gerekecektir.
Porque é que é tão ingrato?
Steiner, neden bu kadar nankörsün?
Não temos retaguarda, nem mesmo o pelotão Steiner.
Artçı birlik, hatta takım bile olmayacak.
O regimento não acha prudente, e acha até, que é suicida, deixar grupos de retaguarda, mesmo o do Steiner.
Alay karargâhı, Steiner'inki de dahil herhangi bir artçı takımın geride bırakılmasını akılsızca ve çok tehlikeli olarak görmektedir.
Transmito ao pelotão Steiner?
Steiner'ın takımına haber vereyim mi?
Vamos.
Steiner, hadi gidelim!
Stransky! Se o Steiner não falar, ele terá a Cruz de Ferro e vai pavonear-se em Paris inteiro.
Stransky kendisiyle çatışan bir Steiner olmadan Demir Haç'ı alacak ve Paris'te keyfine bakacak.
Stransky... Paris e Steiner... Só Deus sabe onde ele estará.
Stransky Paris'de Ve Steiner Tanrı bilir nerede?
Frequentou o Steiner demasiado.
Uzun süredir buradasın.
- Boa noite, sou a mulher do Steiner.
İyi akşamlar, ben Bayan Steiner.
Vamos regressar. Muito bem, Steiner.
Şimdi geri dönüyoruz.
O Steiner e o Triebig partiram.
Steiner gitti.
Diverte-te.
Steiner ile git.
Porque não me disse que Steiner voltou?
Steiner'ın tabura dönmesi, neden bana haber verilmedi?
Pelotão Steiner...
Steiner'ı verin bana.
Steiner, o caminho está livre.
Tehlike geçti.