Translate.vc / Portuguese → Turkish / Stoney
Stoney translate Turkish
70 parallel translation
Stoney, Mace.
Stoney, Mace.
Encontra-me aqui em uma hora, e não exageres na bebida.
Bir saat sonra burada buluşalım Stoney, içkiden uzak dur.
- O Stoney! Parece que teve um acidente.
- Bu Stoney, kaza yapmış olmalı.
- Amanhã vai ler sobre o Stoney Burough.
- Yarın da Stoney Burough'u okuyabilirsin.
- O que aconteceu com ele?
- Stoney Burough'a ne olmuş?
Alguém deu ao Stoney uma nova gravata.
Biri Stoney'e yeni bir kravat bağlamak istemiş.
E por último Burough Stoney.
Şimdi de Stoney Burough.
Estão oferecendo uma recompensa pelo assassino de Stoney.
Şu an şerifin yanında, Stoney'in katili için ödül koyuyor.
Carson era meu amigo, e até o Stoney Burough.
Fred Carson benim de dostumdu. Stoney Burough'u ise çok özlüyorum.
Stoney um bêbado chato.
Stoney ise sarhoşun biri.
Eu acho que Fred e Stoney, foram mortos por um estranho.
Bana kalırsa Fred ve Stoney'i kasaba dışından biri öldürdü.
Que seja o estranho, que colocou as flores. Como é que soube que o Fred e Stoney estiveram no linchamento?
Eğer bu yabancı, bu çiçeksever dışarıdan biriyse Fred ve Stoney'in linçte yer aldığını nereden biliyor?
Para aqueles que mataram Fred Carson e Stoney Burough, peço a Deus que os perdoe.
Fred Carson ve Stoney Burough'un hayatını alan o katil için Tanrı'dan merhamet ve af diledim.
Stoney com um arame, Fred sufocado e Mace enforcado.
Stoney'nin boynuna tel dolandı, Fred boğuldu, Mace ilmikle öldü.
Stoney.
Stoney.
E Shoshone, Kootenai e Stoney.
Shoshone ve Kootenai ve Stoney'ler de.
Vou ligar ao Elton e á Stoney.
Elton ve Stoney'ı arayacağım.
Eu e a Stoney temos de ir para casa por causa da baby-sitter.
Stoney'le benim eve gitmemiz lazım. Bakıcı nefes alsın.
Armas-te em conquistador á minha frente á frente do Elton e da Stoney.
Beni aşağılıyorsun, yüzüme karşı hem de Elton'la Stoney'nin önünde.
O Elton e a Stoney sabem que eu te amo.
Hayatım, Elton'la Stoney seni sevdiğimi biliyor.
Adeus, Stoney.
Hoşçakal, Stoney.
A cozinha está a arder, Stoney.
Mutfak yanıyor, Stoney.
A tua mãe morreu, Stoney.
Annen öldü, Stoney.
Quando a Stoney me deu a notícia, fiquei para morrer.
Stoney bana ilk söylediği zaman, bok gibi olmuştum!
Dizes á Stoney?
Hey, Stoney'e söyle, duydun mu?
Disseram que estava um camião cheio a ir para a cidade.
Bilmiyorum. Stoney kamyonlarca asker geldiğini söylüyor.
Stoney Walker vai entrar e Rufus Middleton vai sair, dando a Middleton tempo para respirar.
Stoney Walker oyuna giriyor ve Rufus Middleton çıkıyor. Middleton'a zaman verdi.
Stoney Walker destacado para a direita, Larry Singer para a esquerda.
Stoney Walker sağa, Larry Singer sola doğru açıldılar.
Não podem fazer isso, Stoney.
Bunu yapamazsın, Stone.
- Stoney... para onde foi o Apollo?
Stoney, Apollo nereye gitti?
Ao Stoney Jackson, o melhor sargento de pelotão com quem dois cabrões corajosos, recrutas e engatatões alguma vez foram para a guerra.
Stoney Jackson... müfrezenin en iyi çavuşuydu ve biz de, gördüğü en güçlü, cesur... ve en genç, kısa çüklü iki askerdik.
O Stoney Jackson olhou para ele e disse : " Meninas,
Stoney Jackson baktı ve dedi ki, " Hanımlar...
- Quem é o Stoney Jackson?
- Stoney Jackson kim?
Quando terminou, éramos eu, o Stoney Jackson... e o Tom Highway.
Saldırı sona erdiğinde... ben, Stoney Jackson... ve Tom Highway kalmıştık.
Stoney Island nº730, zona sul.
730 Stoney Island, güney tarafında.
Procura o Stoney e a Adrienne e vão para o Laboratório 2.
İyi. Stoney ve Adrienne'yi bul ve laboratuara 2'ye götür.
- Leva o Stoney e a Kinsa...
- Sen, Stoney ve Kinsa...
O Stoney...
Stoney...
- O Stoney está morto.
Stoney öldü.
Vou voltar para o meu quarto porque o Stoney vai lá ter comigo.
Odama geri döneceğim. Çünkü Stoney beni orada bekliyor.
É melhor que tomes nota disto Stoney não é muito bom andar com este tipo.
- Zaten onu yakacaktık. Sizi kötü haberlerim var.
- Cala-te Stoney!
- Kapa çeneni, Stoney!
Eu espero que não tenhas em mente fazer uma pausa muito grande... e sair pela porta traseira do Ray's, e fugir de Stoney Creek. E nunca mais olhar para nós outra vez.
Umarım düşüncelerine uyarak arka kapıdan çıkıp bizi ardında bırakarak Stony Creek'ten kaçmayacaksın.
Sou a mulher do Stone Kreeson.
Ben Stoney Creeson'un karısıyım.
A mulher do Stoney.
Stoney'nin karısıyım.
Stoney, amor?
Stoney, bebeğim.
Ouve... Quero um encontro com a Stoney.
Bak Stoney ile görüşmek istiyorum.
Stoney... também?
- Stoney sende mi!
O Stoney está morto.
- Stoney öldü.
Quem pensas que eliminou o Stoney?
Yaptıklarının cezasını çekmen gerek.
Ouve, o Stoney...
Hayır, hayır. Stoney sadece bilirsin.