Translate.vc / Portuguese → Turkish / Stop
Stop translate Turkish
1,159 parallel translation
Não são de Whistle Stop, pois não?
Hiçbiriniz Whistle Stop'tan değilsiniz, öyle değil mi?
Curtis Smoote fazia uma das suas visitas a Whistle Stop, ainda tentando encontrar qualquer indício do paradeiro do Frank Bennett.
Curtis Smoote da o sırada Whistle Stop, Alabama'ya gelmişti. Hala Frank Bennett'le ilgili bir kanıt için... iz sürmek ve avlanmakla meşguldü.
E choveu tanto que partes de Whistle Stop ficaram inundadas.
O kadar çok yağdı ki, Whistle Stop'un bazı yerlerini sel bastı.
Não, e tal qual como costumávamos comer no Whistle Stop Cafe.
Soğuk mu? - Hayır. Tam da Whistle Stop Kafe'de yediklerimiz gibi olmuşlar.
- À boleia.
- Oto stop yaptım.
Stop running!
Gel la buraya!
Stop fighting!
Kimin bu kafa?
É com enorme prazer que um carregamento de Laramies... com o seu óptimo sabor e rico aroma a tabaco... já está a caminho de Springfield... e o seu condutor recebeu instruções... para não parar em nenhum Stop e nenhuma passadeira.
Arkadaşlar şunu memnuniyetle belirtmek isterim ki yumuşak içimli ve zengin tütün karışımlı yeni bir Laramie yüklü kamyon........ Sprinfield`a doğru yola çıkmış durumda. .. ve üstüne kamyon sürücüsü bütün yaya geçitleri ve trafik ışıklarını iplememesi konusunda tembihlendi.
A secção de desporto, não!
Stop! Spor bölümü olmasın!
As bonecas de tablier e os CD ´ s no retrovisor...
Stop lambaları... -... ve elektronik sensörler....
Pode ser a luz de stop.
Fren lambamızda sorun olabilir.
CAFE ABERTO JA VA STOP
KAFE ACIK KAHVE DURAĞI
Sai do escritório pelas 6 - 7 da tarde, sempre o mesmo caminho, cumpre os limites de velocidade, pára em todos os stop, faz o pisca sempre que muda de pisca, conduz com muito cuidado.
İşten her akşam 6 : 00 ile 7 : 00 arası çıkıyor eve giderken hep aynı yolu kullanıyor, hız limitlerine uyuyor her kırmızı ışıkta duruyor, şerit değiştirirken sinyal veriyor. Çok güvenli bir sürücü.
Um auto-stop de rotina, amigo. "
Rutin arkadaş kontrolü. " der. Çeviri :
Mais tarde, vamos calafetar a casa dos retiros, se quiser aparecer.
We're gonna be cock in the ashram if you want to stop by.
Monroe em "Bus Stop".
"Otobüs Durağı" nda Monroe.
Mas se não fugirem... se ficarem... até poderem cheirar o alho, e dispararem tiros atrás de tiros, três vezes por minuto, eles abrandam, eles param, e depois fogem.
But if you don't run, if you stand until you can smell the garlic, and fire volley after volley, three rounds a minute, then they slow down, they stop, and then they run away.
Temos de o impedir.
We have to stop him.
Não consegue impedir o Capitão Sharpe, senhor.
You can't stop Captain Sharpe, sir.
Vão ser precisos seis para os parar.
It'll take six to stop them.
" Querido Walter. Stop.
" Sevgili Walter, stop.
Stop.
Stop.
Stop.
Stop
Mas tu passaste um sinal de "stop".
Ama sen de bir dur işaretini geçtin.
Encoste ali junto ao sinal de stop.
Dur işaretinin yanında kenara çek.
- Encoste junto ao stop!
- Dedim ki, dur işaretinin yanında kenara çek.
O nosso vôo sem paragens para o Tahiti irá fazer uma breve paragem em North Haverbrook.
Tahiti`ye non-stop uçuşumuz North Haverbrook`ta vereceğimiz kısa bir aradan sonra devam edecek.
Ainda há tempo para a parar.
There's time to stop it.
Pare de gemer ou dou-lhe o golpe de misericórdia.
Stop whining or I'll put you out of your misery.
Mas se quer que ele pare, ajude-me com isto.
If you want him to stop, give me a hand.
- Sim, tem uma luz traseira fundida.
- Stop lambanız yanmıyor.
Somos empregados numa loja da conveniência e de um vídeoclube.
Bir Quick Stop Dükkanı ve RST Video'nun çalışanlarıyız.
- De uma mãe, que nos telefonou, enervada... e nos falou de um funcionário de uma loja da conveniência... que vendeu cigarros à sua filha de 4 anos, pelas 4 da tarde.
Kızgın bir anne eyalet vergi bürosunu aramış ve bir Quick Stop çalışanının dört yaşındaki kızına 4 sularında bir paket sigara sattığını iddia etmiş.
Pego carona se precisar!
Gerekirse oto-stop yaparım.
# Eskimo belles up in... [as Durante] Stop the musicl Stop the music.
Eskimo güzelleri... Müziği kesin. Müziği kesin.
Stop!
Hey! Hey! Durun!
- Deixei o motor afogar-se.
- Araba stop etti.
Stop!
Durun!
Ei, pára!
Hey, stop!
É "Next Stop, Pottersville"!
Adı "Sıradaki Durak, Pottersville."
"Next Stop, Pottersville. Next Stop, Pottersville". É um génio!
"Sıradaki durak, Pottersville." Sen bir dahisin.
"Next Stop, Pottersville".
- "Sıradaki Durak, Pottersville."
Ele é o benevolente, iluminado presidente e chefe... do Kwik-E-Mart, e do Stop-O-Mart no Ohio.
O, Kwik-E-Mart ve Ohio`daki Stop-O-Mart`ın, cömert başkanı ve C.E.O`sudur.
Se não parar, serei forçado a processá-lo. Stop.
Buna bir son vermezseniz, yasal yollara başvurmak zorunda kalacağım.
Assinado, Boris Karloff.
Stop. İmza, Boris Karloff.
Anchorage. Stop.
Anchorage.
Repito pedido urgente.
Stop. Yineleme, acil istek.
Não parou num sinal de STOP.
Şiddet hareketi- - hatalı durmaktan.
Para com essa merda!
Stop this shit!
A Flossy avariou outra vez?
Süslü yine stop mu etti baba? Ne oluyor be?
- Passa esse, azelha!
Etrafîndan dolansana enayi! - Yine mi stop etti baba?