Stops translate Turkish

- Bem, não olhes para mim!

- ( Whirring stops ) - Don't look at me.

- Fica de olho nos auto-stops.

- Barikatlara dikkat et.

Temos que passar todos os stops, parceiro.

Elinden geleni yapmak zorundasın, ahbap.

Os klingons e eu tratamos do resto.

We'll make sure no one stops you.

Eu e o meu irmão vivemos uma vida a mil, ou seja, nada de stops, nem sinais vermelhos e nada de encostar para tirar fotos.

Kardeşim ve ben hızlı yaşarız. Bu, şu demektir, ne "dur" işaretini takarız, ne de fotoğraf çekmek için kenara çekeriz. Bu adamı görüyor musun?

Espero que melhores neste fim de semana, porque... Temos uma longa viagem com poucos stops para ir à casa de banho.

O halde hafta sonuna kadar kendine gelsen iyi olur ne de olsa uzun bir yolculuğumuz ve sınırlı sayıda molamız olacak.

# Down to where It stops by itself # # Where it stops by itself # #

* Ta buralarda kendiliğinden duruyor * * kendiliğinden duruyor * * oh-oh-oh, deli etti, * * zır deli beni *

Em 35 minutos, podem ter polícias em cada portagem nas interestaduais. E estarão a fazer auto-stops nas estradas secundárias.

35 dakika içinde, tüm şehirlerarası bilet gişelerine ve yan yollardaki mola yerlerine polis yerleştirebilirler.

The whole world stops and stares for awhile

* Durur tüm dünya * * Kalır bir süre öyle *

The whole world stops and stares for awhile

* Durur dünya ve kalır bir süre öyle *

Conduzir abaixo do limite e demorar em "STOPS".

Hız limitinin altında kalın ve dur işaretlerinde oyalanın.

Contudo tive de evitar todos os stops.

Bütün ışıklardan kaçmam gerekti gerçi.

Muito bem. Lá estão eles. O grupo indiano, os NonStop.

Helal size Hindistan grubu Non-Stops.

"GREYS ANATOMY" - Time Stops -... insubs...

Çeviren : balsy

Você estava chorando?

( stops sobbing ) Ağlıyor muydun?