Translate.vc / Portuguese → Turkish / Store
Store translate Turkish
122 parallel translation
Vamos ver a'Wanamaker's Store. - Vamos à minha casa.
- Wanamaker's Store'u görelim
Maurice Teynac, Naydra Store, Suzanne Flon...
Suzanne Flon, Raoul Delfosse, Jean-Claude Rémoleux...
Ontem á noite, enquanto filmava a cena na la drogaria, estava a mamar um cafézinho com dois cidadaos locais quando, num repente, aparece-me este meu, tipo Nova Vaga, que diz chamar-se Roger Roussin e, morde bem,
Dün gece var ya le drug store'da takılırken işte yani çocuklardan ikisiyle espresso deviriyordum ki Yeni Dalgacı kılıklı bir herif çıkagelip adının Roger Roussin olduğunu ve 14 Temmuzla ilgili bir film yaptığını söyledi.
Vão estrear na Comedy Store na terça á noite.
Salı gecesi komedi şova başlıyorlar.
'Loja Geral aqui Barqueiro Vulgar.
Vulgar Boatman'dan "General Store" a.
Responda, Loja Geral.
Cevap ver, "General Store".
'Loja Geral, planeamos uma visita.
"General Store", bir ziyaret plânlıyorum ve karşılama komitesi bekliyorum.
O Harnett alugou um espaço de 10x15 no armazém U-Store-lt há três dias.
Harnett üç gün önce 10x15 metrelik bir depo kiralamış.
Ela dirige um lugar chamado Candy Store.
Şekerci Dükkânı adında bir yeri var. Michael'ın kızlarından birini incittiğini söyledi.
A começar no Grauman's Chinese e a acabar no Candy Store.
Graumars Chinese'de başlayıp, Şekerci Dükkânı'nda bitireceğiz.
Vocês estiveram no Candy Store ontem à noite.
Siz dün gece Şekerci Dükkânı'ndaydınız.
Porque fizeram uma rusga ao Candy Store?
Neden Şekerci Dükkânı'na baskın yaptınız?
O Candy Store já existe há muito tempo.
Candy çok uzun süredir burada.
Você esteve no Candy Store.
Şekerci Dükkânı'ndaydı.
Você estava no Candy Store na noite em que ela foi morta.
Öldürüldüğü gece sen de oradaydın.
e que estiveste... no Candy Store na noite do homicídio.
Candy öldürüldüğü gece Şekerci Dükkânı'nda olduğunu biliyordu.
Eu poderia era reabrir o Candy Store.
Ya da Şekerci Dükkânı'nı yeniden açabilirim.
Alguns pés eram tão enrugados que davam para fazer um terceiro pé.
It was Born Before 1900 Day at the shoe store.
O tipo tem uma filha que trabalha na loja Haight Goodwill.
Dostumuzun, Haight Goodwill Store'da çalışan bir kızı var.
Anda dá-me tudo o que tens!
- No, indeedy! " -" That's just stocking the store " - Şimdi söyle!
# I got some in store
# Bende yedekte biraz var
* Em estoque foryou
# In store for you
Tenho uma mãe, mas ela está a trabalhar no Hoochy's Dollar Store.
Annem var. Ama şu anda Hoochy's Dollar Store'da mesaide.
Ia ter agora com a minha mãe ao Hoochy's Dollar Store.
Hoochy's Dollar Store'da annemi görecektim.
A Melinda foi eleita a empregada do mês no Dollar Store, Fevereiro passado.
Melinda, Dollar Store'da geçen Şubat, ayın çalışanı seçildi.
Aquela rapariga que foi eleita empregada do mês no Dollar Store.
Dollar Store'da çalışan bayan.
Vamos fazer uma festa promocional no Hustler Store, para festejar o lançamento de uma nova linha de brinquedos e acessórios.
Aslında, Hustler Mağazası'nda yeni bir oyuncak ve aksesuar serisinin piyasaya çıkışını kutlayacağımız bir promosyon partisi var.
Tudo se passa na Canyon Store.
İşler, Canyon'daki dükkandan yürütülecek.
É o Cliff, o gerente da loja Discovery.
Discovery Store'dan Cliff.
Em nome da Loja Discovery, ofereço-lhe este boneco azul.
Discovery Store'dan, bunu vermek istiyorum.
Em Janeiro, a Regina tinha reservado um vestido na Store 135.
Regina Ocak ayında 135'ten bir elbise ayırtmıştı.
Há uma moção, esta tarde, Furnald v. Gordon's Department Store.
Bu öğleden sonra bir dava var... Bu öğleden sonra bir dava var. Fernald, Gordon's Mağazası'na karşı.
A Gordon's Department Store apoia o direito do Mr.
- Olamaz. Gordon's Mağazası, Bay Fernald'ın istediği kişi veya şey olma hakkını...
- Tenho um crédito na Mac Store.
- Mac'ten mağaza çekim var.
Tenho aqui um crédito da Mac Store.
Mac mağaza çeki var.
- Na Hal's Liquor Store, em Metropolis.
Metropolis'teki Howe'nin içki dükkanından.
É normal pensar-se que estas lojas estejam sujas ( dirty store ).
Vayy, aslında bu yerlerin hep pis olmasını beklersin.
Os 10 milhões estão num Bronco vermelho, estacionado numa zona Store-It-Quick em Sawgrass.
10 milyon, Sawgrass'taki bir Store-lt-Quick'de park etmiş kırmızı bir Bronco'da.
Na loja dos 300?
At the dollar store?
Mas por que todas as suas histórias têm comerciais da The Container Store?
Neden anlattığın bütün masallarda Konteynır Mağazası'nın reklamı oluyor?
The Container Store, agora em cinco locais convenientes.
Konteynır Mağazası artık beş elverişli noktada.
Vamos para a loja de departamento Montclair.
Şu anda Montclair's Department Store'da dolaşıyoruz...
Tenho uma loja chamada "Loja das Fitas", e é isto.
"The Ribbon Store" adlı bir iş yerim var, hepsi bu.
Já tinha feito isto no Comedy Store e levei um murro na orelha.
Daha önce Komedi Bar'da da denemiştim, ama tokat yemiştim.
É um Big Store ao contrário.
Hayır, dümenin içindeki kişilerin haberi yok.
"Home Store"!
Alışveriş.
- "Home Store"!
- Alışveriş!
Da "Home Store"?
Alışveriş Merkezinde misin?
Vendo coisas na Home Store.
Alışveriş Merkezinde ürün satıyorum.
General Store?
General Store?
Uma tentativa de comediante?
Bilirsin şu Comedy Store'a girmek isteyenlerden.