Stride - translate Turkish | Portuguese-Turkish

- Stride, Ben Stride.

Ouça, Sr. Stride, tudo o que possuo está nessa carroça.

Bakın Bay Stride, bu vagon sahip olduğum tek şey.

Assim farei, Sr. Stride.

Bunu yapacağım Bay Stride.

Sr. Stride?

Ah, Bay Stride?

- Sr. Stride.

- Bay Stride?

Já ouviu falar disso, Sr. Stride?

Bunu duymuş muydunuz Bay Stride?

Já está limpo, Sr. Stride?

Yeterince temiz mi Bay Stride?

Sr. Stride, já está limpo?

Bay Stride, bu yeterli mi?

Vai para sul, não vai, Sr. Stride?

Güneye gidiyorsunuz, değil mi Bay Stride?

É um lugar isolado para um rancho, não é, Sr. Stride?

Çiftlik kurmak için ıssız bir yer değil mi Bay Stride?

Viva, Stride.

Merhaba Stride.

- Está tudo bem, Sr. Stride?

- Her şey yolunda mı Bay Stride?

E o Sr. Stride, também é de Silver?

Peki Bay Stride, o da mı Silver'dan?

Isso é que foi usar a cabeça, Stride.

Senin aklını kullanıyordu Stride.

Sr. Stride?

Bay Stride?

O chão vai ficar repleto de homens, quando o Stride chegar aqui.

Stride geldiğinde her yer insan dolacak.

Stride prendeu-te uma vez, não foi?

Stride seni de hücreye koydu, değil mi?

- Boa sorte, Sr. Stride.

- Bay Stride, iyi şanslar.

É o cavalo de Stride.

Bu Stride'ın atı.

Se não fosse o Stride, continuaríamos enterrados na lama... a 20 milhas de Silver.

Eğer Stride olmasaydı Silver'dan yirmi mil uzakta hala çamurda olurduk.

Pega no cavalo de Stride e traz um médico consigo.

Stride'ın atını al ve bir doktor getir.

- E não posso levar o cavalo de Stride.

- Bu yüzden Stride'ın atını alamam.

Aqueles homens, Stride... eu não sabia o que eles tinham feito.

O adamlar Stride ne yaptıklarını bilmiyordum.

Um homem como Stride é muito difícil de matar.

Stride gibi adamları öldürmek zordur.

- Stride ficou com ela.

- Stride aldı.

Mas há uma coisa que devo ao Stride.

Ama ben Stride'a borçluyum.

Ally Chapman, Elizabeth Stride,

Annie Chapman, Elisabeth Stride,...

Vítima nº4, Elizabeth Stride.

Dört numaralı kurban, Elizabeth Stride.

ele vai ( stride ) no quarto a luz vai brilhar nele eu vou ouvir musica ele vai me trazer flores..

O odanın içinde uzun adımlarla yürüyecek O etrafına ışıklar saçacak. Bir müzik duyacağım.

- Fábrica de "Stride Gum"?

- Stride sakız fabrikası mı?

Elizabeth Stride.

- Elizabeth Stride.

Venha o que vier eu sei Vai ser ultrapassado

Then whatever comes I know we'll take it all in stride

É "stride piano" e ele...

Stride piyano çalıyor ve...

Do lado de fora da Stride Rite?

Stride Rite önünde duran.

" O corpo de Elizabeth Stride

Elizabeth Stride'ın cesedi gece 1 sularında...

Vou à fábrica.

Bak ben Stride fabrikasına gidiyorum.

Stride translate Turkish