Translate.vc / Portuguese → Turkish / Sweet
Sweet translate Turkish
610 parallel translation
"In the Sweet Bye and Bye," cantemos.
"In the Sweet Bye and Bye," hep beraber.
Sim, o Sweet sou eu.
Evet, Sweet benim.
É um nome muito bonito, B. Sweet. ( N.T. - sê bonito )
Bence gerçekten çok güzel bir adın var, B. Sweet.
Perley Sweet?
Perley Sweet mi?
Buck Sweet.
Buck Sweet.
Não só tem um nome bonito, Sr. Sweet.
Sizin sadece güzel bir isminiz yokmuş, Bay Sweet.
- Perley Sweet, o que está aqui a fazer?
- Perley Sweet, burada ne arıyorsun?
Não penses que o Buck Sweet está de braços cruzados.
Bu kadar emin olma. Tanrı'nın bizi yalnız bırakacağına inanmıyorum.
O réu, tem alguma objecção a que o xerife e a sra. Sweet... cuidem desta criança?
Peki senin Bay ve Bayan Sweet'in bu çocuğu evlat edinmelerine bir itirazın var mı?
No entanto, este tribunal... talvez esteja disposto a suspender indefinidamente essa pena, desde que assine este documento... em que cede, o seu afilhado ao xerife e à Sra. Sweet, e além disso, a que não volte a colocar os pés... na cidade de Bem-vindos, território do Arizona.
Ama belki yine bu mahkeme senin cezanı erteleme yoluna gidebilir. Tabii bunun için de çocuğu şerife ve Bayan Sweet'e verdiğini gösteren bu belgeyi imzalarsan. Ve dahası bir daha Arizona Welcome kasabasına gelmemeyi kabul etmen gerekiyor.
Eu não dormi como devia, com aquela lua por cima e ainda acordo sentindo bem, acho que estou apaixonada apenas um beijo doce e eu vi estrelas eu beijei-o desse modo?
I haven't slept the way I should Darn that moon above And yet I wake up feelin'good Reckon I'm in love Just one sweet kiss and I saw stars
Quando chegares ao Sweet Adeline mantém-te na melodia. Deixa que os outros façam o coro. Há anos que não vestia isto.
"Sweet Adeline" faslına çıktığında sen müziğe ritim tut, armonisini diğerleri yapsın.
- Doce Williams está a cantar
- Sweet Williams are singing
Como foi em Sweet River?
Sweet River'da durum nasıldı?
Sei porque me enviou a Sweet River, porque o tio Ned tem seis rapazes.
Beni Sweet River'e Ned amcanın altı oğlu var diye gönderdiniz.
- O que aconteceu em Sweet River, Lizzie?
- Sweet River'de ne oldu, Lizzie?
No dia em que saí de Sweet River, o pequeno Pete estava chorando... e ele me disse :
Sweet River'dan ayrıldığım gün, küçük Pete ağlıyordu ve... Bana dedi ki :
Como está em Sweet River?
Sweet River'da durum nasıl?
Não estivemos em Sweet River.
Sweet River'e gitmedik ki.
O xerife disse que a Lizzie esteve em Sweet River.
Şerif, Lizzie'nin Sweet River'a gittiğini söyledi.
- A Lizzie gostou de Sweet River?
- Sweet River, Lizzie'nin hoşuna gitmiş mi?
A Lizzie voltou de Sweet River sózinha?
Evet, Lizzie Sweet River'dan tek başına mı döndü?
Chamava-o Sweet William.
Evet. - Adı Tatlı William'dı.
A peça se chamava "Fabian e Sweet William".
Gösterinin adı ise "Fabian ve Tatlı William."
Sweet William era um boneco.
Tatlı William erkek bir kuklaydı.
Me conheciam como "Fabian e Sweet William".
Gösterimin adı "Fabian ve Tatlı William."
Acho que em certo modo foi pelo Sweet William... - que me ocorreu como recuperá-la.
Galiba onu geri getirmenin yolunu yolunu bana Tatlı William vermişti.
- Sweet William?
- Tatlı William mı?
Assim decidi eliminar o Sweet William.
Sonra ben de Tatlı William'ı kullanmamaya başladım.
Tem tantos Luke Ockham malabaristas no mundo... que atuaram junto ao Fabian e Sweet William... no Grand de Chicago, que este poderia ser outro?
Dünyada Chicago'daki Grand Tiyatrosu'ndaki Fabian and Sweet William oyununun aynısında jonglör olarak oynamış o kadar çok Luke Ockham var mı ki bu da onlardan biri olsun?
E atuou junto ao Fabian e Sweet William... no Grand Theatre de Chicago.
Fabian ve Tatlı William ile birlikte Chicago'daki Grand Tiyatrosu'nda aynı sahneyi paylaşıyordu.
Sweet. Jason Sweet é meu nome.
Sweet, adım Jason Sweet.
"Doçura?"
"Sweet" mi?
Sr.. Doçura...
Bay Sweet...
Escute, senhor Sweet...
Bakın Bay Sweet...
Não, senhor Sweet, ninguém iria pensar isso.
Hayır Bay Sweet. Kimse öyle düşünmüyor.
Eu coleciono as armas, Sr. Sweet...
Silahları hobi olsun diye toplarım Bay Sweet.
Não acha que ele aprendeu a usar a arma daquele jeito, fugindo de brigas!
Sweet dövüşmeden kaçmayı öğrenemedi.
Sr. Sweet, sei que é inútil, mas estou desesperada.
Bay Sweet, faydasız biliyorum ama herşeyi denemem lazım.
As moças daqui são assim, Sr. Sweet!
Bayanlar burada Bay Sweet.
Sr. Sweet!
Bay Sweet.
Sr. Sweet!
Bay Sweet. Bay Sweet.
Onde você está?
Neredesiniz? Bay Sweet.
Onde está, Sr. Sweet?
Neredesiniz Bay Sweet?
Bem... olhe Sr Sweet, acredite na minha palavra.
Bu... Anlayın Bay Sweet.
Não, Sr. Sweet.
Hayır Bay Sweet.
Até amanhã, Sr. Sweet.
- Hoşçakal Bay Sweet.
Oh, Sr Sweet, estou tão contente que tenha vindo. Os dois se conhecem.
Bay Sweet, geldiğinize sevindim.
Como você é volúvel, Sr. Sweet!
Maymun iştahlısınız, Bay Sweet.
Está certo, senhor Sweet.
Tamam.
Senhor Sweet...
Bay Sweet...