English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Sybil

Sybil translate Turkish

554 parallel translation
Apresente-se a lady Gilpin e a Sybil.
Kendini Bayan Gilpin ve Sybil'e tanıt.
Hoppy e Sybil?
Onlar evlendiler. - Hoppy ve Sybil mi?
Hoppy e Sybil estão casados.
- Hoppy ve Sybil Gilpin ile. Evlenmişler.
- Estava apaixonado por ela? - Por Sybil?
- Kadına âşık olmadığına emin misin?
Não!
- Sybil'e mi?
Como se chama ele, Sybil?
İsmi ne Sibyl?
Nem sequer sabes o nome dele mas já lhe permites... O teu irmão tem razão Sybil. Não devias ter-lhe permitido tanta familiaridade.
Adını bile bilmiyorsun, ama onun... herşeye müdahale etmeye hakkın yok!
O que digo é que cuides da Sybil, mãe, cuida dela enquanto estou ausente. Jim.
Anne, ben yokken Sibyl'e göz kulak ol.
Sybil, quer mesmo magoar-me, não é?
Sybil, beni üzmek mi istiyorsun?
O nome dela é Sybil de la Motte.
Adı Sybil de la Motte.
Vai e chama o teu pai e a Sybil.
Git ve babanı ve Sybil'i çağır.
E a Sybil?
Ve Sybil?
A Sybil também está bem.
Sybil de iyi.
Está aqui a Sybil.
Sybil burada
Oh, Sybil?
Oh, Sybil?
Mavis e Sybil tem otima educaçao
Mavis ve Sylbill'in kazanma yöntemleri var
Sybil Sutton, Washington Sentinel.
Sybil Sutton, Washington Sentinel.
Respeitosamente, Mrs. Sybil Agro. "
Saygılarımla, Bayan Sybil Agro. "
Sybil volta a sentir o seu antigo afecto e ela e Boileau regressam a uma pequena casa em Clermont-Ferrand.
Sybil'in eski aşkı yeniden alevlenir. Boilreau'yla birlikte küçük evlerine dönerler.
Sr. Katz, eu sou Sybil Tooksbury.
Bay Katz, ben Sybil Tooksbury'yim.
Está ali desde Segunda.
Pazartesiden beri orada Sybil.
- Decidi pôr um anúncio...
Reklam vermeye, karar verdim Sybil.
- Temos de atrair uma classe melhor. - Porquê?
Sybil, deneyip daha iyi... sınıftan insanları çekmeliyiz.
- Assim já pagavam o anúncio.
- İlanın parası çıkardı. Sybil, bak!
- Sybil, se atrairmos esta classe de clientes, o céu é o limite!
Bu kalitede müşterileri çekersek... sınır tanımayız!
Meia garrafa de "beaujolais". - Sybil!
Yarım şişe beaujolais.
- Há uma pessoa na recepção, querido.
Sybil! Resepsiyonda biri var sevgilim.
Sybil, podes pôr isto no cofre, por favor?
Sybil, bunu kasaya koyar mısın lütfen?
- Estás aí, Sybil.
Demek geldin Sybil.
Estou a tratar de um assunto importante, obrigado!
Burada önemli birşeyle uğraşıyorum Sybil.
Proíbo-te que tires a mala.
Sybil o çantayı çıkarmanı yasaklıyorum!
Não abras a mala, proíbo-te.
Sybil, açma o çantayı, yasaklıyorum!
Onde está a minha mulher?
Sybil nerede?
- Onde está a minha mulher?
Sybil nerede?
- Francamente, Sybil.
Cidden Sybil.
André, fala a Sybil Fawlty.
Andre, ben Sybil Fawlty.
- Olá, Sybil!
- Merhaba Sybil.
- Sim, o O'Reilly. Sybil, nunca páras de me espantar.
Sybil, beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyorun.
Fala a Sybil Fawlty.
Alo, Sybil Fawlty.
Sybil, já chega.
Sybil, yeter artık.
Vai dar um certo ambiente à entrada, Sybil.
Lobiye kesinlikle bir hava katacak Sybil.
Vejo isso na Sybil todos os dias.
Pek düşünmezler. Sybil'le hergün yaşıyorum bunu.
Imagine só, Sybil aqui sem a mãe.
Şaşırmalar hiç bitmeyecek.
E com Hoppy.
Sybil Gilpin annesiz dışarı çıkmış, hem de Hoppy ile.
- Sybil, conheço este negócio.
Sybil, otel sektörünü bilirim.
Ouve, Sybil.
Bak Sybil.
- O que estás a fazer?
Ne yapıyorsun Sybil?
Proíbo-te que abras esse cofre.
Sybil o kasayı açmanı yasaklıyorum!
- Sybil...
- Sybil.
Olá, Sr. Stubbs.
Ben Sybil Fawlty.
Fala a Sybil Fawlty.
Pazar sabahı rahatsız ediyorum, üzgünüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]