Translate.vc / Portuguese → Turkish / Säo
Säo translate Turkish
1,806 parallel translation
Os mercadores que rejeitam os ingleses säo assassinados em casa.
İngiltere ile ticaret yapmayı reddedenler evlerinde öldürülmüş.
Estes telkados säo um pouco amalucados.
Tepedekiler biraz çılgın oluyor.
Näo me lembro de ninguém com o direito de julgar que culturas ou costumes säo superiores.
Birine, hangi kültürün üstün olduğunu saptama hakkının verildiğini hatırlamıyorum.
Bem... as noites por cá säo certamente mais quentes que em Londres.
Evet. Buradaki yemekler Londra'dakilerden çok daha sıcak.
Entäo näo säo os franceses que o preocupam, pois näo?
Ama siz Fransızlardan endişe etmiyor muydunuz?
Estas koras säo para dormir.
Bu saatler uyku içindir.
Que as estradas säo para viagens.
O yollar gezmek içinmiş.
"Näo persigas nenkum komem." Näo säo estes os ensinamentos de Buda?
Bunlar Buda'nın öğretileri değil mi?
O que pensa... e o que faz e como... e quando o faz näo säo a mesma coisa.
Ne düşündüğün, ne yaptığın ve nasıl ne zaman yaptığın aynı şey değildir.
Disseste que os siameses säo como nós.
Siyamlıların da bizim gibi olduğunu söylemiştin.
- Mas säo apenas crianças.
Ama onlar daha çocuk. Evet.
Säo os britânicos!
Geri çekiliyoruz.
A partir de hoje, é-lhe solicitado e requisitado que assuma o comando da USS Sao Paulo.
Bugünden itibaren, sizden USS Sao Paulo'nun kumandasını almanız arz ediliyor.
Licença especial do Chefe de Operações da Frota Estelar para mudar o nome de Sao Paulo para Defiant.
Yıldız Filosu Operasyon Şefi'nden alınan özel izinle Sao Paulo'nun adı... Âsi olarak değiştirilmiştir.
A receber uma transmissao G.D.O. Sao os tok'ra, Coronel.
- GDO sinyalı alıyorum. - Bu Tok'ra, efendim.
Essas regiões sao descritas como lugares escuros com poços de fogo, um lugar de monstros e condenados.
Oradaki bölgeler alev çukurlarıyla dolu karanlık yerler, canavarların ve lanetlenmişlerin evi.
- Nao sao boas noticias?
- Bu iyi haber değil mi?
Os que sao banidos para la sao levados em naves.
Oradaki mahkumlar gemi ile getirildiler.
Major, trara o seu pai de volta sao e salvo.
Binbaşı, babanı güvende olarak geri getirin.
e assim que os condenados sao enviados para Netu e e o que temos de fazer para convencer os habitantes - que podem confiar em nos.
Sokar tarafından Netu'ye bu şekilde yollanıyorlar, eğer diğerlerini güvenilir olduğumuza ikna etmek istiyorsak, biz de bu şekilde ulaşmalıyız.
- Quem sao vocês?
- Siz de kimsiniz?
Os cheiros sao cada vez melhores, nao sao?
Koku gittikçe daha iyi olmaya başladı, değil mi?
- Sao doidos?
Çıldırdın mı?
Sao intrusos.
Davetsiz misafirler.
Estes aparelhos nao me sao familiares.
Bu aygıtlar bana yabancı.
Estas maquinas sao muito interessantes.
Bunlar çok ilginç makineler.
Sao invençoes criadas para combater os Goa'uid?
Bunlar Goa'uld'la savaş için mi icat edildiler?
Os simbolos sao como icones num computador.
Semboller, bilgisayarlardaki ikonlar gibi.
Os simbolos que, sem dúvida, tentaram decifrar sao únicos.
Çözmeye çalıştığınız semboller eşsizdir.
Sao semelhantes a minha lingua, mas sao, na verdade, um codigo que criei para a eventualidade do meu trabalho cair em maos inimigas.
Şekil olarak, benim anadilime benzer, ama aslında benim geliştirdiğim bir şifredir, çalışmalarımın düşman ellere düşmesini engellemek için.
Os Goa'uid usam hospedeiros porque acham que sao melhores do que nos.
Goa'uld'lar konukçu kullanır, çünkü kendilerini insanlardan daha üstün görürler.
Dr. Ken Naciamento, São Paulo, Brasil.
Dokto Ken Naciamento, Sao Paulo, Brezilya.
Os meus campos de papoilas nao sao nada comparados com os dele.
Haşhaş tarlalarim küçük. Onunkilerin yaninda hiç kalir.
Sao duas da manha.
Saat gecenin 2'si.
Sao $ 4,45.
Tamam, borcunuz 4,45 dolar.
Sao regras da comissao dos taxistas.
Taksi Şoförleri Derneği'nin kuralları.
Voces, americanos, sao tao arrogantes.
Siz Amerikalılar çok kibirlisiniz.
Os meus guerreiros mongois nao sao muito inteligentes, mas sao leais.
Moğol savaşçılarım pek zeki değildir... ama sadıktırlar.
- Nao sao dificeis de ler.
- Düşüncelerim apaçık ortada.
- Veja estes valores. - Sao leptões.
Şu okuma değerlerine bakın.
Os valores sao enormes.
Okuma değerleri ibrenin gösterebileceğinden yüksek.
Pela telemetria da sonda, os níveis de radiaçao sao ainda elevados.
Sonda ölçüm verileri radyasyon seviyesinin hala çok yüksek olduğunu gösteriyor.
Continuamos a receber dados da sonda. Os níveis de radiaçao desceram, mas sao elevados.
Gezegendeki MALP periyodik ölçüm sonuçları radyasyon seviyesinin düştüğünü gösterse de,...
O medico dele diz que os amigos do Dr. Jackson sao bem-vindos. - O quê?
Doktor, Doktor Jackson'ın tüm arkadaşların memnuniyetle kabul ediyor.
Sao amigos?
- Yakını mısınız?
- Entao, sao bem-vindos.
O halde buraya hoş geldiniz.
Os motivos dele sao pouco importantes, neste momento.
Bunu yapma nedenleri bizim için çok büyük bir endişe değil.
Isso sao os resultados das analises as vitaminas do Martin?
Onlar Martin'in karavanındaki vitaminlerin tahlil sonuçları mı?
Sao.
Evet.
As audições sao naquele edifício ali.
İzleyiciler oradaki binada.
Eles tambem sao extra-terrestres.
- Onlar da uzaylı.