Translate.vc / Portuguese → Turkish / Sílvio
Sílvio translate Turkish
39 parallel translation
- E Sílvio?
- Silvio ne yapıyor?
- Como sabe disso, Sílvio?
- Bunu nereden biliyorsun Silvio?
De acordo, Sr. Sílvio. Com prazer!
Oh, bu gerçekten yakışmış size.
Não estou apaixonada pelo Sr. Sílvio! Mas, estás a trair o teu marido...
- Yine de kocanı aldatıyorsun.
Mas, como podes fazer certas coisas com o Sr. Sílvio?
Böyle şeyleri patronunla nasıl yapıyorsun anlamıyorum.
É claro! Asseguro-te! Eu divirto-me com o Sr. Sílvio!
Bazı insanlar bunu çok yanlış buluyor ama çok da eğlenceli.
O Sr. Sílvio tenta sempre tocar com a mão dele em mim!
- Her yerimi. Kıçımı, memelerimi...
Diana, minha querida, tens algum problema? Estou a atravessar um mau momento, Sr. Sílvio.
- Diana, bir şey mi oldu?
Quero saber tudo. Não há muito a dizer, Sr. Sílvio.
Şimdi bana her şeyi anlat.
- Já conhece o Sílvio.
- Bu Silvio.
Estou só aqui porque sou amigo do Sílvio e porque é amigo do Sílvio.
Silvio'nun arkadaşıyım, siz de öyle. Bu yüzden buradayım.
Sílvio!
Silvio!
Seu nome deveria ser Sílvio Santos.
Adın Pazarlıkçı Monty olmalıymış, bok herif.
Sou Escobar Gallardo, o ex-patrão de Sílvio Perez.
Ben Escobar Gallardo. Silvio Perez'in eski patronuyum.
O Sílvio roubou a inocência à minha filha.
Silvio kızımın masumiyetini çaldı!
Tinha 8 anos quando o tio Sílvio desapareceu.
Silvio amca kaybolduğunda 8 yaşındaydım.
Lembro-me de algo sobre uma cirurgia que o Sílvio fez, quando estavam na Florida.
Siz Florida'da çalışırken Silvio'nun bir ameliyat geçirdiğini hatırlıyorum.
Sinto muito. Infelizmente eu... lembro-me do seu pai, mas de Sílvio Perez?
Üzgünüm ne yazık ki babanı hatırlıyorum ama Silvio Perez'i değil.
Sílvio Perez, o irmão dele, eu.
Silvio Perez, onun kardeşi, ben...
O Sílvio ofereceu-nos muito dinheiro para fazer uma reconstrução facial.
Silvio yüz değiştirme ameliyatı yapmamız için bize büyük miktarda para teklif etmişti.
Queria vingar o que o Sílvio lhe tinha feito.
Baban izini bulmuştu. Silvio'nun sana yaptıklarının intikamını almak istiyordu.
Ele teria matado, mas o irmão do Sílvio, Alejandro, chegou primeiro.
Öldürecekti ama Silvio'nun erkek kardeşi Alejandro daha erken davrandı.
Ele estava apavorado. Ele sabia o que o Sílvio lhe tinha feito. Quando ele descobriu que a sua mulher estava à espera de uma menina, não quis correr riscos.
Silvio'nun sana yaptıklarını biliyordu ve karısının bir kız çocuğu doğuracağını öğrendiğinde kızını tehlikeye atmak istemedi.
Quando o seu pai lá chegou, o Sílvio já estava morto.
Baban oraya geldiğinde, Silvio ölmüştü.
Estamos aqui por causa do Sílvio Perez.
Silvio Perez hakkında konuşmak istiyoruz.
Ela veio aqui para uma consulta, perguntou-nos sobre esse Sílvio Perez.
Geçen gün buraya gelip, bize akıl danıştı ve Silvio Perez'i sordu.
Sempre fomos muito claros nos negócios com o Escobar. E o Sílvio Perez?
- Escobar'la olan anlaşmamızda gayet şeffaftık.
Não acho que o Sílvio Perez tenha posto o nome na...
Silvio Perez, ismini hasta listesine bile- -
Não é o Sílvio, é a Marcy Hamels.
Silvio değil, Marcy Hamels.
Tivemos o Sílvio Perez às costas durante dez anos.
Silvio Perez'in vebalini 10 yıldır sırtımızda taşıyoruz zaten!
Bem, por outro lado o Stevie, o Gus e eu, queríamos mandar um grande agradecimento ao Sílvio, o nosso vizinho.
Tamam tamam, Stevie, Gus ve kendi adıma komşumuz Silvio'ya kocaman teşekkürler.
Não concordas, Sílvio?
- Öyle değil mi, Nuncio? - Evet.
Que está a fazer, Sr. Sílvio? Nada... Nada...
Bay Silvio, ne yapıyorsunuz?
Ismael, Rolando, Sílvio...
lsmael...
Sílvio Perez.
- Silvio Perez?
É do Sílvio.
- Silvio'nun.
Não tivemos escolha a não ser fazer desaparecer o corpo do Sílvio.
Silvio'nun cesedini ortadan kaldırmaktan başka bir seçeneğimiz yoktu.
Sílvio.
Silvio. - Bizden nefret ediyor.