English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Sím

Sím translate Turkish

315 parallel translation
- Sím, vovo, sím.
- Evet büyükbaba.
Sím, ando muito.
Evet, orada burada.
- Sím. - Estáo em casa?
Evdeler mi?
- olhe como vem. - Sím, esta lotado.
- Oh, şu kalabalığa bakın.
- Sím, garota, díga-me.
Evet Bayan. Benim.
Sím.
- Evet.
Sím? que falem as armas.
Gerçekten istiyormusun?
- Sím.
- Evet.
Sím, eu recordo.
- Tabii ki hatırlıyorum.
Ele passava todo o inverno caçando lobos. Sím?
- Kış boyunca kurt avına çıktı.
Tudo parecía indicar que foram os indios. Sím.
Kızılderililer yapmış süsü verilmiş.
Ah, sím?
Dahil ettin, ha?
Éle sím é que pode falar-lhe sobre o lugar a que se dirigem, e sobre os equipamentos que devem comprar.
Bu bölgede gittiğiniz yer ve ne türlü malzemelere ihtiyacınız olacağı hakkında.... -... size en doğru bilgiyi o verebilir.
Claro que sím. a olharei.
Zaman yok. Sadece şöyle bir göz atarım.
Sím, precisam de um barril.
Evet, su fıçısına ihtiyacınız olacak.
Sím, mas isso é só a metade.
- Jack mi? Adını pek bilmiyor galiba.
- quase brigamos outro día. - Sím?
- Adamla daha ilk gün papaz olmuştuk.
Sím, isso voce ja me disse mas disse porque é um adulador.
Evet, bana bunu daha önce söylemiştiniz fakat... -... korkarım siz yağcının tekisiniz.
López. Sím, senhor.
- Evet, Lopez benim.
Sím?
- Öyle mi?
- Sím senhor,
- Kesinlikle.
Sím, sempre encantou.
Oh, her zaman hoşuma gitmiştir.
- Sím, vai até a aldeia Pawnee.
Pawnee köyüne gidiyor.
- Sím!
- Evet.
- Sím?
- Evet?
- Tomou um banho? - Sím.
- Bakıyorum banyo yapmışsın.
Sím.
- Evet?
Sím, melhor que lhes ajudemos.
- Tamam. Olmazsa bizde geçmelerine yardım ederiz.
Sím? E porqué suponho que esta bala quería apanhar-te? Ou não?
Eyerinde ve atında ki mermi deliğini de sincaplar yaptı herhalde, ha?
Sím? Pois eu não tinha visto.
Evet, bende gördüm.
Sím, sím.
Evet. Evet.
Sím.
Evet.
Sím. Disse que ja pensou como consegui-lo.
Ayrıca Flack ve Thorpe'unda seni istediğini söylüyor.
Sím, é isso que disse.
Neden umursayasın ki?
Vamos. Sím, ja vou.
Pekala, gidiyoruz.
Sím, mas eu gostei.
Evet ama ben çok keyif aldım.
Sím mas se soltóu como un raio quando chegamos embaixo.
Evet ama ayakları yere sağlam basmaya başladığında kollarını çözdü.
- Sím, brindemos para celebrar.
- Bu mutlu habere içelim.
Sím, ja ouvi.
Evet bende duydum.
Sím, sim quero voltar.
- Eğer benimle gelirsen.
Claro que sím, tem centenas.
Tabii ki alabilirsiniz. Onda daha yüzlerce var.
Sím, tú sempre tens que te meter tudo.
Zeke, seni fare bıyıklı ihtiyar, seni!
Sím, claro.
- Evet.
- Sím.
- Evet, arkadaşıyım.
Sím, agora mesmo.
- Tamam koyarım.
- Sím, señhor, irei.
- Bulurum.
- Sím, señhor.
- Tamam, efendim.
Sím? Bem. Tenha cuidado.
Muhtemelen kafa derini kaybedersin.
Sím.
- Evet, evet.
- Sím.
- Oh, öyle mi?
Sím, quero.
- Ediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]