English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tack

Tack translate Turkish

45 parallel translation
Tick-Tack, Tick-Tack, Tick-Tack, como um rato numa jaula.
Pata-pat, pata-pat, kafesteki yarasa misali.
E este e o "Tick-Tack" que fiz em Gun Hill.
Ve bu da Tick-Tack Bunu Gun Hill'de yaptım.
- O que se passa, Tack?
- Ne oldu?
Então, o que se passa, Tack?
Ee, ne oldu Tack?
- O quê, Tack?
- Tack, ne?
Tack, já estiveste com mulheres antes.
Tack, kadınlarla birlikte oldun.
- Importas-te, Tack?
- Çek şunu.
Tack!
Tack!
Por que estás todo aperaltado?
Tack, ne güzel giyinmişsin!
Tack.
Tack.
Essa foi boa, Tack.
Çok iyiydi Tack.
Ouvi dizer que 5 guardas o fizeram por 15 colóns e uma garrafa de Tic Tack.
Demin beş muhafızın bunu 15 kulon ve bir şişe Tic Tack için yaptıklarını duydum.
Eu não acho nada disso, e tu Tack?
Bence sorun bu değil, ne dersin Tack?
Tack, deixas-me dar uns tirinhos com essa querida aí?
Şu parçayla birkaç el ateş etmeme ne dersin Tack?
Tack?
Tack mi?
Já podes tirar a máscara.
Artık maskeyi çıkarabilirsin Tack.
Vem buscar-me à Main e Maple.
Tack, beni Main ve Maple sokaklarının köşesinden al.
Prende-os Tack.
Fişle onları Tack.
Kellner já não joga mais hoje.
Ni kan stänga boken om Kelner. Tack gode gud.
Tack, estás pronto?
Tack, hazır mısın?
Tack, descobri.
Hey, Tack, buldum.
Dispara, Tack.
Ateşle Tack.
Tick-tack
Tik tak
Faz tick-tack.
Tik tak eder.
Bem, nesse caso, "rack bra".
Öyleyse, bu durumda "tack bra."
"... Tick Tack Clarice... "
Tik tak, Clarice.
Ele era filho de Hard Tack, descendente do poderoso Man O'War.
Annesi Hard Tack ve babası da müthiş Man O'War'du.
Depressa se tornou tão amargo e colérico como o seu pai, Hard Tack.
Kısa sürede babası Hard Tack kadar öfkeli hale gelmeye başladı.
Tick-tack, são horas de beber.
- Tik-tak, zamanıdır içme!
Uma vez conseguiu pôr a nossa professora de Moral a chorar só com um adesivo.
Bir seferinde Din Kültürü hocamızı sırf * Blu-Tack kullanarak ağlatmıştı.
Dois à frente, o resto bloqueia as escadas.
Hyung-Tack ve Sang-Gon, siz girişi alın, Jung-Ho ve Sang-Min de merdivenleri tutsun.
Temos um horário a cumprir, amigo. "Tick-Tack".
Yapmamız gereken bir liste var, dostum. Zaman geçiyor.
Não consegues ouvir o tick-tack?
Arka plânda saatin sesini duyamıyor musun?
Da parte 02T182T6T do navio?
0-2-tack - 1-8-2-tack - 6-tango geminin bölümünde gören biri?
Comandante Hanna e Major Barret apresentem-se no compartimento 02T14T7L.
komutan Hanna ve binbaşı Barret lütfen to 0-2-tack-1-4-4 - tack-7-Lima kısmına rapor veriniz?
Se o Warburg hackeou o drone, é suspeito de assassinato e não acreditei nesta do Tack de não podermos encontrá-lo.
Warburg o insansız hava uçağını... ... hackediyse o zaman cinayet şüphelimiz odur ve Stack'ın onu bulamazsınız olaylarına inanmıyorum.
Lembro-me de pensar que ia escrever "Sra." no formulário de entrada.
Ben kabul formu "Mrs." tack olacağını düşündüğümü hatırlıyorum
Ooh, Blu-Tack.
Yapıştırıcı hamur.
"Tick tack", Reverendo, "tick tack".
Tik tak vaiz, tik tak.
Compartimento dois tack oito-quatro, tack dois.
Bölme, iki ek sekiz-dört ek iki.
Taquicardia ventricular.
V - tack oluştu.
Por causa disto, porque ele bebe Tic Tack.
İşte bunun yüzünden. Tic Tack içiyor.
Não vires um monstro do Tic Tack.
Tic Tack canavarı olup çıkma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]