English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tad

Tad translate Turkish

13,864 parallel translation
Bem, vocês aproveitem o vosso jantar, e é por minha conta.
İkiniz yemeğin tadını çıkarın ve benden olsun.
Mas finjo que sabe mal só por humildade
Ama alçakgönüllülükten tadı kötü gibi davranırım
Bem, gozem os vossos últimos dias as estrelas pertencem aos Belters, os céus pertencem aos Belters...
Son günlerinizin tadını çıkarın yıldızlar Kuşaklılara aittir. Cennetler Kuşaklılara aittir.
A que é que sabe a chuva?
Yağmurun tadı nasıl?
A tua boca tem gosto de sangue,
Ağzın kan tadıyla dolar.
Preciso de me tornar rica. Viajar para um porto distante, apreciar comida que nem conheço, comprar brilhantes e... o mais importante :
Zengin olmalı uzak limanlara yelken açmalı, bilmediğim yemeklerin tadına varmalı kendime parlak takılar almalı ve Hideko'yu düşünmemeliyim.
Porque o gosto do doce mudou?
Şekerin tadı neden farklı geliyor?
Como é Hideko? Deliciosa?
O Hideko kahpesinin tadı nasıldı?
Esta bem.
Tadı güzelmiş.
São muito boas.
Tadı çok güzel.
E estou com a minha namorada.
Sevgilimle görüşüyorum. Hayatın tadını çıkartıyorum.
"e só ficamos felizes antes de sermos felizes."
Ve yalnızca mutlu olmadan önce mutluluğun tadına varıyoruz. "
- Prova isto.
- Gel, şunun tadına bak.
- Aproveite a Flórida.
- Florida'nın tadını çıkarın.
Espero que aproveitem a noite.
Umarım akşamın tadını çıkarırsınız.
Gostaste de ver isto?
Tadını beğendin mi?
Espero que desfrutes desta noite, olhos castanhos.
Umarım gecenin tadını çıkarırsın güzellik.
Que tal sabe isso?
Tadı güzel mi bari?
Podes provar. Olá, amigo, olha os teus olhos.
Tadına bakabilirsin.
Estão a sentir um gostinho de vitória. O Anexo é a seguir.
Kanın tadını aldılar, kesin Annex'e de gelirler.
Depois de um negro, não queres outro.
Zencilerin tadına bir baktın mı başkasını beğenmezsin.
E isto é só um bocadinho.
Bu sadece tadımlık.
Fica aqui à espera e diverte-te. Eu volto num ápice e depois...
Burada kal ve tadını çıkar hemen döneceğim, sonra birlikte...
- Desfrutem da vista.
- Tadını çıkarın.
- Aperta o nariz, assim não sabe tanto.
Koklamazsan tadını pek almıyorsun.
- Sinto o sabor.
- Tadını alabiliyorum.
Aproveita o teu aniversário. Recompõe-te.
Bana bir iyilik yap ve doğum gününün tadını çıkar.
De repente, você provou o planeta terra.
Birden, toprağın tadını alırsın.
E então perfeitamente transide num peculiar encerramento de limão com um toque de cranberries.
Ve sonra şiirsel bir geçiş Limonun bitişiyle birlikte gelen bir kızılcık tadı
Está na hora da festa, tens que celebrar isso. Não podes ter aquela época de volta.
Parti veriyoruz, tadını çıkarmalısın.
Do qual esse é. Já experimentaste? - Oh, meu deus.
Bunun gibi bir tanesiyle mesala.Bunun tadına baktın mı hiç?
- Queres experimentar um?
Tadına bakmaz mısın?
E sabem a maçã.
Tadı aynı elma gibi.
Isto é uma delicia.
Tadı çok güzel.
Portanto, sugiro que arranjes forma de deixares de te queixar, e começa a desfrutar da comida.
Yani, şikayet etmeyi bırakıp yemeğin tadını çıkarmanı öneririm.
Desfrutar da comida era simples.
Yemeğin tadını çıkarmak çocuk oyuncağıydı.
Em segredo, mal podia esperar para provar o que viria a seguir.
İçten içe sıradaki yemeğin tadını merak ediyordum.
Sabem mais a açúcar e maçãs, principalmente.
Tadı elmalı olan ama daha çok şekerli.
Experimenta isto.
Bir tadına bak.
A comida que você aprecia veio fresca no porão de 5 veleiros e 10 lorchas da minha empresa.
Tadını çıkarttığınız yemek şirketimin 5 Clipper ve 10 Lorcha tipi yelkenlileri ile geldi.
Você apanhou o gosto por demissões e quer mais uma?
Adam atmanın tadını aldın ve birini daha mı atmak istiyorsun?
- Aproveite a festa.
- Kutlamaların tadını çıkar.
Aproveite o seu momento, porque acabará num instante.
Yeni bulduğun lütfun tadını çıkart. Çünkü aniden son bulacak.
Homens a aproveitar a imunidade enquanto enriquecem nas costas daqueles que sacrificaram tudo para tornar possível o destino da América.
Dokunulmazlıklarının tadını çıkartan insanlar, Amerika'nın kaderini gerçekleştirebilmek için varını yoğunu feda edenlerin sırtından zenginliklerine zenginlik kattılar.
Acho que vou passar muito tempo lá, a comer baguetes e a beber café.
Sanırım orada bagetlerin ve taze espressoların tadını çıkararak bolca vakit geçireceğim.
- Diverte-te.
Tadını çıkar.
Não é tempo de aproveitares a vida e deixares de andar às voltas?
Kuyruğunu kovalamayı bırakıp hayatın tadını çıkarmanın sırası değil mi?
- O sabor é idêntico.
Tadı gerçeğiyle aynı.
- Provei e o sabor é genuíno. É óptimo.
Cidden, kendim de denedim, tadı gerçeğiyle aynı.
Estamos a falar do mesmo sabor incrível com um aumento de rendimento.
Aynı mükemmel tattan bahsediyoruz. tadı yine aynı olacak, sadece masraf azalacak.
Isto é para ti! Sim! Animação!
Senin için, tadını çıkar! Bekle, bana bir dakika verin Hemen döneceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]