Talkin translate Turkish

She just started talkin'

* Konuşmaya da başladı şimdi *

Been a long time talkin'

* Bahsetmeyeli çok oldu *

Introduza a ele a grandeza da melancolia, a divindade da solidão, a pureza do mal, o paraíso da dor.

Ona kasvet ihtişamı... yalnızlık vasfı... şeytan saflığı... ve acı cennetini talkin et.

( bufe ) Demais do Talkin escutando os homens errados.

Çok konuşuyorlar, yanlış adamları dinliyorlar.

Não são eles talkin'agora sobre mim tentando assumir o comando da Nação?

Birliğin kontrolünü ele geçirmek istediğimi, söylemiyorlar mı?

Não são eles talkin'sobre como nós somos... rica fora de do gettin a Nação de Islam (? )

Nation of Islam üzerinden, nasıl zengin olduğumuzu mu söylüyorlar?

O que são você talkin'sobre, "blecaute"?

Neden söz ediyorsun, dostum?

- Abana essas ventoinhas! Isso! - Boa!

[Harry Nilsson'dan Everybody's talkin'çalıyor]

Punk, what you wanna do? You talkin'all that smack.

Niye sataşıyorsun?

All my dogs talkin'fast

* Hızlanıyor ayaklarım *

O que você é talkin'sobre, Vermelho?

- Her şeyin bir ilki vardır, Sammy. Neden bahsediyorsun, Red?