Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tan
Tan translate Turkish
211,120 parallel translation
Antes vão ficar ao meu redor e estudar-me.
Etrafımda dönüp saldırmadan önce beni tanımaya çalışacaklar.
- Walter... - Tenho defeitos, mas sou melhor do que antes de conhecer-te. Agora vai!
- Her ne kadar kusurlu olsam da tanışmamızdan öncesine göre hala daha iyi bir insanım senin sayende.
Os tubarões estão ao redor dele, estão a estudá-lo.
Başı büyük belada. Köpekbalıkları etrafında dönüyor onu tanımaya çalışıyorlar.
Achas mesmo que me conheces assim tão bem? Vou poupar a vida desta infeliz para provar que ela está enganada.
Beni bu kadar iyi tanıdığını mı düşünüyorsun sahiden? Haklı olmadığını kanıtlamak için bu sefil insanın... hayatını bağışlıyorum.
Foi nesse dia que conheci o Daniel.
O gün Daniel ile tanıştığım gündü.
Tu conhece-los.
Onları tanıyorsun.
Lembraste da primeira vez que nos conhecemos?
- İlk tanıştığımız zamanı hatırlıyor musun?
- Prazer em conhece-la.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
- Prazer em conhece-lo, Philip.
- Tanıştığımıza memnun oldum Philip.
Gostaria de ver o que o Alexei tem para dizer quando todos e tudo o que ele sempre conheceu na Rússia estiver dizimado.
Rusya'da tanıdığı herkes bildiği her şey yok olunca Alexei'nin ne diyeceğini görmek isterdim.
O meu pai começou a encontrar-se com essa mulher que conheceu no ginásio.
Babam spor salonunda tanıştığı kadınla çıkmaya başladı.
Eu não te conheço.
Seni tanımıyorum.
Muito prazer em conhece-la.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Estamos a conseguir conhecermo-nos um ao outro.
- Birbirimizi tanıyoruz işte.
Ela dizia que eles... se conheceram num filme num... um clube de trabalhadores.
Bir filmde tanıştıklarını söyledi işçi kulübünün gösterdiği bir filmmiş.
Eles conheceram-se um mês antes de se terem casado.
Evlendikten bir ay sonra birbirlerini tanıyabilmişler.
Eu não conheci o teu pai.
Babanı tanımazdım.
Onde é que conheceu os meus pais?
Annemle ve babamla nerede tanıştınız?
Ele também disse que te quer transferido para fora da contrainteligência.
Ayrıca Karşıistihbarat'tan başka bir yere transferini istedi.
Tu não me conheces, Matthew.
Beni tanımıyorsun Matthew.
Eu conheço-te. Então?
Tanıyorum tabii, yapma şimdi.
Quero dizer, nós encontrámos um par de pessoas durante os últimos meses, mas nenhuma que bata certo.
Birkaç aydır birileriyle tanıştık ama uygun biri denk gelmedi.
Eu sei que não tenho lidado com as coisas... perfeitamente, mas... tu és realmente uma mulher espectacular, eu gosto realmente de ti, e eu sei que tu sabes que... e eu... eu só não queria entrar com o pé esquerdo
İlişkimizi pek iyi değerlendiremediğimi biliyorum ama sen gerçekten harika bir kadınsın. Senden gerçekten çok hoşlanıyorum, bunu bildiğini de biliyorum. Ben sadece ilk tanıştığımızda her şeye yanlış başlayalım istememiştim.
O Volodya apresentou-te a pessoas?
Volodya seni birileriyle tanıştırdı mı?
Tu irás conhecer pessoas.
Yeni insanlarla tanışırsın.
Eu nem sequer a reconheci.
Tanıyamadım bile.
Todos estes anos... eu nunca mais vi nela a rapariga que conheci.
Bunca yıldır onu bir daha göremedim, o tanıdığım kızı.
Ele não te conhece realmente.
Seni yeterince tanımıyor ama.
Conhece-los mudou tudo para mim.
Sizinle tanışmak hayatımı değiştirdi.
Prazer em conhece-los.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Prazer em conhece-lo.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
Eu estava muito a querer conhece-los.
Sizinle tanışmayı çok istedim.
Quando começamos a conhecer-nos um ao outro, foi difícil esperar.
- Öyle. Birbirimizi tanımaya başlayınca beklemek zor geldi.
Eu conheço esta família.
Bu aileyi tanıyorum ben.
A Chris que devemos ter uma resposta de St. Edwards na próxima semana ou na seguinte.
Chris, St. Edwards'tan önümüzdeki bir-iki hafta içinde haber alırız dedi.
Eles conheceram-se na Alemanha depois da guerra.
Savaştan sonra Almanya'da tanışmışlar.
- Prazer em conhecer-te, Henry. - Eu também.
- Tanıştığımıza memnun oldum Henry.
Até consegui conhecer o chefe do Stan... que é o chefe da contra-informação, e conheci o parceiro dele, o Dennis... eles trabalham juntos nos casos.
- Harikaydı. Stan'in patronuyla tanıştım, Karşıistihbarat'ın başıymış bir de ortağı Dennis'le tanıştım, olaylara birlikte bakıyorlar.
Eu... eu não conheço essa pessoa...
Bahsettiğiniz insanı tanımıyorum.
Vocês acham que eu conheci essa pessoa na Rússia?
Rusya'dan mı tanıdığımı sanıyorsunuz bu insanı?
Quando nos conhecemos... depois da guerra...
Tanıştığımızda savaş bitmişti.
Eu conheço-te.
Seni tanıyorum.
Vou impedir que os pais do assassino se conheçam.
Geri gideceğim ve katilin anne babasının tanışmasını engelleyeceğim.
Olá. Alguma de vocês conhece a Claire Gilliam?
Merhaba, aranızda Claire Gilliam'ı tanıyan var mı acaba?
Então, as pessoas que deveríamos impedir de se conhecer acabaram de se conhecer.
Tanışmasını engellememiz gereken kişiler az önce tanışmış.
Quase não a reconheci sem a farda.
Seni üniforman olmadan neredeyse tanımayacaktım.
- Não, não... acabámos de nos conhecer.
- Hayır, hayır biz yeni tanıştık. - Evet.
como é que se conheceram?
" Siz nasıl tanıştınız?
Dizem sempre, bom, conhecemo-nos e gostávamos mesmo um do outro e, como sabes, há altos e baixos.
Hep diyorlar ki, " Tanıştık işte. Sonra birbirimizden gerçekten hoşlandık.
Gosto de vocês muito mais do que no dia em que nos conhecemos e o facto de ainda termos livre-arbítrio para nos afastarmos a qualquer momento torna tudo muito mais excitante.
Hepinizi ilk tanıştığımız günden çok daha fazla seviyorum ve birbirimizi her an terk edebilme özgürlüğümüzün olduğu gerçeği... bunu daha da güçlü kılıyor.
Sabes... eu fiquei apanhada pelo Matthew quando o vi pela primeira vez.
Matthew'dan ilk tanıştığımızda hoşlanmıştım.