English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tanta

Tanta translate Turkish

12,528 parallel translation
- Como pode ter tanta certeza?
- Nasil bu kadar emin olabiliyorsun?
Não tenho tanta certeza.
Emin degilim.
Achavas que te safavas com tanta facilidade assim?
Bu işten böyle kolay sıyrılacağını düşünmemiştin değil mi?
Vejo tanta beleza.
Görüyorum çok güzel.
Tanta beleza que me trouxestes.
Bana getirdiğin böylesine bir güzellik.
- O Liam... não teve tanta sorte.
Liam o kadar şanslı değildi.
Eu estava com tanta raiva... mas a Cindy e eu, apoiamo-nos um ao outro
Çok kızgındım. Ama Cindy'yle birbirimize sımsıkı tutunduk ve şu an bu durumdayız.
Como podiam os Russos ter tanta certeza que os seus agentes podiam casar com estas pessoas?
Ruslar, ajanlarının bu insanlarla evlenebileceklerine nasıl emin olabiliyor?
Desperdicei tanta energia pelo porquê de que não ia dar,
Olmasın diye çok uğraştım...
E faz tanta coisa por ti que nem dá para pôr numa lista.
Sayamayacağım kadar fazla şey yapıyor senin için.
Temos de nos lembrar de tanta coisa...
Bu işi kaldıracak kadar zeki miyim bilemiyorum.
O meu coração não batia com tanta força desde aquela final de torres de copos.
Bardak dizme yarışmasının finallerinden beri kalbim böyle hızlı atmamıştı.
Tanta neve.
Çok fazla kar var.
Tanta coisa para isto.
Onlar için fazla geldi
Como pode ter tanta certeza?
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Pois, eu não tinha tanta certeza disso.
Bu konuda o kadar emin olmazdım.
Tenho tanta pena.
Üzgünüm.
E duvido que você tenha tanta sorte. Para onde pensa que vamos com o meu dinheiro?
Benim para mı alıp ne yapacaksınız?
Como é que uma aranha, mais pequena que a unha do polegar, consegue produzir rapidamente tanta seda intriga os cientistas.
Başparmak tırnağından büyük olmayan bir örümceğin nasıl bu kadar çok ipeği bu kadar hızlı üretebildiği bilim insanlarını hayret ettiriyor.
Quem abandona uma caravana com tanta pressa que até esquece a carteira?
Kim cüzdanını bırakıp aceleyle karavanı terk eder ki?
Tenho tanta coisa a acontecer.
Hiç boş zamanım yok. Sienna'yla kahve içeceğim.
Usei tanta cola para as fazer.
Boncukları yapıştırayım derken bir sürü yapıştırıcı soludum.
Porquê tanta demora com a Ginger Ale?
Carol, neden zencefilli gazoz kapıp getirmiyorsun?
Mas é necessário tempo para eliminar tanta água.
Ama o kadar çok suyu süzmek zaman alıyor.
Com tanta gente a viver nos parques nacionais, o conflito era inevitável.
Milli parklarda yaşayan çok sayıda aile yüzünden çekişme kaçınılmaz.
O Estado argumentou que seria preciso uma grande conspiração e tanta gente para o fazer que isto não poderia ser possível.
Savcılığın öne sürdüğü, bunun pek çok kişinin dâhil olması gereken geniş kapsamlı bir komplo kurularak yapılabileceği ve bunun da imkânsız olduğu.
TIO DE STEVEN Sei que perdemos o julgamento, mas que penso que agora a comunidade não tem tanta certeza sobre se o Steven e o Brendan fizeram isto, como tinha antes do caso do Steve começar.
Davayı kaybettiğimizi biliyorum ama bence artık toplum Steven ve Brendan'ın bu cinayeti işlemiş olmasına Steven'ın davasına başlamamızdan öncesine kıyasla çok daha fazla şüpheyle bakıyor.
Tanta concentração.
Konsantrasyona bak.
Tenho um bom trabalho, ganho muito. Não necessito de tanta precisão.
Ekmeğimi elime almışım, işlerim tıkırında, böyle bir strese bulaşmama gerek yok.
Por que estou com tanta sede?
Neden çok susadım?
Com tanta cavalaria a vir, não haverá fazendas para proteger.
Bu miktarda süvari gelirse koruyacak bir çiftlikleri de kalmayacak.
- Entre tanta gente para nos salvar...
- O kadar insan varken bizi kurtaran...
Onde é que armazena tanta informação inútil?
Bu işe yaramaz bilgileri nerede saklıyorsun?
Bajulei tanta gente.
Tanrım, o kadar çok kıç yaladım ki.
Mas ainda há tanta coisa a fazer.
Fakat kontrol edilecek daha çok şey var.
Agora percebo porque é que tanta gente nos liga por causa de malas suspeitas.
Bu yüzden şüpheli çantalar yüzünden o kadar insan arıyor demek.
Não sei, não teria a tanta certeza.
Bilmiyorum gerçi. Emin değilim.
Destruíste-me tanta imagem mental.
İçimde ki yaşama sevincini alıyorsun.
Não queria saber tanta coisa a meu respeito.
Hakkında öğrenmek isteyeceğinden biraz daha fazla bilgi.
Não seria capaz de matar tanta gente e dormir como uma pedra se sentisse cenas como amor.
Sevgi gibi zırvalar hissediyorsan benim kadar insan öldürüp mışıl mışıl uyuyamazsın.
Lamento que tenha tido tanta infelicidade.
Durumun için üzüldüm.
Porque tens tanta certeza?
Nasıl bu kadar eminsin?
Sinto tanta falta de San Diego e daquele tempo perfeito.
San Diego ve harika havasını çok özlüyorum.
Tanta autenticidade.
Böyle bir orijinallik.
Não me apercebi que houvesse aí tanta subtileza.
Vay canına. Bu kadar inceliği olduğunu bilmiyordum.
As crianças têm tanta sorte por a terem.
Çocuklar sana sahip oldukları için çok şanslılar.
Mas há tanta burocracia na embaixada, que nem vale a pena discutir.
Her neyse, elçilikte çok fazla bürokrasi işi var, tartışmaya bile değmez.
Tens tanta gracinha, Troy!
Troy, bu komikti.
Estou farto de tanta mentira.
Tüm bu yalanlardan bıktım usandım.
Já não tenho assim tanta certeza.
Artık çok emin değilim.
- Como tens tanta certeza?
- Nasıl emin olabiliyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]