English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tear

Tear translate Turkish

88 parallel translation
Então você disse-me que a sua força acabaria Se eu cortar o seu cabelo para a teia do meu tear.
Sonra saçını dokuma tezgahıma bağlarsam kuvvetinin gideceğini söyledin.
Olhe agora para o meu tear.
Tezgahımın haline bak!
Quer todos os tecidos de tear doméstico da Galileia.
Galile'deki tüm ev dokumalarını alacak.
"Apressai-vos lentamente e nunca percais a coragem 20 vezes no tear, reponham a vossa obra."
"Yavaşça hızlan sonra, yüreği kaybetme sakın. Tezgâhta yirmi kere, dokumaya devam et sanatını."
O tear do tempo e do espaço, produz as mais espantosas transformações da matéria.
Zaman ve uzayın döngüsü,... maddeyi inanılmaz bir şekilde dönüştürüyor.
Esta intricada e maravilhosa rede de neurónios, foi descrito como um tear encantado, onde milhões de lançadeiras brilhantes, tecem um padrão desagregado, sempre com sentido, mas nunca permanente.
bu karmaşık ve mucizevi nöron ağı muazzam bir sarmal içinde yaşamın en güzel desenlerini bizler için örüyor.
Ba também te ensinará a ti como tear.
Ba sana da eğirmeyi öğretecek.
- Primeiro tear.
- Önce eğir!
Vai ter uma janela saliente, um sofá do amor e um tear.
Bu kez kesmeyeceğim çünkü, benim hiçbir suçum yok. Ve söylediğini duymak istiyorum.
Sim, porque sempre quisemos ter um tear com uma bela vista.
Ne Al? Onu.
I'll tear both of you into pieces right here!
Bıktım ulan, gebertcem sizi!
- A sério? Viste o tear?
Dokuma tezgahını gördün mü?
Traz-me o tear.
Bana dokuma tezgâhımı getir.
Para que queres tu o tear?
Tezgâhı ne yapacaksın?
Esse tear é tão antigo...
O tezgâh çok eski.
Traz-me o tear.
Bana tezgâhı getir yeter.
O único tear que resta na vila é este da tua mãe.
Köyde sadece annenin tezgâhı kaldı.
Ela quer reparar o tear e coser ela o pano.
Tezgâhı onarıp kumaşı dokumak istiyor.
- Sim, "Script For A Jester's Tear." - Sim.
Şey mi, "Soytarının Gözyaşı." Evet.
Tear ( lágrima )... ah... ah...
Tear... ( Göz Yaşı'nin İngilizcesi )
Ian Curtis... autor de... Love Will Tear Us Apart... morreu hoje.
Ian Curtis....... "Aşk bizi ayıracak" ın... yazarı bugün öldü.
"Let us roll all our strength and all our sweetness " up into one ball, and tear our pleasures with rough strife
Gel bütün gücümüzü, bütün gönül hoşluğunu bir yumağa sarıp, sarmalayalım ;
# Tear off your own head #
* Gözyaşlarına son ver *
# They're takin'over and they're tear in'it down #
* Kadınlar dizginleri ele alır ve erkekleri oynatırlar *
- Fazemos muita roupa neste tear.
Çoğu kıyafetimizi bu tezhâhta yaptık.
Um tear...
Meyve tezhâhı...
Meu Deus. Isso ia ficar tão bem com o meu tear.
Dokuma tezgâhımla çok uyumlu olurdu.
Compraste um tear? Que engraçado!
Kendine dokuma tezgâhı mi aldın?
Querido, porque é que compraste um tear?
Yavrum, neden tezgâh aldın?
Estava a trabalhar com peixes luminosos e pensei... "tear".
Fosforlu balık üzerine çalışıyordum, sonra düşündüm ki "dokuma tezgâhı".
Estou a dizer-te! Próximo, ACL Tear! Pronuncia-se "Aseel," senhor.
Şikayet edicem seni! Sıradaki, ACL Tear! "Aseel," diye okunuyor, efendim
ACL Tear.
ACL Tear.
Mas quais as probabilidades de isso acontecer, ACL Tear?
Böyle şeyler olur dimi, ACL Tear?
O seu nome é ACL Tear.
ve adı ACL Tear.
- Vai-te a eles, Tear.
Hepsini, ağlat.
Ela é esperta, talentosa e linda... ¶ Wear and tear...? ¶
Akıllı ve yetenekli olduğu kadar güzel de.
Que se lixe o tear! Que se lixe o Reparador!
Başlarım tezgaha da Tamirci'ye de.
Chamamos a isto o Tear do Destino.
Buna Kader Tezgahı diyoruz.
Vês como um fio falhou o tear e ficou por cima?
İpliğin ilmiği kaçırıp nasıl üstte olduğunu görüyor musun?
O tear fornece-a. Eu interpreto. Tu executas.
Tezgah iletir ben yorumlarım sen yaparsın.
Recebemos ordens de um tear.
Emirlerimiz bir tezgahtan geliyor.
Depois de entrar para a Fraternidade, descobri que o nome de Max Petridge já tinha aparecido no tear semanas antes de ele matar o juiz e que um membro da Fraternidade não tinha conseguido puxar o gatilho.
Kardeşlik'e kabul edildikten sonra Max Petridge'in adının hakim öldürülmeden haftalar önce hedef olarak geldiğini ancak bir Kardeşlik üyesinin tetiği çekemediğini öğrendim.
- Tear.
- Gözyaşı.
# Tear down the mountain Yell, scream and shout #
* Dağları yık * * Çığlık at, bağır ve çağır *
... que foram obrigados a entregar os seus meninos-de-amor às três megeras velhas do destino a megera zarolha do dólar heterossexual a megera zarolha que pestaneja dentro do útero e a megera zarolha que nada faz senão abancar o cu e tesourar os fios intelectuais dourados no tear do artífice,
Aşkoğlanlarını kaderin şirret üç ihtiyar kaşarına heteroseksüel doların tek gözlü kaşarına dölyatağından göz kırpan ve kıçını kırıp oturmaktan dokuma tezgâhındaki aydınlanmış altın sarısı ipleri kırpmaktan başka bir şey yapmayan tek gözlü kaşara kaptıranlar.
Cantem antes a "Eliminá-los".
"Tear it Down" u göreyim.
Sing for the laughter, sing for the tear
* Kahkahalar için söyle, gözyaşları için söyle *
O tear faz barulho ;
Tezgâh gıcırdıyordu.
Tear.
Yüdan.
# remember when we were young and brave # # nothin'could tear us apart... # E embora seja difícil às vezes... você tem que tentar ser honesto.
Bazen zor olmasına karşın dürüst olmak zorunda kalırsınız.
- Ooh! Nada o pode parar! Nada pode parar este miudo!'Ao caminho, ACL Tear - vamos lá.
Ooh!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]