Translate.vc / Portuguese → Turkish / Teresa
Teresa translate Turkish
1,889 parallel translation
Teresa Colvin foi minha parceira.
Teresa Colvin benim ortağımdı.
Teresa Colvin deu-me uma nova ordem.
Teğmen Colvin yeni bir şey istedi.
Teresa Colvin não é a rainha. Ela é Superintendente.
Teresa Colvin balo kraliçesi değil, baş komiser.
Teresa, não pensei que te ia ver tão breve.
Teresa. Seni bu kadar çabuk göreceğimi sanmıyordum.
Sou optimista Teresa, mas... estou ocupado a viver a vida real.
Ben iyimser bir adamım Teresa, ama gerçek dünyada yaşamak gibi bir yüküm var.
Teresa Colvin devia ser a única a saber que eu estava infiltrado.
Gizli görevde olduğumu yalnızca Teresa Colvin bilmeliydi.
- E ela não fazia isso.
- Ve Teresa da yapmazdı.
Quando Teresa Colvin me encontrou, eu tinha 12 anos e ficava de vigia para uns traficantes.
Teresa Colvin beni bulduğunda 12 yaşındaydım. Uyuşturucu tacirleri için gözcülük yapıyordum.
Disse à Teresa que tínhamos o carro amanhã.
Theresa'ya arabayı yarına kadar alacağımızı söyledim.
Obrigado, Teresa.
Sağ ol Theresa.
Era muito tarde, Theresa.
Gerçekten geç oldu, Teresa.
- A Teresa sabe disso?
Theresa'nın haberi var mı?
Teresa, mal sobreviveste a um voto de não-confiança.
Teresa, güvenoyu oylamasını kıl payı aştın.
E sejamos honestos, Teresa. Era bom mudar o jogo agora.
Dürüst olalım, Teresa şu anda durumun değişmesi işine gelir.
Não é quantas vezes caímos, Teresa. É quantas vezes nos levantamos.
Kaç defa düştüğümüz değil, Teresa, kaç defa tekrar kalktığımız önemlidir.
Teresa, quando ajudei a colocar-te neste cargo, fiz isso porque queria o teu sucesso.
Teresa, senin bu işi almana yardım ederken bunu başarmanı istediğim için yaptım.
Quando os mídia começarem a cantar as canções da Superintendente Teresa Colvin, Teresa Colvin não se esquece de quem a colocou no jogo.
Basın baş komiser Teresa Colvin'i yücelten şarkılar söylemeye başladığı zaman Teresa Colvin kimin onu dansa kattığını unutmayacak.
Pensei que a Teresa Colvin estivesse sob rédeas curtas.
Teresa Colvin'i kontrol altına aldın sanıyordum.
Não te preocupes, já tratei dela.
Teresa Colvin için endişelenme. Onu hallettim.
- Teresa, eu não...
- Teresa, ben...
Vou ligar para a Teresa Colvin.
Teresa Colvin'i arıyorum.
Teresa, vamos.
Teresa...
Estão com medo de que a Teresa Colvin fique de olho na construtora, e nos empregos sem presença.
Teresa Colvin'in inşaat işlerini incelemesinden rahatsızlar. İşe gelmeyenler meselesi.
Estive a pensar num jeito de proteger os nossos interesses e testar a lealdade da Teresa Colvin ao mesmo tempo.
Hem çıkarlarımızı korumak, hem de Teresa Colvin'in bağlılığını test etmek için bir şey düşündüm.
Teresa, gostava muito de ver Davis nos Gangs.
Teresa, David'i çete soruşturmalarında görmek isterim.
Não és a única que se preocupa com o estrangulamento que o Ronin Gibbons faz nesta cidade, Teresa.
Gibbons mutlu olmaz. - Gibbons'ın bu şehir üzerindeki baskısından rahatsız olan tek sen değilsin, Teresa.
- Deve ser da Teresa Colvin.
- Teresa Colvin'inki olmalı.
Não me esforcei para tratar do problema Teresa Colvin.
Belki de Teresa Colvin problemini çözmek için yeterince uğraşmadım.
A Teresa Colvin testemunhou hoje de manhã.
Bu sabah Teresa Colvin ifade vermiş.
A Teresa Colvin disse ao grande júri que há um polícia infiltrado no gang do Killian.
Teresa Colvin jüriye, Killian'ın adamlarının arasında gizli bir polis olduğunu da söylemiş.
Sou o Chefe de Gabinete da Teresa Colvin, por Deus.
Teresa Colvin'in personel şefiyim.
- Teresa, é bom vê-la.
- Terasa.
Sei que tu e a Teresa Colvin estão a fazer tudo para destruir a minha carreira, roubar a minha liberdade.
Teresa Colvin'le birlikte kariyerimi yok etmek ve özgürlüğümü elimden almak için çalıştığınızı biliyorum.
Eu apoiei a promoção de Teresa Colvin a Superintendente.
Teresa Colvin'in baş komiserliğe terfi etmesinde ısrar etmiştim, hata yaptım.
Teresa, esta é a sua carta de renúncia.
Teresa, bu istifa mektubun.
Ela ainda culpa a Teresa pela morte do Antonio.
Antonio'nun ölümünden dolayı hâlâ Teresa'yı suçluyor.
A Teresa ajudava o Antonio e a família, com alguns cheques.
Teresa, her birkaç ayda bir ailesine çek yazarak Antonio'ya yardım ediyormuş.
Ellis, se o grande júri me indiciar, o que temos sobre a Teresa Colvin não vai ter grande importância.
Ellis, büyük jüri suçlu bulduğu takdirde Teresa Colvin'e karşı elimizdekilerin hiçbirinin öneminin kalmayacağını biliyorsun.
Mas não podes deixar que o teu trabalho seja a tua vida, Teresa.
Ama işinin tüm hayatın olmasına izin veremezsin.
Ninguém queria que a Teresa Colvin fosse um sucesso mais do que eu. Mas a Superintendente Colvin falhou na sua liderança, e falhou na sua missão de extirpar a corrupção da cidade.
Teresa Colvin'in başarılı olmasını benden daha çok isteyen olmamıştır ama Baş komiser Teresa Colvin liderliğindeki teşkilat bu şehirdeki yolsuzluğun kökünü kazıma görevinde başarısız oldu.
É hora de votarmos pela recomendação de separação de Teresa Colvin da Polícia de Chicago.
Teresa Colvin'in Şikago Polis Birimi'nden ayrılması yönünde tavsiyede bulunmayı oylamamızın vakti geldi.
Os teus dias em Chicago estão contados, Teresa.
Şikago'daki günlerin sayılı, Teresa.
Precisam desses empregos desesperadamente.
Bu işlere çok ihtiyaçları var, Teresa.
Acham que sou o informador dela, não é?
Beni Teresa'nın köstebeği sanıyorlar.
Deve haver um motivo para a Teresa estar atrás de ti.
Teresa'nın seni hedef alması için bir sebebi olmalı.
Conversei com a Teresa. Mencionei este lugar em específico.
Teresa ile konuştum ve özellikle buradan bahsettim.
Sr. Hampton, você é Chefe de Gabinete de Teresa Colvin.
- Bay Hampton. Siz Teresa Colvin'in personel şefisiniz.
No local estava a Superintendente Teresa Colvin, deitada na rua...
Baş komiser Teresa Colvin, yaralı hâlde yerde yatıyor.
Teresa.
- Teresa.
O que eu queria, Teresa, era promover o Ten.
- Güzel.
- Teresa.
- Teresa.