Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ters
Ters translate Turkish
7,772 parallel translation
Isso podia ser-me prejudicial.
Benim için ters tepebilir.
Não sei o que dizer... excepto que era uma boa irmã.
Ne diyeceğimi bilmiyorum. Mizacı ters olabilir ama bana iyi baktı. İyi bir kardeş olduğu gerçeği dışında.
É este sítio, estas pessoas, alguma coisa está mal.
Bu yerler, bu insanlar... Burada bir şeyler ters gidiyor.
Preciso que o coloquem de costas.
Ters çevirin.
Se o pior acontecer... acho que terás que encontrar um novo agente de campo.
İşler plâna ters gidiyorsa kendine yeryüzünde yeni bir yardımcı bulmalısın.
Já vi o que acontece quando dão errado.
İşler ters gidince olanları bizzat gördüm.
Nada pode correr mal esta noite, Gabe.
Bu gece hiçbir iş ters gitmemeli Gabe.
Sabe que se passa algo.
Bir şeylerin ters gittiğinin farkında.
Achas que o acordo vai ser desfeito?
- Sence anlaşma ters gider mi?
Gostava que esse número tivesse um "2" atrás.
Keşke o numara ters olsaydı.
E também uma daquelas latas que dizem "muuu" quando se viram?
Bir de ters çevrildiğinde möleyen kutu kalmış.
Os radicais não penduram a bandeira de cabeça para baixo.
- Gerçek radikaller propaganda posterlerim ters asmaz.
A Farmacêutica Gamma Grade reportou que a pesquisa da vacina correu mal.
Gamma Grade Eczacılık araştırmalarının ters gittiğini bildirmiş.
A primeira vez que disparei uma arma, caí por causa do coice.
Ben ilk vurduğumda ters tepki beni kıçımın üstüne düşürmüştü. - Ama sen sabitsin.
- Tens a camisola ao contrário.
- Tişörtünü ters giydin.
Vejamos se me consegues dizer o que realmente correu mal naquela noite.
Bakalım o gece ne ters gitmiş öğrenebilecek miyiz?
Até o Flash levanta-se com o pé esquerdo em algumas manhãs.
Flash bile yatağın ters tarafından kalkabiliyor sabahları.
Se o Joe tiver razão, se lhes contar e se correr mal?
Joe haklı çıkar da, onlara söylediğimde ters tepki verirlerse?
Wells também ameaçou Iris, então, se correr mal aqui, precisamos que cuides dela
- Wells, Iris için de bir tehdit. Burası ters giderse, Wells'i etkisizleştirene kadar ona göz kulak olacaksın.
Proteger-te caso alguma coisa corra mal?
Sorunu dondurmamı mı? Bir şeyler ters giderse diye seni korumamı mı?
Ele viu um lugar, mas um tipo num BMW veio do outro lado, em contramão, e meteu-se à frente dele.
Sonra Joe boş bir park yeri gördü ama BMW süren bir herif ters yönden girip yeri kapmıştı.
Tenho devidamente ouvido todos os depoimentos, e não encontro nenhuma evidência convincente para contestar o veredicto de que a morte da Srta.
Usule uygun olarak her şahitliği dinledim. Ve Bayan O'Keefe'nin ölümünün trajik olduğu hâlde Bayan Borden'nın nefsi müdafaasının sonucunda gerçekleştiğine ters düşen ikna edici bir delil bulamadım.
Temos quase certeza que não foi você quem matou pessoas quando as coisas correram mal.
Şundan da eminiz ki işler ters gittiğinde insanları öldüren yalnız siz değilsiniz.
Como eu disse, Algo está mal.
Dediğim gibi ters giden bir şeyler var.
Acontece que elas só estão a piorar.
Gel görelim planlarım ters tepti.
O Bill Peterson pode não ser uma pessoa muito cordial, mas não é um traidor.
Bill Peterson, biraz ters bir adamdır, ama hain değil.
Estou a dizer-te, Caitlin.
Ters bir şeyler var.
Goebbels teria dado voltas no túmulo.
Goebbels mezarında ters dönmüştür.
Algo se passou.
Bir şeyler ters gitti.
- Ele é um ladrão às avessas.
Bence ters hırsız.
Tudo aquilo que a Procuradoria tinha sobre o roubo do Aaron, há 3 anos atrás...
Aaron Brown'ın üç sene önce ters giden soygunu hakkında bölge savcısındaki her şey.
- Estou a ir, vem se quiseres.
- Gidiyorum. - Ters giden bir şeyler var.
Alguma coisa se passava e tu sabes disso.
Ters giden bir şey vardı, sen de bunun farkındaydın.
Mas a Taylor está a dar outra impressão.
Fakat Taylor ters bir izlenim veriyor.
O detalhe da cruz invertida, mostra o seu desejo de deixar o espectador e talvez ele mesmo surpreendidos.
Buradaki ters haç ile sanatçı, izleyicilerin hayalinde bir şeyler canlandırmalarını istemiş olabilir... ya da... tam tersi...
A forma em que a garganta é cortada e o corpo invertido... Os assassinatos de Durham.
Boğazın kesilmesi, vücudun ters çevrilmesi Durham Cinayetleri.
Se perfurada, pode resultar em grande perda de sangue, especialmente se enforcado de cabeça para baixo.
Özellikle vücut ters asılırsa, oradan çok fazla kan kaybı yaşanır.
O sangue da ferramenta usada para matar Grant, ele está usando para pintar uma cruz invertida, para terminar aquela imagem do Enforcado.
Grant'i öldürmek için kullandığı bıçaktaki kanı ters haçı çizmek için kullandı, böylece Asılı Adam resmini bitirmeye çalışıyor.
És o tipo do mortal com o microfone.
Mikrofonlu ters taklacı çocuk.
- O tipo do mortal com o microfone.
- Mikrofonlu ters taklacı.
Fiz figura triste em frente à miúda que amo ao fazer um mortal e ao aterrar de cara no chão e ao enfiar o microfone no...
Sevdiğim kızın önünde kendimi küçük düşürdüm. Ters takla attım ve suratımın üstüne düştüm. Sonra da kıçıma bir mikrofon...
És o tipo do mortal com o microfone.
Mikrofonlu ters taklacı çocuksun.
Foi tão fácil manipular-te, rapaz do mortal com o microfone.
Seni manipüle etmek hiç zor değildi mikrofonlu ters taklacı.
Algo está muito mal.
Ters giden bir şey var.
Largar é atirar, cima é baixo, porque é tudo ao contrário contigo?
Aşağı yukarı demek, yukarı aşağı demek oluyor. Neden seninle ilgili her şey ters olmak zorunda?
A física deste planeta é...
Bu gezegenin fiziği biraz ters.
É o lado errado.
Yalnız, ters o. Öyle... - Haydi!
Tenho problemas com isso.
Bu bana ters çünkü... mahkeme olması için yargıçlık edecek yetkiniz olması gerekir.
Passa-se alguma coisa.
Ters bir şeyler var.
Alguma coisa não está certa.
Ters giden bir şeyler var.
Isso é tipo o lado oposto do espectro, não é?
Tam ters yöne gitmiş değil mi?