Translate.vc / Portuguese → Turkish / Thaddeus
Thaddeus translate Turkish
131 parallel translation
Eu sou Tadeu.
Ben Thaddeus.
Chamo-me Thaddeus Harris.
Benim adım Thaddeus Harris.
O Capt. Thaddeus Harris, do Departamento de Polícia Metropolitana.
Yüzbaşı Thaddeus Harris, İl Emniyet Müdürlüğündenim.
Thaddeus.
Thaddeus.
Thaddeus!
Thaddeus!
- Thaddeus.
- Thaddeus.
Você é Thaddeus Beaumont?
Siz Thaddeus Beaumont musunuz?
Cuidado, Thaddeus.
Dikkatli ol.
Espero que não sejas tu, Thaddeus. Odiaria pensar no George Stark I do hope it's not you, Thaddeus.
Umarım sen değilsindir, Thaddeus.
Boa sorte, Thaddeus.
İyi şanslar.
Capitão Thaddeus Harris e nesta mala tenho equipamento de escuta de alta tecnologia americana.
Ben Yüzbaşı Thaddeus Harris. Bu vakada kullanmak için Amerikan dinleme cihazları getirdim.
Thaddeus Roarke, negociante de armas internacional analista de sistemas de armas electrónicos, um tipo mau, em geral.
Thaddeus Rourke, uluslararası silah satıcısı... elektronik silah sistemleri analisti, girişimci, genel bir kötü herif.
- Thaddeus, temos de atravessar...
Thaddeus, Bu işlemden geçmeliyiz.
Temos razões para acreditar que Thaddeus Roarke está a cooperar com o Congressista Harrington para sabotar o Projecto Onda de Choque, que vai ser testado...
Thaddeus Rourke'un Kongre üyesi Ian Harrington ile birlikte... Şok Dalgası Projesini sabote etmeye çalıştığına dair sebeplerimiz var. - Ki test zamanı...
Até o nome é ultra-secreto, no entanto você, Mr. Kent, liga-me não só com conhecimento do projecto mas com suspeitas que Roarke tenciona sabotar o teste que se avizinha um teste que começa dentro de seis minutos e meio.
Bu isim çok gizliydi, ta ki, Bay Kent, siz beni arayıp... sadece projeyi sizin bilmediğinizi söyleyene kadar... ama Thaddeus Rourke'dan şüpheleniyorsunuz... daha önce memnun olmadığım anlaşmalar yaptığım kişi... ve 6,5 dakika sonra gerçekleşecek olan... testimi sabote etmeye kalkacak kişi.
Ele nunca foi descrito como um optimista.
Kimse Thaddeus Rourke'u iyimser olarak tanımlamazdı.
Thaddeus, ainda sou seu rei.
Hayır. Akıllıca mı?
Nunca falei tão a sério em toda a minha vida.
- Thaddeus, ben hâlâ senin kralınım.
Thaddeus, nenhuma mais visita até termos este assunto resolvido.
Girişimciliğiniz için kendinize başka bir yer bulmalısınız. - Ciddi misin? - Hayatımda bu kadar ciddi olmamıştım.
E quem matou Thaddeus? Segallus informou-me que Thaddeus teve um acidente infeliz.
Bunu güzel bir şekilde yapacağız hem de çok güzel bir şekilde.
Onde? Ali.
Segallus, bana bundan bahsetti Thaddeus'un başına talihsiz bir kaza gelmiş.
Thaddeus! Saturno!
Nişan al!
Hércules, conheça alguns de meus melhores soldados.
Adamlarım! Yoldaşlarım nerede? Thaddeus!
Este é o Coronel Thaddeus Riker depois de ter sido ferido na Montanha dos Pinheiros.
Bu Albay Thaddeus Riker, Pine Dağı'nda yaralandıktan sonra çekilmiş.
Apresento-lhe o Professor Thaddeus Morton, raptado do M.l.T há 6 meses.
Profesör Thaddeus Morton. Altı ay önce MlT'den kaçırıldı.
Conheci o Thaddeus em Georgetown.
- Evet. Georgetown'da tanışmıştık.
Milo Thatch. É um prazer conhecer o neto do Thaddeus.
Thaddeus'un torunuyla tanıştığıma sevindim.
Um tipo chamado Thaddeus Thatch.
Thaddeus Thatch adında bir dost.
- Eu sou Rollin H. Parker... emissário pessoal do Sr. Thaddeus Rains... presidente dos caminhos de ferro de Rock Northern.
Ben Rollin H. Parker. Bay Thaddeus Rains'i temsilen buradayım. Kendisi Rock Kuzey Demiryolu'nun başkanıdır.
Este senhor é o famoso Allan Pinkerton... fundador do Serviço Secreto... e actualmente trabalha para o Sr. Thaddeus Rains.
Bu, Allan Pinkerton. Kendisi Bay Rains'le anlaşarak gizli servisi kurmuştur.
Mande o Sr. Thaddeus Rains enfiar isto onde o sol não bate.
Bay Thaddeus Rains'e, bunu güneşin parlamadığı bir yere koymasını söyleyin.
Sr. Thaddeus Rains.
Bay Thaddeus Rains efendim.
- A lei não toca em Thaddeus Rains.
Kanunlar Thaddeus Rains gibi adamlara dokunamaz.
Thaddeus Rains nunca mais virá ao Oeste!
Bunu yaparsanız, Rains bir daha asla Batı'ya gelmez!
Mas terei com um júri comprado por Thaddeus Rains?
- Rains'in taraftarı bir jüriyle mi karşı karşıya olacağım?
Sou culpado de muitas coisas... mas naquele dia foi Thaddeus Rains e Parker.
Pek çok nedenden dolayı suçluyum ama. bunu yapan Bay Thaddeus Rains ve Parker'dı.
Eu só devia ter morto o Thaddeus Rains.
- Rains'i öldürmeliydim.
Alguém de nome Irmão Thaddeus.
- kardeş Thaddeus adında biri.
Thaddeus Blake?
- Thaddeus Blake?
Irmão Thaddeus.
- Kardeş Thaddeus.
Irmão Thaddeus disse que traria uma nave de guerra,... e que os escravos nunca iriam, poder aterrar.
Kardeş Thaddeus, senin bir savaş gemisi getireceğini söylemişti... Ve köle tacirlerinin birdaha buraya gelemiyeceğini bildirmişti.
O Irmão Thaddeus não lhe contou?
- Kardeş Thaddeus, sana söylemedi mi? - Hayır.
Pensa que ele é ingénuo,... mas o Thaddeus Blake que eu conheci entrava por uma horda de Magog em Kingfisher e fazia-os ver o Caminho.
- Sen, onun toy olduğunumu düşünüyorsun... Ama benim, yalıçapkınında Magog'un bir sürüsüne bedel bildiğim Thaddeus Blake Ve yola vermesi için onları yardım etti.
Irmão Thaddeus era meu professor e meu amigo.
Kardeş Thaddeus, benim öğretmenim ve benim arkadaşımdı.
Thaddeus Blake,... Eu lembro-me de ti.
Thaddeus Blake Ben, seni hatırlıyacağım
Thaddeus, sinto muito.
Thaddeus, üzgünüm.
Irmão Thaddeus era um homem bom, mas não era perfeito.
Kardeş Thaddeus, iyi bir adamdı Ama mükemmel değildi.
Irmão Thaddeus treinava-me para o suceder, mas nunca imaginei que seria chamado tão cedo.
Kardeş Thaddeus, beni eğitiyorduama ben asla yakında öyle çağırılacağımı hayal etmiyordum.
Thaddeus Blake ensinou-me o Caminho.
Thaddeus Blake, bana yolu öğretti.
Ai, Thaddeus.
Şuradakine, hepsini koyacağım!
Quanto ao rei está com a filha dele.
Kral Midas nerede? Ve Thaddeus'u kim öldürdü?