English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tillman

Tillman translate Turkish

247 parallel translation
Eu, coronel Thurston Tillman, de Rutledge Hall, do Condado Príncipe Edward... faço neste vigésimo dia de abril de 1861... manu... subscrevo voluntáriamente e para sempre quitada a reivindicação... do corpo e dos serviços do menino escravo chamado...
"Ben, Albay Thurston Tillman, Rutledge Hall, Prince Edward İlçesi'nde yaşayan " 1861 yılı Nisan ayının 12'sinde, "azad..."
É óbvio que a BJ e o Tillman estão a ter um caso.
- Nasıl yani? BJ ve Tillman'ın bir ilişki yaşadıkları çok bariz.
E o Tillman é o pai.
Bebeğin babası da Tillman.
Bem, vou pedir ao Tillman que o vá buscar.
Tillman'ı, seni alması için, arayayım.
A BJ vai atrás do Tillman.
BJ, Tillman'ın peşinde.
- E eu penso que será o Tillman.
- Bence o kişi Tillman.
O Tenente Tillman preencheu uma petição para adoptar a criança e o caso será brevemente apresentado aos tribunais.
Teğmen Tillman, çocuğu evlat edinmek konusunda başvuruda bulundu. Başvuru ise, yakında mahkemelerde görüşülecek.
Continuamos à espera que Tillman comece a reclamar.
Tillman Reclamation'ı hala bekliyoruz.
O Foley fez-me lembrar daquele tipo, o Carl Tillman.
Foley bana şu Carl Tillman'ı anımsattı.
É melhor começares pelo Mr. Tillman.
Bay Tillman ile başlasan iyi olur.
Mr. Tillman vai recuperar e ninguém se magoou a sério.
Bay Tillman iyileşecek, ve kimse ciddi bir yara almadı.
Chegaram as análises de Mr Tillman.
Mr Tillman'ın sonuçları geldi.
Diz a Mrs. Tillman que já vou. Óptimo.
Mr Tillman söyle birazdan orada olacağım
- Mr Tillman também é meu doente.
- Mr Tillman benim de hastam. - Öyle mi?
- Como correu com Mrs Tillman?
- Mrs Tillmanla nasıl gitti?
- Ele gostou de ti. Mande entrar o Sr. Tilman.
- senden hoşlandı.Bay Tillmanı içeri gönder.
Les Tillman, Agente Especial Johnson do FBI.
Les Tillman. Ben FBI'dan Özel Ajan Johnson.
- Do Tillman Thorp.
- Tillman Thorp'un.
Bem, quando te foste embora, a Sra. Tillman disse que a minha mãe verdadeira era uma drogada do Utah.
Sen gittiğinde, Bayan Tillman bana annemin Utah'lı bir eroinman olduğunu söyledi.
Eu é que preciso de ser tratado, não és tu, portanto vou ausentar-me e tu ficas com a Mrs Tillman. "
"Yardıma ihtiyacı olan sen değilsin, benim. " Bir süre burdan uzaklaşacağım. Bu arada, Bayan Tilman seninle ilgilenecektir.
Mrs Tillman, não vejo o Paul Young há uns dias.
Aa, Bayan Tilman- - Paul Young bir kaç gündür ortalıkta yok.Onu gördünüz mü?
Ai meu Deus, sua mãe é a Senadora Tillman, isso é tão legal.
Tanrım! Senin annen Senatör Tilman! Bu harika bir şey.
Somente a filha da Senadora Tillman.
Sadece Senatör Tilman'ın kızı!
Precisamos conversar seriamente sobre Annabelle Tillman.
Vay canına! Annabelle Tilman hakkında ciddi bir konuşma yapmamız gerek.
Vi o que aconteceu ao Tillman.
Tillman'ın başına gelirken gördüm.
Quando desapareceste, a Sra. Tillman disse que o Mike te levou algures para te matar.
Sen ortadan kaybolduğunda, Bayan Tillman, Mike " ın seni öldürmek için uzaklara götürdüğünü söyledi.
A Sra. Tillman disse que mataste a Sra. Huber porque ela estava a chantagear a mãe.
Bayan Tillman, anneme şantaj yaptığı için Bayan Huber'i öldürdüğünü söyledi.
Sra. Tillman?
Bayan Tillman?
Foi a Felicia Tillman que ligou. Ela é que fez a chamada anónima.
İsim vermeden arayanlardan.
É outra vez a história do Pat Tillman.
Pat Tillman artık yine her yerde.
- Tillman, Bob.
- Tillman, Bob.
Bob, Tillman. - Como vai, Bob?
Bob, Tillman.
Há um par de meses atrás, houve uma incursão no celeiro de Floyd Tillman.
İki ay kadar önce Floyd Tillman'ın ahırına bir saldırı oldu.
É que... a Felicia Tillman forjou a própria morte.
Felicia Tillman'ın ölümü sahte.
Tilman, por que estás aqui?
Tillman, sen neden buraya geldin?
Tilman.
Tillman! Tillman! Tillman!
Tilman.
Tillman! Tillman!
Tens certeza que foi aqui que ele caiu?
Tillman'ın göle burada düştüğünden emin misin?
Tilman?
- Tillman mı? - Bir zamanlar öyleydi.
E na jarra de água do apartamento da Barbara Tillman.
Barbara Tillman'ın dairesindeki vazoda da vardı.
- O meu nome é Tillman.
- Benim adım Tillman.
O meu nome é Tillman.
Benim adım, Tillman.
Tillman.
Tillman.
A tua esposa e a tua filha precisam de ti, Tillman.
Karının ve kızının sana ihtiyacı var, Tillman.
- o quê, Tillman?
- Nedir istediğin?
Queria falar consigo um momento.
Martin Tillman.. Seninle biraz görüşmek istiyorum.
Sigo o rasto duma Magnum 357.
Merhaba ben Martin Tillman.Ben..
- Sra. Tilman.
Bayan Tillman.
Não houve confronto nenhum.
Bir göz korkutma yoktu. Felicia Tillman aramıştır.
O Céu tem se ser sempre azul e limpído!
Tyson Tillman - 16 Haziran 1990
Por favor, Tillman.
Lütfen, Tillman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]