English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tio

Tio translate Turkish

18,345 parallel translation
Não dás as boas-vindas ao teu amado tio?
- Sevgili dayını karşılamak yok mu?
Uma palavrinha, tio.
Konuşalım dayı.
O tio não sabe.
Sen bilmiyorsun.
Tenho sido tolerante consigo, até agora, porque o respeito, por ser meu tio.
Önceden sana karşı toleranslıydım çünkü sana saygı duyuyorum, çünkü dayımsın.
- E quem o impedirá? - O tio.
- Peki buna ne engel olacak?
O tio e os seus homens ficam encarregados do serviço de sentinela em todo o acampamento.
Sen ve adamların artık bütün karargâhın nöbetinden sorumlusunuz.
- A terra é do tio dela.
- Dayısının toprakları.
- O motel é do meu tio.
- Dayımın moteli burası.
Achas mesmo que o teu tio me vai deixar ficar aqui?
Dayının gerçekten burada kalmama izin vereceğini mi düşünüyorsun?
- O teu tio não é um homem bom.
Dayın, iyi birisi değil.
Que a Rebecca foi morta por um dos inimigos do tio.
Rebecca dayısının düşmanlarından birisi tarafından öldürüldü.
E assim, num belo dia na Wilshire Boulevard, Bobby Dorfman chega ao escritório do tio Phil Stern.
Wilshire Boulevard'te bol güneşli bir günde Bobby Dorfman, dayısı Phil Stern'ün ofisine gelmişti.
Não faz mal, tio Phil.
Sıkıntı yok, Phil dayı.
- Isso é fantástico, tio Phil.
Çok iyi düşündün Phil dayı.
- Chega de'tio'Phil, é Phil.
Dayı demeyi bırakalım artık Phil de.
Arranjei trabalho com o tio Phil.
Phil dayım sayesinde bir iş de buldum.
É cliente do teu tio.
- Dayının müşterisi.
Enquanto isso, ele executava tarefas triviais para o tio, e só de pensar que ela estaria livre no sábado seguinte e que a podia ver, já era uma motivação.
Bu sırada Bobby, dayısının verdiği ufak tefek işleri hallediyordu. Ve gelecek cumartesi tekrar boş olacağını ve onu tekrar görebileceği düşünüp, o günü iple çekiyordu.
É como, o meu tio Phil, o teu ex-patrão, tão dinâmico e seguro de si... a confidenciar-se comigo.
Tuhaf, Phil dayım ; eski patronun enerjik ve sorumluluk sahibi olan adam, bana derdini anlattı.
Vais casar comigo ou com o meu tio?
Benimle mi evleneceksin yoksa Phil dayımla mı?
Eu amava-te e tu casaste com o meu tio, o que faz de ti... minha tia.
Sana âşıktım ve sen dayımla evlenmeye karar verdin... -... ki bu durum seni yengem yapıyor. - Tanrım.
Cuidado, tio... ou contarei à minha mãe como o teu homem estava envolvido na morte de Scorann.
Dikkatli ol dayı, yoksa gidip anneme Scorann'ın ölümünün ardında senin adamın Vlade'in olduğunu söylemeli miyim?
Partindo, tio?
- Gidiyor musun dayı?
Slean, anda e ouve as notícias do teu tio.
Slean, gel de amcanın haberlerini dinle.
Se o meu tio descobre o que fiz, estou morta.
Dayım ne yaptığımı öğrenirse ölürüm. - Lütfen?
Fazes ideia do que o meu tio te faria se descobrisse?
Eğer öğrenirse dayım sana ne yapar düşünebiliyor musun?
Nuca devia ter-lhe falado do meu maldito tio.
- O şerefsiz amcama bunu anlatmayacaktım ya.
E, Sheryl... Manda um grande beijo à Shoshana Golden do tio ariano. Já sabes que vou pensar nela.
Sheryl minik Shoshanna Golden'a Aryan amcasından kocaman bir öpücü götürmeyi unutma çünkü hep aklımda olacak.
A Mossad, a China, o Tio Sam e toda a gente que é terrorista têm imensos problemas contigo.
Mossad, Halk Cumhuriyeti Uncle Sam ve kimin iti olduğu belli olmayan teröristlerin artık sana karşı temiz bir garezleri var.
Nem consigo... - Vou ser tio?
- Ben... dayı mı olacağım?
- Sim, vais ser um tio gay.
Eşcinsel dayı olacaksın.
- Ele é o meu tio!
- O benim amcam.
- Vá lá, tio Johnny.
- Haydi Johnny Amca.
- Preciso de falar com o meu tio.
- Amcamla konuşmam lazım.
O teu tio arranjou um produtor musical para te ouvir a cantar na igreja?
Amcan kiliseye seni dinlemesi için plak yapımcısı mı getiriyor?
O meu tio...
Yani, amcam, o...
Só estou a dizer para irmos falar com o meu tio.
Gidip amcamı görelim derim.
Não vou ficar a contar tostões com o raio do teu tio.
Lanet amcanla kuruş hesabı yapmam.
E não vou dizer nada ao meu tio sobre isto.
Ve amcama bu olanlardan bahsetmeyeceğim.
Para além do teu tio.
Senin tío hariç.
E o Zeke foi bem criado, tio.
Ama Zeke iyi yetiştirilmiş, tío.
Não, tio, claro.
Hayır, Tío, claro, claro.
Jackie, sabe, o meu tio tem andado a perguntar quando é que a canção vai estar pronta, e eu ando a mentir-lhe, mas penso que está a começar a suspeitar.
Şey, Jackie, benim tío şarkının ne zaman hazır olacağını sorup duruyor, ben de ona yalan atıyorum ama artık şüpheleniyor.
E se o meu tio descobrir?
Ya tío öğrenirse?
E o teu tio assusta-me um pouco.
Ve ayrıca amcan beni biraz ürkütüyor.
O tio não.
- Sen gelmiyorsun.
Obrigada, tio.
- Teşekkürler dayı.
O seu tio...
Dayınız.
- Liga ao teu tio.
Amcanı ara.
Tenho de ir com o Zeke à entrevista do estágio com o meu tio hoje e... Regina, não posso.
Regina, yapamam.
Merda, não há hipótese de ele não perguntar pela canção.
Zeke ile stajyerlik görüşmesine gideceğim ve benim tio orada olacak ve kahretsin, kesinlikle şarkının nasıl gittiğini sorar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]