Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tomo
Tomo translate Turkish
2,922 parallel translation
Já não tomo Rohipnol.
Rohipnol şimdilik kullanmıyorum.
Então tomo ou não tomo?
Sen bana kullan mı, kullanma mı diyorsun?
E eu tomo conta dele porque este rapaz não pesca nada de nada.
Ben de onu kolluyorum çünkü hiçbir şeyden haberi yok.
Há quatro anos que tomo um por dia.
Son dört yıldır her sabah alıyorum.
Tomo um Rivotril.
Bir tane Rivotril yutarım.
- Eu tomo bem conta dela.
Ona çok iyi bakacağım.
Eu tomo conta dela.
Ben alırım.
Quando tomo banho de sol nu, percebo olhares estranhos.
Çıplak güneşlendiğimde garip bakışlara maruz kalmam haricinde.
Todos os dias tomo decisões.
Her gün kararlar veriyorum.
Eu tomo conta de mim.
Ben kendime bakarım.
Não posso cagar onde tomo banho!
Duş yaptığım yere sıçamam!
- Quantos tomo?
Kaç tane almalıyım?
Eu tomo conta quando ele estiver na cadeira de rodas.
Onu tekerlekli sandalyeye koyduğunda silahı indiririm.
Mas, principalmente, tomo conta da bebé.
Ama çoğunlukla kız bebeğe bakıyorum.
Por exemplo... Eu tomo o meu soporífero antes de ir para a cama, e quando acordo às três, tomo este aqui.
Örneğin, yatağa girmeden önce her zamanki uyku haplarımı alırsam... gece 3'te uyandığımda, bunu alıyorum.
Apercebi-me de que é a última vez que vou estar neste apartamento com aquele sofá, esta cama e que tomo um banho na minha banheira.
Son kez burada olacağımı fark ettim. Bu dairede o koltukta bu yatakta. Son kez o küvette duş alacağım.
Tomo-o por um Rei.
Sizi bir kral olarak görüyorum.
Eu tomo decisões.
Ben de seçim yapıyorum.
Tão somente tomo nota da larga história de registros notavelmente consistentes.
Sadece tarih boyunca süre gelen çok tutarlı raporlara işaret ediyorum.
Por vezes, tomo um copo.
Arada tek kadeh atıyorum.
Porque tomo conta de uma série de malditos apartamentos.
- Çünkü bu apartmanın yöneticisiyim.
Por isso tomo comprimidos para o stress.
Bu yüzden ilaç alıyorum, stres için.
Não tomo Xanax por nada.
Yanımda boşuna Xanax taşımıyorum.
O que eu não tomo!
- Ne almıyorum ki?
Eu tomo isso tudo.
Hepsini alayım.
eu te tiro deste lugar, volto para casa, tomo um duche, ponho um fato, vamos ao centro, ao East Village, a um óptimo restaurante italiano...
Senin aklını çelsem, eve dönsem, duş alsam, takım elbise giysem, şehir merkezine insek, East Village, harika ufak İtalyan restoranı.
Ganhei uma televisão, não preciso de ir à escola, tomo banho todas as Segundas e Sextas.
Bir televizyonum var, okula gitmeme gerek yok. Her pazartesi ve cuma banyo yaparım.
Já não há Chocapic, o que tomo ao pequeno-almoço?
Kahvaltıda ne yiyeceğim ben?
Tomo dois comprimidos para a diabetes, um para o colesterol, um para hipertensão, e tomo Byetta, um medicamento injetável, todas as manhãs, antes do pequeno-almoço, e todas as noites antes do jantar, e isto é o que tenho feito durante quase quatro anos.
Diyabet için günde iki, kolesterol için bir, yüksek kan basıncı için bir hapım var ; ayrıca Byetta adlı enjekte edilen bir ilacı her sabah kahvaltıdan önce ve her akşam yemekten önce kullanıyorum.
Eu tomo conta de ti.
Ben sana göz kulak olurum.
Tomo conta deles uma vez por semana pela minha filha.
Kızım için bir hafta onlara bakmam gerek.
Não bebo, não tomo, deixei e como.
Kullanmıyorum, artık almıyorum, bıraktım ve yiyorum.
Quando tomo o pequeno-almoço com os meus pais... fico a pensar :
Ailemle kahvaltı masasına oturuyorum ve şöyle oluyorum :
- Eu tomo conta de si e da criança.
- Her ikinize de bakarım.
Eu tomo conta de si e da criança.
Her ikinizle de ilgilenirim. Seninle ve bebekle.
Há dois dias que não tomo banho e estou uma lástima.
En son iki gün önce banyo yaptım, berbat durumdayım.
Eu tomo conta disto.
Ben icabına bakacağım.
Eu tomo conta da Lily.
Ben Lily'e bakabilirim.
Prometo que tomo muito bem conta dela.
Ona çok iyi bakacağıma söz veriyorum.
Tomo vitaminas.
Vitaminlerimi aldım.
Eu tomo conta do posto em dias de jogos. - Podes fazer isso por nós? - Estou a quarenta minutos.
- Bunu dinlemek istemiyorum
Não te preocupes com o Willard. Eu tomo conta dele. Malta, vamos fazer isto acontecer, para ir-mos em frente.
Düşünme onu ben halledicem
Eu tomo conta dos meus órgãos. Toma tu conta dos teus.
Ben kendi organlarımı korurum, sen kendininkilerle ilgilen.
Vou só comer ao bar, tomo café aqui e vou para minha casa.
Şuradaki bara yemek için, buraya da kahve için gelirim. Sonra eve dönerim.
Eu tomo conta dela.
Ben de koruyabilirim onu.
Queres ver umas fotos enquanto tomo duche?
- Öyle mi? - Ben temizlenirken fotoğraflara bakmak ister misin?
E tomo as minhas decisões de acordo com isso.
Ben de tüm kararlarımı ona göre veriyorum.
Café é tipo... chá, eu sempre tomo, mas café?
Sürekli çay içerim.
- Tomo nota.
Adam seçimini sana bırakıyoruz.
- Depois tomo nota.
- Yazarım.
Eu tomo uma água.
Bir bardak su alayım ben.