Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tourné
Tourné translate Turkish
48 parallel translation
Em vez de esperar até à próxima temporada para fazer Footsteps, que está bem encaminhada, e se convencermos a Margo a fazer a tourné com Aged in Wood, podíamos produzir Footstepsjá.
.. "Damdaki Ayaksesleri" ni gelecek sezon sahnelemeyi beklemek yerine.. .. ki şu anda oldukça iyi durumda.. .. ve Margo "Ormanda Yaşlanmak" ile turneye çıkmaya ikna edilebilirse..
Faço uma tourné de um ano, tudo.
Bununla bir yıl turneye çıkarım.
John quer que eu faça uma tourné na América.
Amerika turnesine çıkmamı istiyor.
Em poucos anos, estávamos prontos para uma "tourné" de dança.
Birkaç yıl içinde, bir dans konser turuna çıkmaya hazırdık.
A estrela do espectaculo está com hepatite e a tourné foi cancelada até que recupere.
Gösterinin yıldızının hepatiti varmış ve iyileşene kadar da turne iptal edilmiş.
OS GARANHÕES SELVAGENS TOCAM NO GRAND CANYON BILL E TED EM TOURNÉ PELO MÉDIO-ORIENTE ;
"Wyld Stallyns, Grand Canyon'da"
Uma tourné pelos esplendores!
Görkemli bir tura çıktık! - Siz de dahilsiniz.
Lawrence disse-me, que a tourné está a correr bem.
Lawrence'dan haber aldım. İş gezisi çok iyi gidiyormuş.
Um jovem jogador como tu... A tourné pode ser dificil muito cara.
Bu turnuva senin gibi genç bir... bowlingci için çok zor, ve çok pahalı olabilir.
Eu não acho que conseguisse ligar a minha mãe e ao meu pai e dizer-lhes que não tinha o que é preciso para fazer a tourné
Anne ve babamı arayıp... param olmadığı için turnuvaya katılamadığımı söyleyemem.
- Vai em tourné com o Springsteen no Verão.
Evet, bu yaz Springsteen'le turneye çıkıyor.
A tourné dela acabou.
Turu bitti.
Se for um falhanço total, pegamos num poste de stripper... e Trixie e Bambi vão em tourné.
Hem kötü sonuçlanırsa, Trixie ile Bambi yollara düşer olur biter.
Hey, hey, hey. Olhem, o que acontece na Tourné fica na Tourné.
Yolda ne olursa olsun, her zaman yolda kalır.
"Suzie Gold em sua tourné mundial."
Suzie Gold, dünya turundan.
Não está em tourné.
Turneye gitmiyor.
Brian, temos esta tourné...
Bak Brian. Yeni bir tura başlıyoruz.
Tem uma tourné para ensaiar, por isso engole uma salada e depois vem para aqui.
- Alonso yerinde fazla duramaz. Hazırlanması gereken bir turnesi var. Biraz salata tıkınıp hemen buraya geldi.
Estávamos a falar sobre fazer uma tourné de despedida.
Bir veda turnesi düzenlemekten bahsediyorduk. - Evet.
Sempre quis fazer uma tourné de despedida.
Ne olmuş? Ben her zaman bir veda turnesi düzenlemek istedim.
Ouvimos dizer que estão a pensar em fazer uma tourné.
Bir turne düzenleyebileceğinizi duyduk.
ou ir em tourné ou algo assim.
ya da tura falan gidiyorduk.
Era assim que ia ser o resto da minha vida. Estar numa banda, em tourné e tocar em bares. E ouvir as minhas música na rádio de vez em quando, e viver num apartamento.
Bir grupta olmanın ya da kulüblerde çalmanın şarkılarımı arada bir radyoda duymamın ve bir dairede yaşamamın hayatımın geri kalanı olacağını düşünmüştüm.
Mais ou menos a meio da tourné Europeia, eu lembro-me só de ter dito que não iria mais em tourné emquanto não resolvesse isto.
Avrupa turunun yarısında, iyileşene kadar, bir daha tura çıkmayacağım dediğimi hatırlıyorum.
Simplesmente chegou a um ponto durante as duas últimas tournés... Não vou outra vez em tourné de forma nenhuma.
Öyle bir noktaya geldi ki son birkaç turda artık tura gitmemin bile hiç imkânı yoktu.
Às vezes dou-me conta que adormeço quando estou cansado das pessoas ou aborrecido, se não quero socializar e estou preso numa situação dessas, como nos bastidores ou estar em tourné em geral.
İnsanlardan sıkıIır, kendimi uyumuş kalmış bulurdum sosyalleşmek istemiyorsam ya da sahne arkasında bir sosyal duruma ya da genel olarak turda takıImış olmazsam.
HOUDINI, O GRANDE ESCAPISTA - EM NOVA TOURNÉ -
HOUDlNl ZİNCİRLERİNİ KlRAN ADAM TURA ÇlKlYOR
Faremos a tourné das antigas.
Nostalji turu yaparız.
Disse-me que ia fazer uma'tourné'profissional no próximo ano.
Gelecek sene profesyonellerin turuna katılacağını anlattı.
Primeira tourné, primeiro single na rádio e a primeira vez que vou votar, e isso é muito bom.
İlk turnem, ilk kez radyoda parçamın çalınması ve ilk kez oylanacak olmam.... Ve gerçekten harika bir yıl oldu.
Que é uma tourné de verão no "Six Flags".
Six Flags'ta yaz turnesi.
Tiveste mesmo um grande dia hoje. Com, sabes, a tourné Starburst e o "Rock the Vote",
Bugün, büyük bir gün atlattın yani, Starburst Turnesi ve Rock the Vote olayı...
Eles querem-me para uma tourné mundial.
Dünya turnesine çağırıyorlar.
"dentro de 15 dias, no sábado 13 de Junho. " A Philharmonique de Los Angeles anulou a tourné na França, " poderiam substituí-los?
Los Angeles Filarmoni Orkestrası Fransa turnesini iptal etti.
Arranje um patrocinador que os guie, gentilmente, nessa tourné a Paris.
Onlara bir sponsor bulacaksın ve Paris'e uçmalarını sağlayacaksın.
Se os The Who precisam de um teclista durante a sua tourné, ou os Sonic Youth querem uma parte com sintetizador nalguma pista...
The Who'ya turnede klavye lazımsa veya Sonic Youth bir parçasına synth part istiyorsa...
Estava em tourné na Atlanta, por isso...
- Atlanta'ya doğru turdaydım, bu yüzden...
De certeza que não passaste os anos de tourné a ler.
Bunca yıl boyunca zamanını tur otobüsünde...
Sistema de entretenimento de última geração, seis compartimentos privados para dormir, e dois quartos de banho completos, um deles usado pelo Justin Bieber na sua última tourné para encher balões de água.
Son model eğlence sistemi, 6 ayrı özel uyuma alanı, ve iki adet banyo. Justin Bieber son turnesinde bu araca- - jakuzi yaptırdı.
- Ele convidou-me para uma tourné. Mas na manhã seguinte, eu tinha exame final de psicologia.
Sonra da beni, turlarına katılmam... ama sabahleyin prikoloji finalim vardı.
É como dizer que o resto da tourné do JFK em Dallas não ocorreu.
J.F.K.'nin Dallas turunun geri kalanının olmadığını söylemek gibi bir şey bu.
Sou o gerente da tourné.
Tur yöneticisiyim.
Saimos do circuito dos clubes e vamos para a tourné do estádio.
Gece kulübü gezintisini stadyum turuna ekliyoruz.
Seria a última paragem da nossa tourné. Foi drogada.
Turun son durağı olacaktı.
A tourné ia ser em grande.
Tur efsane olacaktı.
Digo, nós aparecemos nas listas e começamos a passar na rádio, nós iamos ser contratados para uma grande tourné.
Listelerde sıraya girmiştik, radyolarda şarkımız çalıyordu ve büyük bir tura çıkacaktık.
TOURNÉ DOS GARANHÕES PELO MÉDIO-ORIENTE AUMENTOU A RECEITA EM 30 %
"Stallyns'ın Ortabatı Turnesi Ürün Verimliliğinde % 30 Artış"
Em tourné?
- Turdaydın demek.