Translate.vc / Portuguese → Turkish / Tower
Tower translate Turkish
292 parallel translation
Do ponto mais alto da cidade, a famosa'WooIworth Tower'.
Şehrin en yüksek noktası Ünlü Woolworth Kulesi'nin tepesinden
A WooIworth Tower?
- Woolworth Kulesi mi?
- Sim, a WooIworth Tower.
- Evet, Woolworth Kulesi.
Espere aí, rapaz. Você disse'WooIworth Tower'?
Tut telefonu kardeş Woolworth Kulesi mi dedin?
É a primeira vez que me sinto agradecido à Coit Tower.
Bu Coit kulesine ilk defa müteşekkir kalışım.
- Ok, Jeff. Burbank Tower, isto é um vôo | americano 812, cambio.
Burbank Kule, burası American Flight 812, tamam.
Burbank Tower para Vôo 812 americano, cambio. Burbank Tower para Vôo 812 americano, cambio.
Burbank Kuleden American Flight 812'ye, tamam...
Burbank Tower para vôo 812 americano, | você está em dificuldade?
Burbank Kuleden American Flight 812'ye, Bir sorun mu var?
Se fosse eu, estaria a viver no topo da Câmara, ou melhor, da Oxy Tower, em vez daquela espelunca onde está.
Ben olsam, Kent Sarayı ya da daha iyisi, Oxy Kulesi'ne yerleşirdim... Yani o zindanda oturmak yerine...
Olá, e saudações calorosas do salão de baile de Reading onde há muito pouco, são pescoços e pescoços cabelos e colares, chicotes e selins, tijolos e baldes, cavalos e dentes gorros e coxas, traseiros na ponta.
Merhaba, Reading Tower balo salonuna hoş geldiniz. Rekabet çok sıkı, başa baş eyere göz, yemliğe eyer, tuğlaya kova, ata diş gözlüğe kalça, kıça burun.
Em Devil's Tower, Wyoming, descarrilou um comboio cheio de gases químicos perigosos, obrigando à maior evacuação na história destes controversos transportes por comboio.
Wyoming, Devil's Tower'da tehlikeli kimyevi gaz yüklü bir tren raydan çıktı ve demiryolu tarihindeki en geniş tahliyeye yol açtı.
Devil's Tower, no Wyoming, foi o primeiro monumento nacional a ser erigido neste país por Theodore Roosevelt, em 1915.
Devil's Tower, bu ülkenin 1915'te Roosevelt tarafından ilan edilen ilk milli anıtı.
" 2655 do Century Plaza Tower...
"Century Plaza Tower Otel'in"...
- Tower.
- Tower.
Capitão Tower?
Yüzbaşı Tower...
Capitão Tower, da Marinha Americana, o oficial de mais alto posto.
Yüzbaşı Tower, Amerikan deniz piyadesinden. Yüksek rütbeli subayımız.
A equipe do Capitão Tower interrogou vários residentes do local onde Charles foi visto pela última vez.
Yüzbaşı Tower'ın adamları, Charles'ın son görüldüğü yerdeki insanlarla görüştü.
Se precisar de alguma coisa, peça a mim ou ao Capitão Tower e providenciaremos.
Başka bir şeye ihtiyacınız olursa bana ya da Yüzbaşı Tower'a haber verin. Sizi ararız.
Ray Tower deu-nos boleia.
Ray Tower bizi götürdü.
Estão falando de Tower?
- Tower'dan mı bahsediyorsun? / - Evet
Você disse que foi à casa de Tower para ver o tal almirante e...
Tower'ın evine şu Amiral'i görmeye gittiğinizi söylediniz ve...
Nessa altura estávamos no toque de recolher e Tower insistiu que ficássemos... e não havia nada que pudéssemos fazer.
O saatte sokağa çıkma yasağı başlamıştı ve Tower kalmamız için ısrar etti ve başka seçeneğimiz yoktu.
E quando acordámos no dia seguinte, Tower já havia saído.
Ertesi sabah kalktığımızda Tower gitmişti.
- O próprio Capitão Tower verificou.
- Yüzbaşı Tower bizzat kontrol etti.
Ed, cinco minutos depois de dar a lista a Tower esses amigos certamente seriam presos pelos militares.
Ed, Tower'a o listeyi verdikten 5 dakika sonra askerler hepsini tutuklar.
" E durante o churrasco, chegou Ray Tower.
Barbekü sırasında Ray Tower geldi.
Ray Tower trouxe-os de volta? "... chegou Ray Tower.
Ray Tower mı onu geri götürmüş?
Mais tarde levou-nos de volta a Santiago ".
Ray Tower geldi. Sonra bizi Santiago'ya geri götürdü.
"Depois de enviar o telegrama, Patrick propôs-se arranjar boleia para Santiago... "... que estava voltando com Herbert Porterfield ".
"Babama telgrafı gönderdikten sonra, Patrick bize Herbert Porterfield'la birlikte dönecek olan Yüzbaşı Ray Tower'la Santiago'ya gitmemizi ayarlamayı önerdi".
Ray Tower é o número dois na sua lista negra.
Ray Tower, onların ölüm listesinde ikinci sırada.
Ray Tower, Charlie Horman.
Ray Tower, Charlie Horman.
O Capitão Tower pediu-me para investigar o paradeiro de Charles.
Yüzbaşı Tower, benden oğlunuzun nerede olduğunu araştırmamı istedi.
Vou processá-lo, Phil, e Tower e o embaixador e todos aqueles que deixaram o meu filho morrer. A coisa ficará tão feia para vocês que vão desejar nunca ter nascido.
Temin ederim ki senin, Tower'ın, büyükelçinin ve onun ölmesine neden olan herkesin hayatını cehenneme çevireceğim.
Não me interessa que ele estivesse a planear hipotecar esses fundos para comprar a Torre Trump.
Malları Trump Tower'ı satın almak için topladıysa bile umurumda değil.
E para vocês, espectadores de casa, podem comprá-lo toda a noite na Tower Records.
Evde seyretmek isteyenler, Tower Records'dan kaset temin edebilirler.
Está na Maternidade Tower, Roy.
Tower Doğumevindesin.
Roy Hobbs, a estrela dos Nova / orque Knights, encontra-se internado no Hospital de Maternidade Tower em Nova / orque.
New York Knights'ın yıldızı Roy Hobbs New York Tower Doğumevi'nde yatıyor.
" Informo-o, pelos poderes que me foram outorgados pela Secção 47, parágrafo 7 da lei 438476 que o Sr. Buttle, Archibald, residente nas Torres Shangri-Ia, n ° 412 foi convidado a comparecer no Ministério da Informação
438476 Konsey Karar Numarası, 47. Fıkrayla bana verilen yetkilere dayanarak size şunu bildirmek isterim ki 412 North Tower, Shangri-La Towers'ta ikamet eden Bay Buttle Archibald Bilgi Bakanlığı'na soruşturmalarda yardım etmek için davet edilmiştir.
Midway Tower, recebido, Whiskey Sierra Bravo.
- Midway Kule. Anlaşıldı, Whiskey Sierra Bravo.
Entendido, Lincoln Tower, 0-5-Charlie.
AnlaşıIdı Lincoln Kule 0-5 Charlie.
Lincoln Tower, Bonanza 4-8-Zulu.
Lincoln Kule, Bonanza 4-8-Zulu.
E coisas estrondosas Como o trabalho da Torre de Londres
Ve Tower Bridge işi gibi harika bir şey
Conta-lhe aquela vez que decidiste não comprar aquela propriedade onde um idiota construiu a Sears Tower.
Yani, ailesinin yas tutması falan bittikten sonra. Al, belki de ailesine özel bir şey yollamalıyız. Öyle mi dersin?
Fala o Sr. K., do Tower Hotel, quarto 671.
Ben Kule Oteli 671 nolu odadan Bay K.
Onde estamos, na Trump Tower?
Neredeyiz, Trump Kulesinde mi?
Temos que nos preparar para a festa.
Tower çiftliğindeki partiye hazırlanacağız.
Lembrava-me de Coit Tower.
Coit kulesini hatırladım.
- Burbank Tower para vôo 812 americano, você está em dificuldade? Santo Mackeral. |
- Vay canına!
Vôo 812 americano reportando a Burbank Tower, cambio.
American Flight 812 Burbank Kule'ye bildiriyor, tamam.
Olá, Ray Tower.
Merhaba, Ray Tower.
E por pouco se evitou uma tragédia, há momentos, quando uma mulher chorosa e os seus dois filhos histéricos foram convencidos a descer de um parapeito da Sears Tower.
O şey için, Peg. Tam havamdayım. Gidelim.